Kapatılan Özgür Gündem’in yayın yönetmeni, muhalif yayıncılığı değerlendirdi
Özgür Gündem gazetesi İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 16 Ağustos 2016’da kapatıldı. Gazetenin İstanbul Beyoğlu’nda bulunan binasına yapılan baskında aralarında gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya ve Yazıİşleri Müdürü İnan Kızılkaya’nın da bulunduğu 24 gazeteci gözaltına alındı. Kaya ve Kızılkaya mahkeme tarafından tutuklanırken 22 gazeteci serbest bırakıldı. Kaya 5 ay, Kızılkaya ise 16 ay sonra tahliye oldu. Mahkeme kararıyla kapatılan gazete ise 29 Eylül 2016’da çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile tekrar kapatıldı. Zana Kaya, Özgür Gündem geleneğini ve neden hedef tahtasına konulduklarını Mezopotamya Ajansı’na değerlendirdi.
‘İlk adım biz olduk’
Özgür Gündem’in önemli bir basın geleneğinin temsilcisi olduğunu belirten Kaya, halkın gerçek haber alma hakkı için yayın yaptıklarını vurguladı. 2013 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından başlatılan çözüm süreci ile birlikte Türkiye toplumunda barış talebinin yükseldiğini hatırlatan Kaya, “2015 yılına geldiğimizde çözüm süreci sona erdi. Sürecin son bulması ile birlikte hükümete yönelik eleştirel yayın yapan basın kuruluşlarına yönelik baskı politikaları devreye girdi. Bu baskıların ilki Özgür Gündem gazetesine yönelik oldu ve bununla birlikte aslında muhalif basına yönelik baskının ilk adımı atıldı” dedi. Topluma yönelik baskıların ilk ayağının medya kuruluşları olduğunu söyleyen Kaya, “Toplumun taleplerini yansıtan medyanın bastırılması, yeni bir sürecin başlangıcı anlamına gelir. Özgür Gündem’e yönelik baskı da aslında başlayacak olan sürecin ilk adımıydı. Özgür Gündem’i hedef alan saldırı, sonrasında Türkiye’nin tüm muhalif medyasına dönmeye başladı. Tutuklamalar, kapatılmalar ile birlikte Türkiye basın tarihinin en kapsamlı furyası başlatıldı” diye kaydetti.
Özgür Gündem’in hedef alınmasının asıl nedeninin gerçeğe olan tahammülsüzlük olduğunun altını çizen Kaya, şöyle devam etti: “Türkiye’nin bugünkü koşullarında gerçekleri yazmanın ağır bedelleri var. Biz toplum adına yayıncılık yaptığımız için hakikatleri toplumdan saklayamazdık. Toplum adına gerçekleri yazmamız iktidarın hoşuna gitmedi. Baskı, zulüm, işkenceler, yaşanan gerçekleri somut belgeler ile fotoğraf ve videolar ile kaydederek kamuoyuna duyurmamız iktidarı rahatsız etti. Darbe girişiminden hemen kısa bir süre sonra hükümet darbe girişimini fırsat bilerek muhalif kesimlere yöneldi. Gündem’e yönelik baskı, gözaltı ve dava da darbe girişimi fırsat bilerek yapıldı. Demokratik siyasete, belediyelere müdahalenin başlangıcı oldu.”
‘Rehin alındık ama…’
“Haberlerimiz için tutuklandık” vurgusu yapan Kaya, şunları söyledi: “5 ay kadar tutuklu kaldım. Bu süreçler gerçekten zordu; ama baskıyı kıran gazetecilerin, dostlarımızın olması bize güç verdi. Meslektaşlarımızın bizim ardımızdan hakikati topluma ulaştırma çabası bize de direnme gücü verdi. Biz güçlüyüz çünkü haklıyız. Aslında biz rehin alındık. Hukuk gerçek anlamda işletilmiyorsa bu rehin almadan öte bir şey değildir. Hakikati ulaştırma görevini biz her türlü baskı ve zulmü göze alarak üstleniyoruz. Geleneğimizde ve tarihimizde olan hakikati ulaştırma arayışından hiçbir güç bizi alıkoyamaz. Hakikat kadar güçlü bir baskı aracı yoktur. Bizim sorumluluğumuz hakikate karşıdır. Cezaevleri de bizim için mücadele alanlarıdır. Bugün birçok aydın, yazar, gazeteci cezaevlerinde ve direnmeye devam ediyorlar. Bizler de er ya da geç hakikati topluma ulaştırmaya devam edeceğiz.”
‘Hakikati yazacak yayın neredeyse yok’
Baskılar ve kapatmalar ile birlikte başlayan süreçte yeni bir dönemin başladığına vurgu yapan Kaya, “Türkiye siyaseti yeni bir dönemecin içine girdi. Gerçeğe ulaşma kanalları tamamen kapatıldı. Basının içinde bulunduğu duruma baktığımızda Özgür Gündem’e yönelmelerinin nedenini çok daha net anlayabiliyoruz. Türkiye çok önemli krizlerin içinde fakat bunu yazacak, topluma sunacak, hakikat ne ise aktaracak yayın organı bulmak neredeyse imkansız. Medya iktidara yakın olarak neredeyse aynı manşet ve tek başlıkla çıkıyor.İktidarı öven bu yayın organları yaşanan hak ihlallerini, yoksulluğu, halkın derinden yaşadığı sorunların üstünü örten konumda yayın yapıyor. Özgür Gündem halkın hakikate ulaşma geleneğini savunuyordu. Şimdi başka gazeteler bunu sürdürmeye çalışıyor. Ne kadar saklanmaya çalışılsa da gerçek kendine mutlaka bir yol buluyor. Bugün Özgür Gündem olmaz başka bir yayın olur ama toplum ile hakikat arasında daima bir köprü kurulur ve kurulacaktır da” diyerek geçmişte bunun için ödenen önemli bedeller olduğunu hatırlattı.
İSTANBUL