Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş’ı ziyaret eden HDP Eş Genel başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, partilerinin Barış Politikası Eylem Programı’nı aktardıklarını ve önerilerini aldıklarını belirtti
Halkların Demokratik Partisi Eş Genel başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Edirne Cezaevi’nde tutulan önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile bir önceki Hakkari Milletvekili Abdullah Zeydan’ı ziyaret etti. Ziyaret sonrası Buldan ve Sancar cezaevi girişinde açıklamalarda bulundu.
İlk olarak konuşan HDP EŞ Genel Başkanı Pervin Buldan, şunları söyledi:
“Bugün Edirne Cezaevi’nde Sayın Demirtaş ve Abdullah Zeydan’ı ziyaret ettik HDP’nin iki eşbaşkanı olarak. Bu ziyareti bu süreçte gerçekleştirmemizin önemini özellikle ifade etmek istiyorum. Çünkü pandemiden dolayı bir uzun süredir cezaevine gelemiyorduk, arkadaşlarımızı ziyaret edemiyorduk. Daha önce önceki görüşlerimizde açık görüş yapıyorduk ama pandemi döneminde bugün kapalı görüş yapma gereği duyuldu. Yaptığımız bu kapalı görüşte her iki arkadaşımızın da; hem Demirtaş’ın hem de Sayın Zeydan’ın oldukça sağlıklı ve moralli olduklarını gözlemledik. Her iki arkadaşımızın da tüm halklarımıza, herkese özel selamlarını ve sevgilerini getirdik. İki arkadaşımızın da çok büyük bir morale sahip olduklarını ve sağlıklı olduklarını gözlemledik. Ben hem Sayın Demiraş’la hem de Sayın Zeydan’la birer saat görüştüm. Yine Eş Başkanımız Sayın Sancar’da birer saat görüştü. Toplam iki saat kaldık cezaevinde.”
Zeydan: Halkımız partisine sahip çıkıyor
Zeydan’ın Türkiye halklarına özel selamları olduğunu belirten Buldan, “Bu zorlu süreçte halkımıza teşekkürlerini ilettiler. Çok yoğun bir baskı ve saldırı sürecinde halkımızın dimdik ayakta olduğunu, partisine sahip çıktığını, içeride de olsa bunu görebildiklerini ve hissettiklerini ifade etti. Dolayısıyla bu zorlu süreci halkımızın birlik ve beraberliği ile dayanışma duygularıyla atlatabileceğine ilişkin hassasiyetini ve beklentilerini iletti sayın Zeydan. Kısacası bütün halkımıza çok özel selamları var. Birlik ve beraberlik ruhunu asla elden bırakmamaları gerektiği yönünde mesajı olduğunu ifade etmek istiyorum.
Sayın Demirtaş’ın da Türkiye toplumuna, halkımıza özel selamları var. Bu hastalıktan dolayı yaşamını yitiren tüm insanlara başsağlığı diledi, yakınlarına sabırlar diledi. Sayın Demirtaş, bu hastalıktan bir an önce kurtulmanın hem mesafe hem maske kullanarak bütün bu süreçlerde dikkat edilmesi gereken ne varsa bunlara dikkat ederek, halkımızın bu süreci atlatacağına olan inancını ifade etti. Biz ağırlıklı olarak Sayın Demirtaş ile Türkiye’nin barışı üzerine sohbet ettik. Türkiye’nin barışa olan ihtiyacı üzerine sohbetimizi geliştirdik. 1 Haziran’da HDP’nin açıkladığı tutum belgesi ile 3 aşamadan ve 3 ay devam eden; halklarla bir araya gelme Hakkari’den Edirne’ye yürüyüş, STK’lar ile buluşmalar, halkla buluşmalar; bütün bu süreçlerin sonucunda 1 Eylül tarihinde partimizin deklarasyonun çok önemli ve anlamlı olduğunu Sayın Demirtaş özellikle ifade etti. O dekorasyon içerisinde yayınlanan bütün maddelere Türkiye’nin ihtiyacı olduğunu söyledi. Kısacası biz Sayın Demirtaş ile barışı konuştuk. Tüm konuşmamız barış üzerineydi. Barış sürecini örebilmenin, geliştirebilmenin yol ve yöntemlerini konuştuk. Barış deklarasyonunu toplumsallaştırmanın yol ve yöntemlerini konuştuk. Kısacası bu süreçte herkesin üzerine düşen görev ve sorumluluğunu mutlaka yerine getirmesi gerektiğini yönündeki mesajını da sizinle paylaşmak halkımıza bu mesajı iletmek istiyoruz.”
‘Önemli konuları konuştuk’
Ardından söz alan Eş Genel Başkan Mithat Sancar ise şunları dile getirdi:
“Başta siz basın mensupları olmak üzere, bütün topluma, partili arkadaşlarımıza, herkese selamlarını yolladı her iki arkadaşımız da. Elbette gündemimizde siyasetin bütün önemli konuları vardı ama süre kısıtlıydı. Ancak birer saat görüşebildik her birimiz. Dolayısıyla olabildiğince hızlı ve önemli noktaları öne çıkaran bir görüşme yapma mecburiyetimiz oldu. Ayrıca yüz yüze görüşmeler çok daha verimli geçiyordu şimdi ahize ile konuşmak zorundaydık bunun da getirdiği bir kısıtlama var. Demokratik mücadele programınızı değerlendirdik. 1 Haziran’da tutum belgesiyle başlayan sürecin aşamalarıyla ilgili kendisine bilgi verdik, kendisinin de görüşlerini aldık sevgili Selahattin Demirtaş’tan ve elbette aynı şekilde Abdullah Zeydan’dan da.
