G20 Çevre Bakanları Toplantısı’nda toz pembe bir fotoğraf ortaya koyan Bakan Kurum, ‘Küresel salgının bir an evvel sona ermesini ve önümüzdeki yıl İtalya’daki toplantıda bir arada olmayı temenni ediyorum’ dedi
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, online düzenlenen G20 Çevre Bakanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, toz pembe bir Türkiye fotoğrafı ortaya koydu. Kurum, “İklim değişikliğinin sınır tanımayan küresel bir kriz olduğunu belirterek, “Dünyamızın içinde bulunduğu kritik eşikte ihtiyacımız olan şey küresel krizlere karşı küresel bir iş birliğini hayata geçirmektir” diye belirtti. Toplantının geçen yıl haziran ayında Japonya’da “Enerji Dönüşümü ve Sürdürülebilir Kalkınma” başlığıyla düzenlendiğini anımsatan Kurum, “Küresel salgının bir an evvel sona ermesini ve önümüzdeki yıl İtalya’daki toplantıda bir arada olmayı temenni ediyorum.” dedi.
Eylem planları bir yıkım planıdır!
G20 ülkelerinin dünya ekonomisinin yüzde 80’ini ve dünya nüfusunun üçte ikisini temsil ettiğine dikkati çeken Kurum, “Bakın Türkiye’de sadece 2020’nin ilk 9 ayında yaşadığımız sellerin bize maliyeti milyarlarca Türk lirası oldu. Onlarca insanımızı kaybettik. Biz ülke olarak, dünyamızı ilgilendiren sorunlara çözüm bulmak için çok önemli projelere imza atıyoruz. Bunlardan en önemlisi de iklim değişikliğiyle mücadeledir. Bugün Türkiye’nin 7 bölgesi için ayrı ayrı iklim değişikliği eylem planları hazırladık. Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı kapsamında çalışmalarımızı başlattık” sözleri ise dikkat çekerken, sellerde yaşanan yıkımın eylem planı kapsamında dere yataklarının daraltılmasından kaynaklandığını Bakan Kurum’un unuttuğu görüldü.
Plastik kullanımı düşmüş!
Bütün Avrupa’nın plastik dahil milyonlarca ton çöpünü Türkiye’ye taşınmasına ve üstüne üstlük yakılmasına olanak sağlayan iktidarın Çerve Bakanı Kurum, dünyanın en kapsamlı çevre projelerinden olan Sıfır Atık Projesi’ni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde başlattıklarını söyledi. Türkiye’deki plastik kirliliğini önlemek için ücretlendirilen plastik poşet kullanımının yüzde 80 oranında düşürüldüğünü belirtti. Kurum, ‘Sıfır Atık Mavi’ seferberliği ile deniz kirliliğinin önlendiğini ifade eden Kurum’un, Türkiye’nin atıkları geri dönüştürüldüğünü ve asla doğaya bırakılmadığını söylemesi ise gerçeklerin bu kadar ters yüz edilebilmesi karşısında şaşkınlık yaratıcı.
Yeşil yol!
Ülkemizdeki korunan alan büyüklüğümüzü, yüzde 9’dan OECD ortalaması olan yüzde 17’ye çıkaracaklarını belirten Bakan Kurum, “Türkiye’yi bir uçtan bir uca yeşil ağlarla öreceğimiz ekolojik koridorlar, yeşil hatlar, yeşil yollar oluşturuyoruz. 81 ilde 81 milyon metrekarelik alana yapacağımız millet bahçelerimizle, ülkemizdeki yeşil alan miktarını artırıyor, şehirlerimize nefes aldırıyoruz. Kuzey Ege Denizi’nde kırmızı mercanları koruyup yok olmalarını önledik, önlemeye de devam ediyoruz” diye belirtmesi ise muhtemelen toplantıya katılanları güldürmüş olmalı.
Türkiye doğa katliamı yapılan bir ülke!
Çevre Müh. Odası’nın hazırladığı Türkiye’nin çevre sorunları raporunun sonuç bölümünde şu tespitler yer alıyor: Ülkemizin özellikle Ege, Marmara ve İç Anadolu bölgelerindeki dere ve göllerin tamamı kirlenmiştir. Bu dere ve göller mevzuatımızda belirtilen 1. sınıf temiz yüzey suyu özelliğini yitirmiştir. Yapılan arıtma tesisleri yeterince denetlenmemekte, işletmesi sağlıklı yapılmamaktadır. Büyük Menderes, Kızılırmak, Sakarya, Susurluk, Küçük Menderes, Gediz, Bakırçayı, Ergene nehirleri açık kanalizasyon haline dönüşmüştür. Ankara’nın içerisinden geçen Ankara Çayı tehlikeli ve evsel atık taşıyan bir hale dönüşmüştür. Bunun temel nedeni atıksu arıtma tesislerinin işletmelerde olmaması, var olanlarının çalıştırılmaması, yanlış işletilmesi ve denetimlerin yetersizliğidir.
Binlerce maden ihalesi!
İklim değişimiyle mücadele ettiklerini iddia eden Kurum’a termik santrallere verilen teşvikleri hatırlatmak yeterli olacaktır. Orman, mera ve tarım arazileri üzerine 766 adet maden ihalesinin yapılıyor olması ve buna yapılmış olan binlerce ihale eklendiğinde Türkiye coğrafyasının büyük bölümü maden sahası haline getirildiği görülebilmektedir. Bu madenlerin yaratttığı ve yaratacağı kirlilik Bakan Kurum’un ilgi alanında olmadığı anlaşılıyor. Bakan Kurum yeşil koridorlar ifadesiyle Karadeniz yaylalarını birbirine bağlayan ‘Yeşil Yol’u kastettiği anlaşılıyor. Bu yolun bir yağma yolu (maden, turizm vb.) ve doğal yaşamı yerle bir edecek olan bir proje olduğu biliniyor. Koruma alanlarını arttırdıklarını iddia eden Bakan Kurum, mutlak korunması gereken doğal ve tarihi sit alanlarının statülerinin değiştirilerek her türden faaliyete açıldığını bilmiyor olamaz. Millet bahçeleri yapma iddiası ile kendi doğallığında yaşayan alanların içine işletmeler açıp bahçe haline getirilmesi de bir yağma girişiminden başkaca bir şey değildir.
EKOLOJİ SERVİSİ