Türkiye destekli SMO’nun işlediği savaş suçlarının yer aldığı BM Suriye raporu, İnsan Hakları oturumlarında ele alındı. Birçok devlet, Suriye’de işlenen savaş suçlarının araştırılması için UCM’ye yetki verilmesini talep etti
Geçen hafta açıklanan Birleşmiş Milletler (BM) Bağımsız Uluslararası Suriye Araştırma Komisyonu Suriye raporu, BM Cenevre Ofisinde devam eden 45. İnsan Hakları Oturumlarında ele alındı.
Hazırlanan raporu oturumlara sunan Araştırma Komisyonu Başkanı Paulo SergiO Pinheiro, Suriye halkının ağır insan hakları ihlallerine maruz kaldığının altını çizerek konuşmasına başladı. ANF’den Serkan Demirel’in haberine göre rejim bölgelerinde, Türkiye ve Türkiye destekli paramiliter grupların elinde olan bölgelerde yaşanan ağır insan hakları ihlallerini hatırlatan Pinheiro, bu suçların savaş suçları kapsamında değerlendirilebileceğini söyledi. 9,3 milyon Suriye vatandaşının yardıma muhtaç bir şekilde yaşadığı ve temel sağlık malzemesi ve hizmetinden yoksun olduğunu belirten Pinheiro, uluslararası aktörlere de sorumluluk çağrısında bulundu.
SMO’nun savaş suçları anlatıldı
Raporda Türkiye ve paramiliter grupların elinde olan Êfrîn ve Serekaniyê’de işlenen savaş suçlarına değinen Pinheiro, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO), rehin alma, zalimce muamele, işkence ve tecavüz gibi savaş suçlarını işlemiş olabilir. SMO, Kürtlerin yaşadığı bölgeleri yağmalıyor ve halkın malına el koyuyor. Bu bölgedeki tüm kimlikler ve kültürler büyük bir saldırı altında. UNESCO tarafından kültürel miras olarak kabul edilen alanlar buldozerlerle yağmalandı. Türkiye, Suriye’deki silahlı gruplar ve aktörler üzerinde önemli bir rol oynamaktadır. SMO ve diğer grupların işlediği bu suçlarını önlemek Türkiye’nin sorumluluğundadır. Türkiye’ye kontrolü altında yaşanan bölgelerde mağdurlara tazminat hakkı sağlamak ve sivilleri korumakla yükümlüdür” ifadelerini kullandı.
BM Soruşturma Komisyonu olarak, Suriye’de işlenen savaş suçlarını ilişkin Uluslararası, Tarafsız ve Bağımsız Mekanizma (IIIM) ile yakından ilişki içerisinde olduğunu ifade eden Pinheiro, işlenen suçların sorumlularının açığa çıkarılması ve uluslararası hukuk çerçevesinde yargılanmasını sağlanması gerektiğine vurgu yaptı.
Pinheiro’nun rapor sunumundan ardından İnsan Hakları Konseyi Üyesi Devletlerin temsilcileri söz alarak, rapor üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Lüksemburg: Sorumlular açığa çıkarılmalı
Oturumlarda söz alan Lüksemburg temsilcisi, Suriye halklarına yönelik işlenen suçlarını kınayarak konuşmasına başladı. Temsilci, “Zorla mallara el konulması, keyfi gözaltı, tutuklama ve zorla kaybetmeler kabul edilemez. SMO’nun Kürt kadınlarına dönük cinsel saldırılarını şiddetle kınıyor ve sorumluların açığa çıkarılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
İtalya: Cezasız kalmamalı
Oturumlarda söz alan İtalya temsilcisi ise sivillere dönük saldırıların uluslararası hukukun açıktan ihlali olduğunu hatırlatarak, “Suriye’de işlenen insan hakları ihlalinin ve uluslararası hukukun ihlalinin karşılığı cezasızlık olmamalı. Savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlar açığa çıkarılmalı ve sorumlular bunlardan dolayı yargılanmalı. İtalya suçların yargılanması için gerekeni yapmaya devam edecektir. Adalet olmadan barış olmaz” şeklinde konuştu.
AB: Sorumluluk Türkiye’de
Avrupa Birliği adına yapılan konuşmada ise SMO’nun işlediği suçlardan derin endişe duyulduğu dile getirilerek, bu bölgelerde işlenen suçların Türkiye’nin sorumluluğunda olduğu belirtildi.
AB temsilcisi devamla şunları söyledi: “Türkiye bu bölgelerin kamu düzenini ve güvenliğini sağlama sorumluluğu taşımaktadır. Rapor, bu bölgelerde sivillere yönelik ayrım gözetmeksizin saldırılara, zorla kaybetmeye, işkenceye, kötü muameleye, yağma ve sivil mülklere el konulmasının yaygın olarak yaşandığına dikkat çekiyor. Suriye’nin durumunu Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) yönlendirme de dahil olmak üzere, bu bölgelerdeki tüm yetkililer bu suçların sorumlusu olarak sorumlu tutulmalıdır. Kuzeybatı ve Kuzeydoğu Suriye’deki kitlesel yerinden edilmeler ve demografik yapının değiştirilmesi de aynı şekilde ele alınmalıdır.”
İrlanda: UCM’ye sevk edilsin
İrlanda adına yapılan konuşmada şunlar ifade edildi: “Kadınlar ve çocuklarda dahil olmak üzere zorla kaybetmeler ve keyfi gözaltılar ve diğer suçlar son derece rahatsız edici. Bu tür iğrenç suçlar, en temel insan haklarını ihlal ediyor ve savaşa siyasi çözüm bulma çabalarını baltalıyor. Bu suçların sorumlularını açığa çıkarmaya çağırıyoruz. İrlanda, uluslararası insancıl hukukun ihlalleri ve çatışma sırasında işlenen insan hakları ihlalleri için hesap verebilirlik ihtiyacını bir kes daha vurgulamaktadır. Suriye’deki yaşananların Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) sevk edilmesini istiyoruz.”
Almanya: Endişeliyiz
Oturumlarda söz alan Almaya konuya ilişkin AB’nin bildirisine uyulduğunu belirterek, “Sayın Pinheiro’nun Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’nun olduğu yerler olarak tarif ettiği, yani Türkiye kontöründeki bölgelerde savaş suçları bulgularının bulunmasından endişeliyiz. Almanya olarak bütün aktörleri uluslararası hukuka saygı duymaya çağırıyor ve Savaş suçlarını araştırmakla yetkili uluslararası kuruluşların Suriye’ye erişimine izin verilmesini talep ediyoruz” diye ekledi.
Küba: Sorumlusu Batılı ülkeler
Küba temsilcisi ise Suriye’de yaşananların sorumlusunun batılı ülkeler olduğunun altını çizerek, “Suriye’nin egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve kendi kaderini tayin etme hakkına saygı duyulması bir kez yine söylüyoruz. Suriye’deki çatışmanın sürdürülmesine katkıda bulunan, terörist gruplara silah, finansman istihbarat ve lojistik sağlayan batılı güçler, binlerce sivilin ölümünden ve yaşanan hak ihlallerinden sorumludur. Yaşanan ihlallerde batılı güçlerin sorumluluğuna değinmeyen komisyon üyelerini de kınıyoruz” dedi.
Öte yandan, konuya ilişkin söz alan birçok devlet temsilcisi, Suriye’de özellikle Türkiye ve ona bağlı grupların yaşandığı bölgelerdeki hak ihlallerini eleştirdi.
NEW YORK