‘Önerileri aldık MYK’de değerlendireceğiz’
Bundan sonra Barış Politikası Eylem Programımız başlıyor. Bununla ilgili kendisine hazırlıkları aktardık, bu konuda bilgi verdik. Kendisinden de öneriler aldık. Önümüzdeki dönemde barışı soyut bir çağrı olmaktan çıkaracak, somut bir programa dönüştürecek çalışmalara yoğun bir şekilde katkısı olacak. Zaten bundan önceki bütün çalışmalarda da aynı şekilde Demirtaş arkadaşımızın katkısı oluyordu. Somut önerileri oldu. Fikirlerini not ettik. 17’sinde MYK’mız var, barış eylem programımızın ayrıntılarını tartışacağız. Türkiye’de bütün kesimlere barış talebini ve çağrısını somut önerilerle birlikte aktaracağız. Her kesimden katkı bekleyeceğiz. Kendisinin de zaten temel yaklaşımı budur. Sayın Demirtaş da Türkiye’de toplumun bütün kesimleriyle çalışarak barışın sağlanabileceğini söylüyor. Bunu pek çok vesile ile zaten ifade etmişti. Şimdi bizim yeni programımız nedeniyle tekrar bu görüşünü bizimle paylaştı.
Demirtaş: Beni üzer
Bazı spekülasyonlar ve tartışmalar da yaşandı bu süre içinde. Selahattin Demirtaş adı etrafında yeni parti iddiaları ortaya atıldı. Aslında kendisinin de, bizim de bunları cevap vermeye değer görmediğimiz ortada. Böyle bir iddiayı ciddiye almayız. Cevap vermeye değer bile görmeyiz. Fakat bu tartışma köpürtüldükçe kendisinin de kısa bir açıklama yapma ihtiyacı doğdu. O kısa açıklamayı yapma gereği görmüş olmak bile kendisine çok ağır gelmiş. Şu anlamda: ‘Ben siyaseti, hayatı bu partide öğrendim. Bu partide mücadele ettim, büyüdüm, yürüdüm. Dolayısıyla benim partim dışında herhangi bir mecrada, HDP dışında herhangi bir arayışta adımın geçmesi beni üzer, hatta öfkelendirir’ diyor. Zaten parti içinde bizlerin eşbaşkanlar olarak, yönetim kademelerindeki herhangi bir arkadaşın bu konuda tereddüdü olmaz. Yani Selahattin Demirtaş etrafında üretilen spekülasyonları ciddiye almamız bizim için zaten ayıp olur. Aklımızın ucundan geçmez. O nedenle açıklama yapma, cevap verme gereği bile duymadık. Ama kendisiyle bugün yaptığımız görüşmeden sonra bu çerçeveyi sizlere aktarmak gerekiyordu. O spekülasyonları bir daha lütfen kimse gündeme getirmesin.
HDP’Yİ KARIŞTIRMA SENARYOLARI
Önemsiz midir bu spekülasyonlar? Hayır, bazı şeylere dikkat etmek açısından kayda değer buluyoruz. Bir yerlerde, birileri HDP’yi karıştırma senaryoları üretiyor olabilirler. Ama HDP’yi tanımıyorlar demek ki. HDP’nin bu tür spekülasyonlarla hele Demirtaş ismi üzerinden karıştırılması söz konusu olamaz. Böyle bir ihtimalin akla gelmesi bile akla ziyandır. HDP, bütün üyeleriyle, yönetim kademesiyle, içerideki yoldaşlarla, dışarıdaki arkadaşlarla bütün olarak mücadelesini sürdürecektir. Bu mücadelede de başta Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere eski dönem milletvekillerimiz, yöneticilerimiz, içerideki tüm arkadaşlarımız, belediye eşbaşkanlarımız, parti yöneticilerimiz; hepsinin görüşleri bizim için görüşleri bizim için çok değerlidir. Elbette Demirtaş ve Yüksekdağ eşbaşkanlık yapmıştır. Görüşleri bizim için her zaman kıymetlidir. Kendilerinin partiye her önerisi partinin her kademesinde ciddiyetle tartışılır. Biliyorsunuz Sevgili Demirtaş ittifaklarla ilgili yazılar yazdı. Kendisine de söyledik, bize doğrudan ilettiği her öneriyi, kamuoyuyla paylaştığı her görüşü biz parti kurullarımızda değerlendiriyoruz, tartışıyoruz. Kendisine de zaten değerlendirmelerimizin sonuçlarını düzenli olarak iletiyoruz.
‘Boşa uğraşıyorlar’
HDP yönetimi ile Demirtaş arasında ayrılık veya fesat yaratmaya yönelik girişimler beyhudedir. Akıllarından geçirenler bundan vazgeçsinler. Boşa uğraşıyorlar. Selahattin Demirtaş, içerideki tüm yoldaşlarımız gibi bizim çok değerli varlığımızdır. Birlikte yürüyoruz. Her aşamada, her kademede birlikte yürüyoruz. Bunun altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Bizim iletişimimiz düzenli olarak devam ediyor, devam edecek. Kararlılığını ve moralini bu açıdan gerçekten çok yüksek bulduk. Bu da bize daha fazla güç veriyor. “