AYM, Yenişafak’ın ‘Katil’ ifadesiyle fotoğrafını paylaşarak Demirtaş’ı hedef göstermesine ilişkin yapılan başvuruyu ‘dayanaktan yoksun’ buldu
Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında Yeni Şafak gazetesinin 8 Eylül 2015 tarihinde resmini de kullanarak, “Katil” başlıklı haberiyle kendisi hedef gösterilmesine ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı başvuru karara bağlandı.
Demirtaş avukatları aracılığıyla 2015 yılında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na Yeni Şafak gazetesinde yer alan haber nedeniyle açık hedef haline getirildiği ve 6- 8 Ekim olaylarının sorumlusu olarak gösterilmek suretiyle hakkında ölüm emri verildiğini belirterek, haberin yayından kaldırılmasını ve isimlerini verdiği dört şüphelinin “hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve nefret” suçlarından cezalandırılması talebiyle suç duyurusunda bulunmuştu.
Demirtaş’ın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı başvuru yetkisizlik kararıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
Eleştiri sayılmlıymış!
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise yürüttüğü soruşturma sonunda 14 Aralık 2016 tarihinde haberin bir bütün olarak ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı ve suç teşkil etmediğine karar verdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın karar gerekçesinde ise haberin basın ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğu belirtilerek, Demirtaş, hakkında yazılanlar ise “Gazete tarafından siyasi parti lideri olduğu anlaşılan müştekiye yönelik sert bir eleştirinin yapılmakta olduğu, sözü edilen eleştirinin müştekinin siyasi faaliyet ve eylemlerinin eleştirisi biçiminde olduğu, bu eleştirilerin de demokratik bir toplumda sert ve ağır da olsa katlanılması gereken eleştiriler mahiyetinde olduğu” öne sürüldü.
Savcılık suç oluşturmadığı kanaatiyle “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verdi. Avukatların İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliği’ne yaptığı itirazda, kovuşturmasızlık kararının gerekçesi dikkate alınarak, reddedildi.
Bunun üzerine AYM’ye 2 Mart 2016 tarihinde yapılan başvuruda HDP binalarına ve partilerine yönelik saldırılar olduğu vurgulanarak, yargılama sürecinde hukuksuzluk olduğu ve “yaşam hakkı ihlal” edildiği gerekçesiyle başvuruda bulunuldu. Ayrıca, kovuşturmasızlık kararının üyesi olduğu siyasi partiye yönelik saldırılara uygulanan cezasızlık politikasının yeni bir örneği olduğu, bağlı olduğu siyasi parti ve Kürt sorunuyla ilgili konularda basmakalıp bir uygulama olduğunu belirterek eşitlik ilkesinin ihlal edildiği vurgulandı.
‘Dayanaktan yoksun’ denildi
Adalet Bakanlığı ise görüşlerinde “Kişilerin başkalarının maruz kaldıklarını iddia etikleri saldırılarla ilgili bireysel başvuru yapamayacakları, etkili başvuru hakkının ihlal edildiği iddiasının özü dikkate alınarak yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğü kapsamında incelenmesi gerektiği, Anayasa Mahkemesinin daha önce sulh ceza hâkimliklerinin tarafsız ve bağımsız olmadığına yönelik şikâyetleri reddettiği, başvurucunun sulh ceza hâkimliklerinin bağımsızlığıyla ilgili olarak herhangi bir açıklama ve gerekçe sunmadığı” ileri sürerek, iddiaların dayanaktan yoksun olduğunu belirtti.
Avukatlar karşı örnkleri sıraladı
Bakanlık görüşüne karşıda görüş bildiren avukatlar, HDP ve Demirtaş’a yönelik saldırılara ilişkin şu örnekleri verdi:
“* 9 Mayıs 2015 tarihinde, yapılan bir akaryakıt kaçakçılığı ihbarını alan güvenlik güçleri adresi yanlış anlayıp başvurucunun yaşadığı dairenin kapısını çalmış ancak başvurucu ve ihbarcı ile görüştükten sonra hatalarının farkına varmışlardır.
* HDP Grup Başkan vekili İdris Baluken 5 Ağustos 2015 tarihinde, 2015 yılı Ağustos ayında IŞİD’e mensup bir saldırı timinin başvurucuya suikast yapmak amacıyla Suriye’den Türkiye’ye giriş yaptığına ilişkin bir dilekçeyi İçişleri Bakanlığına vermiştir.
* 22 Kasım 2015 tarihinde başvurucunun makam aracına silahlı saldırı yapılmıştır.
*4 Kasım 2015 tarihinde HDP Ankara İl Başkanlığına giden bir kişi, Parti üyesi bir kişiyi bıçaklamıştır. Saldırgan kısa sürede güvenlik güçlerince yakalanmıştır. A.T.G. isimli bir kişi 16/12/2015 günü saat 23.00 sıralarında HDP Genel Merkezi’ne pompalı tüfekle dört el ateş etikten sonra güvenlik güçlerince gözaltına alınmıştır.”
Şahsa yönelik olmadığı savunuldu
“Bireysel başvuru formunda ve Bakanlık görüşüne karşı verilen dilekçede birtakım saldırılardan söz edilmiş ise de anılan saldırılar başvurucu tarafından soruşturma makamlarının dikkatine sunulmamıştır” tespitini ileri süren AYM, kararında yapılan örneklemeleri Demirtaş’ın şahsına yönelik olmadığını belirtti.
AYM’nin kararında şu ifadeler yer aldı: “Başvurucunun şikâyetlerinin gazetedeki haberden hukuken sorumlu olduğu iddia edilen kişiler hakkında verilen kovuşturmasızlık kararıyla sınırlı olduğu ve kamu makamlarının başvurucunun yaşamına yönelik gerçek ve yakın bir tehlikenin önlenmesi için fiilî bir tedbir alınmamasına ilişkin olmadığı dikkate alındığında somut başvurudaki unsurların başvurucunun hayatına yönelik gerçek ve yakın bir tehlikenin varlığına ve kamu makamlarının anılan tehlikenin farkında olmalarına rağmen tehlikeyi önlemek için gerekli tedbirleri almadıklarına işaret ettiği söylenemez. Açıklanan gerekçelerle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.”
HABER MERKEZİ