Helikopterden atılan Turgut ve Şiban’a ilişkin Van Valiliği’nden yapılan açıklamayı değerlendiren HDP’li milletvekilleri, ‘devlet eliyle cinayete tam teşebbüs’ olduğunu belirterek, iktidarın 90’lı yılların yöntemlerine döndüğünü söyledi
Van’da gözaltına alındıktan sonra işkence gördüğü ortaya çıkan Osman Şiban ve Servet Turgut’un, helikopterden atıldıkları hastane raporuyla kanıtlanmasının ardından Van Valiliği’nden gelen açıklamada, “Servet Turgut adlı şahsın dur ihtarına uymayarak kaçmaya çalıştığı esnada kayalık alanda düştüğü ve yaralandığı gözlemlenmiş, mukavemet göstermesine rağmen yakalanıp usulüne uygun olarak muhafaza altına alınmıştır” denilmişti. HDP Van Milletvekilleri Muazzez Orhan, Murat Sarısaç ve Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, valiliğin yaptığı açıklamayı değerlendirdi.
‘Kürdistan’da işlenen birçok cinayet’
Turan, hastane başhekimleriyle yaptıkları görüşmelerde, yurttaşların yüksekten düştüğünü kendilerine ifade edildiğini belirtti. Turan, parçaların yan yana getirilmesiyle bu olayın devlet eliyle bir cinayete tam teşebbüs ve bir ağır insan hakkı ihlali olduğunun açıkça görüleceğini dile getirerek, “Bunu hastanenin verdiği yüksekten düşme raporu, başhekimin yüz üstü düştüğü ifadesi ve çoklu travma tanısına dayanarak söylüyorum. Bu durumlar darpla olmaz yani ancak şiddetli bir şekilde yüksekten düşmeyle olur. Görgü tanıklarının ifadelerinde zaten bu insanların helikoptere bindirilinceye kadar sağlam olduklarına yöneliktir. Valiliğin yaptığı açıklamaysa tam tersine bu şüpheleri daha da fazla arttıran cinsten. Kürdistan’da şuana kadar işlenen birçok cinayette, suçta ve ağır insan hakkı ihalelerinde valiler, komutanlar, içişleri bakanlığı şimdiye kadar hep buna benzer açıklamalar yaptılar. ‘Çatışma esnasında ölü ele geçirildi’, ‘Silah çekti öldürüldü’, ‘Dur ihtarına uymadı’ gibi ifadelerin ardından ne olduğunu anladık. Bunların artık güneşin balçık sıvanmasının mümkün olmadığını bize gösteriyor” dedi.
‘İktidar, zulmünü artırıyor’
Devletin kendi ezberini tekrar ettiğini vurgulayan Turan , “Kürt sorununu çözeceğiz” diye yola çıkan AKP iktidarının 90’lı yılların yöntemleriyle asimilasyon, imha ve inkar politikalarıyla Kürt meselesini ve Kürdü ortadan kaldırarak yok etme eğilimine girdiğini söyledi. Bu politikaların daha önce olduğu gibi tutmayacağını sözlerine ekleyen Turan, şöyle devam etti: İktidar, zulmünü artırarak iktidarda kalmanın tek yol olduğunu düşünüyor. Artık rıza üretebilecek halkın desteğini alabilecek mekanizmaları bitti. Buradan da çıkış yok. Bu gidiş kesin bir gidiştir. Giderken de insan hakkı karnelerini daha da fazla berbat hale getirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Biz de sonuna kadar buna karşı direneceğiz.
Hastane raporu
Valilikten gelen açıklamayı vahim olarak değerlendiren kent milletvekili Muazzez Orhan bir kentin mülki amirinin yaşanan vahşete bir kılıf uydurmaya çalıştığını ifade etti. Orhan, “Valilik tamamıyla gelen heyetin açıklamasını manipüle etme, kamuoyunu yanıltmak için bu açıklamayı yapmıştır. Hastane raporunda bu insanların yüksekten ve helikopterden düştüğü belirtiliyor. Hastane yeklileri yaralıların getirilirken yanlarında kimse olmadığı belirtiliyor ama hastane raporunda askerlerin getirdiği yazılıyor. Yani yaralıları hastaneye getiren askeri yetkililer kişilerin helikopterden atıldığını söylüyorlar. Valilik 12 gün sonra aslında suçu itiraf etmiştir” diye belirtti.
‘Toplum olmaktan çıkardı’
Milletvekili Murat Sarısaç ise, yaşanan durumun AKP-MHP’nin Kürt düşmanlığında geldiği nokta olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: İki köylü sırf Kürt oldukları için böyle bir uygulamayla karşı karşıya kaldılar. Bunu tartışmamız insanlık adına da vicdan adına da gerçekten Türkiye’nin yaşanılamaz hale geldiğini, Türkiye’de AKP-MHP faşist rejimini toplumunu kutuplaştırdığını ve bizi toplum olmaktan çıkardığını gösteren bir durumdur.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı