İHD ve Cemil Kırbayır’ın ailesi, 40 yıldır akıbeti hakkında süren dosyanın kapatılmak istenilmesine ilişkin açıklama yaparak, adaletin sağlanması için buna izin verilmemesi çağrısında bulundu
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ile gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın ailesi, akıbeti hakkında açılan dosyanın kapatılmak istenilmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. “Dosyasının TBMM Raporu’na, delillere, belgelere, tanıklara rağmen kapatılmasına izin vermeyelim” denilen açıklamada, 40 yıldır süren dosyanın karanlıkta bırakılmak istenildiğine dikkat çekildi.
Dosya kapatılmak isteniyor
Açıklamada, Cemil Kırbayır’ın gözaltındayken kamu görevlileri tarafından işkence ile öldürüldüğü ve bedeninin kaybedildiği kuşkuya yer bırakmayacak kadar açık olduğu, bunun da Meclis raporuyla sabitlendiği vurgulandı. Açıklamada, kamu davası açmak yerine dosyanın “zaman aşımı” gerekçesiyle kapatılmak istenmesinin Cemil Kırbayır’ın akıbetinin açığa çıkarılması ve bu suçu işleyenlerin hesap vermesini engelleme girişimi olarak değerlendirildi.
‘Beraber karşı çıkalım’
İHD ve Kırbayır ailesi, Yargıtay’ın, Cemil Kırbayır dosyasında hukuki sürecin insan hakları ve evrensel hukuk değerleri ışığında ilerlemesini sağlama konusunda sorumluluğunu yerine getirmesi, Meclis’in ise Cemil Kırbayır, raporunun takipçisi olmasını istedi. Açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın, 9 yıl önce devlet adına Berfo Anne’ye verdiği sözü de hatırlatılarak, duyarlı herkesin Cemil Kırbayır dosyasında 40 yıldır süren hukuksuzluğun son bulması için harekete geçme çağrısı yapıldı.
Dosyada neler yaşanıyor?
“Cemil Kırbayır, 12 Eylül 1980’de gerçekleşen askeri darbenin ardından 13 Eylül 1980 de Ardahan’ın Okçu Köyündeki evinden devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kaybedildi.
Hatırlanacağı üzere: 05.02.2011 tarihinde dönemin Başbakanı Tayip Erdoğan’ın Dolmabahçe Sarayı’na davet ederek görüştüğü Cumartesi Anneleri içinde Cemil Kırbayır’ın annesi 103 yaşındaki Berfo Kırbayır da vardı. Berfo Anne’yi dinleyen Erdoğan’ın talimatı sonucu; TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun 9 Şubat 2011 tarihli toplantısında “gözaltında iken kayboldukları iddia edilen kişilerin akıbetinin araştırılması” amacıyla bir alt komisyon kurulması kararı alındı.
Mersin Milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül başkanlığında Çorum Milletvekili Murat Yıldırım, İzmir Milletvekili, Erdal Kalkan, İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’dan oluşan alt komisyon çalışmalarına Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Firik, Adalet Müfettişi Mecit Gürsoy ve Komisyon Uzmanı Kenan Altaş eşlik etti. Söz konusu Komisyon, 13 Eylül 1980 tarihinde gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Cemil Kırbayır’ın akıbetini araştırdı.
Komisyon, döneme ait belgelere ulaştı. Cemil Kırbayır’ı sorguda gören çok sayıda tanık ve sorgulamayı yapan emniyet ve MİT mensuplarıyla görüştü. Titiz bir çalışma sonucunda 350 sayfalık bir rapor hazırladı. Raporun sonuç bölümünde “Komisyonumuz; Cemil Kırbayır’ın gözaltında iken işkence gördüğüne, bu işkence sonucunda hayatını kaybettiğine ve cesedinin ölümüne sebebiyet veren sorgulamaları yapan kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığına inanmaktadır.” yazıldı.
Komisyon, Cemil Kırbayır’ın gözaltında iken işkence ile öldürüldüğü iddiasıyla ilgili olarak; sorgulamayı yapan üç birim olan Emniyet, MİT ve Sıkıyönetim Komutanlığının o dönemdeki görevlileri ve yetkilileri ile dönemin sıkıyönetim komutanı hakkında, Kars Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunarak elindeki tüm bilgi, beyan ve belgeleri Adalet Bakanlığı aracılığı ile Savcılığa gönderdi.
Bunun üzerine Kars Cumhuriyet Başsavcılığı, 2011/899 nolu yeni bir soruşturma başlattı. Soruşturma sırasında arşivde 2002/911 nolu takipsizlik kararı bulundu.
Anlaşıldı ki; Cemil Kırbayır’ın gözaltında kaybedilmesinden 6 yıl sonra, Kars Savcılığı bir soruşturma başlatmış (1986/1279 no) ancak soruşturmada 2002 yılında takipsizlik kararı vermişti. Söz konusu 2002/911 nolu takipsizlik kararı ise aileye tebliğ dahi edilmemiş dosya böylece kapatılmıştı.
Bu karar 2014 yılında aileye tebliğ edildi. Aile hemen Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurarak söz konusu takipsizlik kararının kaldırılmasını talep etti. Mahkeme takipsizlik kararını kaldırdı.
Ancak aradan 9 yıl geçtiği halde soruşturmayı sonuçlandırmayan, davayı açmayan Kars Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyayı 14 Kasım 2019 tarihinde “kanun yararına bozma” talebiyle Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Müdürlüğü’ne gönderdi ve Cumhuriyet Savcılığınca 2002 yılında zaman aşımı nedeniyle verilmiş olan ( 2002/ 911 sor.) takipsizlik kararını kaldıran Ardahan Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014 tarihli kararının kaldırılmasını istedi.
Bakanlık, 25 Şubat 2020 tarihinde Yargıtay’a başvurarak dosyada zamanaşımı bakımından ‘kanun yararına bozma’ kararı verilmesini talep etti. Dosya halen Yargıtay 8. Ceza Dairesi’inde inceleme aşamasında bulunuyor. Yargıtay’ın “kanun yararına bozma” kararı vermesi halinde dosyanın zamanaşımından kapatılması mümkün hale gelecek.”
MA