Harun Karadeniz, tedavisi engellendiği için önce bir kolunu, sonra da yaşamını yitirdi. Ancak hiçbir aşamada dik çökmedi. Emperyalizme karşı mücadelede bir bayrak oldu!
Harun Karadeniz, 1942 yılında Giresun Alucra’nın Armutlu köyünde doğdu. Yoksul bir çiftçi ailenin oğluydu. Köyde daha fazla geçinemedikleri için Karadeniz ailesi, 1952 yılında Samsun’a taşındı.
Liseye orada başladı. Liseyi Samsun’da bitiren Harun Karadeniz, 1962 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nin İnşaat Fakültesi’ne girdi. Üniversitenin ilk yılları Harun için politikayla tanışma süreci gibiydi. Hızlı bir şekilde politikleşip eylemlerde yer aldı. İTÜ İnşaat Fakültesi Talebe Cemiyeti Başkanlığı ve İTÜ Talebe Birliği yönetim kurulu üyeliği yaptı. Bu dönemde, üniversitede gazoz yasaklama eylemleri gerçekleştirildi.
Gelişmeler Harun’u başka bir insana dönüştürdü. “Harun sen sağcı bir gençtin, nasıl ve neler oldu da bu noktaya geldin! Burjuvazi senin hakkında elliye yakın dava açtı ve senin için 150 yılı aşan hapis cezası istedi, ne nasıl gelişti de, bu sonuç çıktı” diye soranlara, Karadeniz neden sosyalist olduğunun cevabını ise belki de verilebilecek en sade şekilde veriyordu: “Ben sadece yurt sorunlarıyla ilgilendim.”
“Gençliği ülke sorunları ile ilgilenmeyen bir ulusun sonu gelmiş demektir” görüşünü benimseyen Karadeniz, eğitim görme olanağını bulan öğrenci gençliğin sadece kendi geleceği için değil, işçilerin ve köylülerin sömürü ve yoksulluktan kurtulması için de çalışması gerektiği sonucuna vardı. Düşünsel ve eylemsel olarak bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesine katıldı. Fikir Kulüpleri Federasyonu ve Türkiye İşçi Partisi üyesi oldu, Türkiye Komünist Partisi’nin çizgisini benimsedi.
Dönemin en büyük öğrenci yürüyüşü olan “Özel okullar devletleştirılmelidir” yürüyüşünde yer aldı ve kampanyasında etkin rol oynadı. Eğitim sistemindeki reformları gerçekleştirmek için yapılan üniversite işgallerinden biri olan İTÜ’nün işgalinde öncü oldu. Grev halinde olan Derby’de işgalin başlamasında işçilerin yanında İTÜ öğrencileri olarak yer aldılar.
O dönem Vietnam’da görev almış Robert W. Kommer Türkiye’nin ABD Büyükelçiliği’ne tayin edildi. Bunun üzerine Türkiye’de Kommer protestoları başladı. Ankara’da Kommer’in arabasının yakılmasından sonra İstanbul’da bayrak yakma eylemleri başladı. Bu eylemlerle, Kommer’in Ankara’dan geri alınmasını sağladılar. “Onlar Ortak Biz Pazar İşte Size Ortak Pazar” sloganıyla montaj sanayi ve ortak pazara hayır kampanyaları düzenlediler. ABD’nin 6. Filosu’nun protestolarında etkin rol oynadı. Bu eylemlerin birinde yakın arkadaşı Vedat Demircioğlu güvenlik güçlerince öldürüldü.
O dönemde, dönemin öğrenci liderleriyle ve yakın arkadaşlarıyla fikir ayrılığına düştü. Gençlik hareketlerinin sınıf hareketinden bağımsız olamayacağını söylüyordu. Öğrenci eylemlerini emekçilerle buluşturmak için yoğun çaba sarf ediyordu. Bu yönüyle çoğu gençlik liderlerinden çok daha ileriye gitti. Çok daha sağlam bir politika üretmesine rağmen, diğer öğrenci liderleri gibi öğrenci kitlelerini kucaklayamadı.
12 Mart 1971 darbesin sonrasında polise taş attığı ve öğrencileri kışkırttığı gerekçesiyle gözaltına alınarak, TKP ve DEV-GENÇ davasından yargılandı. Uzun süre yurt dışında tedavi görmesi gerektiğini bildiren raporlara rağmen cezaevinde tutuldu. Yurt dışına çıkabilir izni çıktığında ise artık her şey için çok geçti. İlk önce kolunu kaybeden Karadeniz,15 Ağustos 1975 günü İstanbul’da yaşamını yitirdi. Öğrendiklerini kitlelere anlatmayı kendine iş edinen ve tüm yaşamını sosyalizmi kitlelerle buluşturmak için adayan Harun Karadeniz, Olaylı Yıllar ve Gençlik, Eğitim Üretim İçindir, Devrimcinin Sözlüğü, Yaşamımdan Acı Dilimler ve Kapitalsiz Kapitalistler gibi dönemi anlatan teorik kitapları kaleme aldı. En fazla tanınan kitabı, Olaylı Yıllar ve Gençlik’te 1968 gençliğini ve deneyimlerini anlattı.