‘COVİD’ travması bir yandan yıkıma neden olurken, öte yandan öğretmeye devam ediyor. Önce basit bir soru ile başlıyoruz: Dünyanın birçok yerinde uzun süreli karantinalar nedeniyle düşen üretim, neden hayatı tam anlamıyla durdurmadı? Mesela aylardır yeni model otomobiller, hiç aynı hızlı üretilmediği halde mahvolmadık ?
Bunu söylerken ülkelerin ekonomik durumlarından, mali krizlerden, finansal darboğazlardan söz etmiyorum. Kapitalist sistem, tabii ki ekonomik anlamda çöküyor ama insanlık bu çöküşü hangi halde yaşıyor? Yani, eğer bu ekonomik sistem dışında, başka türlü bir ‘ekonomik’ sistem içinde olsaydık, her üç ayda bir yeni otomobil üretmenin, hatta üretmenin hiçbir manası olmadığını görecektik. Basitçe bir şekilde söylersek, yeni otomobil üretilmediğinde ölmüyoruz. Bu durumda yeni otomobil üretmenin ‘gereksiz’ bir şey olduğu ortaya çıkmıyor mu?
Buna karşı çıkabilecek arkadaşlar olursa, dediklerimi yıllardır yazdığım, diğer yazılar eşliğinde değerlendirmelerini söylemeliyim. Ancak herkesin en azından, mesela ‘bir yıl yeni otomobil üretilmezse hiçbir şey değişmeyecek’ çizgisinde mutlaka birleşeceği düşüncesine inanıyorum.
Covid, kapitalizmin obez medeniyetinin ne kadar, lüzumsuz olduğunu da gösterdi. Üç-beş günlük işçi grevlerini bile, ülke yıkıcı olduğu propagandaları yapanlar, idari tedbirlerle ortadan kaldıranlar, yasaklayanlara, bu kadar üretimsiz-mevzi ve az üretimli dünyanın hiç de insanlığı yıkmadığını, doğaya biraz da olsa nefes aldırdığını, gördük.
Bertrand Russel; Birinci Dünya Savaşında, sadece savaşan 20 milyon insan varken, çılgınca silahlar üretilirken ve şehirlere bombalar düşerken, işçilerin çalışma saatleri ile savaş sonrasında, bu kadar insan işlerine geri döndüğünde, aynı hızla silahlar üretilmediğinde ve şehirlere bomba düşmezken, neden çalışma saatleri-mesai, kısalmaz diye soruyordu.
Neden?
Burada başka türlü bir üretimin ipuçları da var. Neleri ve ne kadar üretmek zorundayız sorusu bu. Bize refah diye yutturulanın, aslında hayatımızdan, ne kadar zaman çaldığını hatırlatabiliyor. Yeni bir ihtiyaçlar listesi çıkarma zamanı bu ya da daha doğrusu, nelere gerçekte, ihtiyacımız olmadığı listesi.
Daha az şeye sahip olmak, bizi daha özgür ve mutlu kılacak, inanın buna.
ve zaten ‘yoksa dünya mahvolur’
Ya da oldu belki de…