Yeni kurulan Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi’yle ilgili tartışmalar sürüyor. ‘Algı operasyonlarına karşı faaliyet yürüteceği’ açıklanan daire, devletin zaten var olan ‘psikolojik savaş’ aygıtlarına bir yenisini ekliyor
Son çıkarılan kararnameyle Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın yetkileri artırılırken, dikkat çeken yeni görevler de verildi. Başkanlığa bağlı “Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi” kuruldu. Kararnameye göre bu daire, Türkiye’ye karşı yürütülen psikolojik harekât, propaganda ve algı operasyonu faaliyetlerini belirleyecek. Her türlü manipülasyon ve dezenformasyona karşı faliyette bulunacak. Yerli ve yabancı basın mensuplarının akreditasyonları ve basın kartı düzenleme görevini yürütecek. Kararnamede geçen “Kriz, afet, olaganüstü hal dönemleri ile yakın savaş tehdidi, seferberlik ve savaş halinde stratejik iletişim ve kriz yönetimi faliyeti ile tüm kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonu sağlamak” gibi görevler ise, yetkilerin kapsamı konusunda tartışmaları beraberinde getiriyor. Bu yetki maddesine göre, OHAL durumlarında devlete bir ‘psikolojik savaş’ örgütü daha armağan edilirken, ‘yakın savaş tehdidi’ gibi bulanık tanımlamalarla, her an herkesle kavgalı olan Türkiye’nin iç politikasına yeni bir baskı-sansür mekanizması kurulduğu iddia ediliyor.
Taşrada niye var?
Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi, ayrıca doğrudan merkeze bağlı bölge müdürlükleri kuracak. Bölge müdürlüklerinin merkezleri Adana, Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Bursa, Çanakkale, Diyarbakır, Edirne, Erzincan, Erzurum, Antep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Muğla, Samsun, Urfa ve Trabzon olacak, gerektiğinde buna yenileri eklenebilecek.
Basına yeni ‘andıç’ mı?
Basın ve Yayın Dairesi Başkanlığının görevleri düzenleyen ilgili maddeler de “yerli basın organlarının ve mensuplarının akreditasyon işlemlerini yürütmek, koordine etmek ve yerli basın mensuplarının çalışmalarını kolaylaştırıcı tedbirleri almak, bu tedbirleri uygulamak, gerekli görülmesi halinde sürekli ve geçici basın merkezleri kurmak” ile “ulusal, bölgesel ve yerel basının güçlendirilmesi amacıyla faaliyetler düzenlemek” olarak değiştirildi. Basın ve Yayın Dairesi Başkanlığı’nın görevlerine “Türk ve yabancı basın yayın organları mensuplarına basın kartı düzenlemek” ibaresi de eklendi. Böylece, şu anda zaten muhalif gazetecilere kapatılmış bulunan ‘Sarı Basın Kartı’ ve akreditasyon alanları artık tümüyle kontrol altına alınmış olacak; ayrıca iktidara ‘andıç’lar yayınlayıp medyanın bir bölümünü suçlu gösterme imkânı tanınmış olacak.
Altun: Tali değil asli faaliyet
Konuyla ilgili açıklama yapan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “İletişimin tali değil asli bir faaliyet olduğuna inanıyoruz. Karşı karşıya kaldığımız imkân ve meydan okumaları milletimizin menfaatleri doğrultusunda stratejik iletişim perspektifiyle yönetmek kritik önem arz ediyor. Ülkemize yönelik kara propaganda, manipülasyon ve dezenformasyonla etkin şekilde mücadele edeceğiz” diye konuştu.
TİB diriltiliyor mu?
1983-1985 tarihleri arasında Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Baş Danışmanı olan Ertuğrul Zekai Ökte’nin yıllar önce Aksiyon dergisine verdiği röportaj, dikkat çekici ayrıntılar barındırıyor. 12 Eylül’ün kurduğu Toplumla İlişkiler Başkanlığı’nın da (TİB) kurucu ve yöneticisi olan Ökte, söyleşide, “Harekât halka karşı da yapılıyor. Bu harekâtta her türlü vasıta kullanılır” demişti. Ökte, işleyişi de “Türkiye’de bu işi MGK’ya bağlı olan Toplumla İlişkiler Başkanlığı yapar. Gizli kısmını ise MİT yapar. Bu yapılırken her türlü vasıta kullanılır. Medyayla yapılır, karşı tarafın medyasıyla yapılır” şeklinde anlatmıştı.
Görevleri nelerdi?
MGK Genel Sekreterliği Yönetmeliği’nde TİB’e verilen görevler şöyle özetleniyordu: “Devlet çapında her türlü psikolojik harekât ihtiyacını tespit eder ve değerlendirir, Milli siyaset ve hedefler doğrultusunda uzun-orta-kısa vadeli harekât planları yapar ve planların günün gelişen şartlarına uygun olarak gelişmesini sağlar, Genel Sekreter’e sunar. Onaylanmış Psikolojik Harekât Planı’nı yürütür, icracı birimler tarafından yapılan uygulamaları takip ve kontrol eder, yönlendirir ve koordinasyon görevini yerine getirir.”
ANKARA