MİT mensuplarının haberini yaptıkları gerekçesiyle 19 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan üçü tutuklu sekiz gazeteci, yarın ikinci kez hakim karşısına çıkacak. Aynı gün Özgür Gündem davası da görülecek
Basın ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılarla gündemden düşmeyen ve yüzlerce gazetecinin tutuklu olduğu Türkiye’de yarın da gazeteciler yaptıkları haberlerden dolayı hakim karşısına çıkacak. İstanbul Çağlayan Adliyesi’ndeki 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem gazetesinin davası ile 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nde de Libya’da yaşamını yitiren MİT mensuplarının cenazesini haberleştirdikleri için yargılanan gazetecilerin duruşması görülecek.
Özgür Gündem gazetesinin 14 Şubat’ta görülen duruşmasında haklarında yakalama kararı bulunan ve henüz ifadeleri alınmamış olan Filiz Koçali ve Ragıp Zarakolu dosyaları ayrılmıştı. Mahkeme gazetenin İmtiyaz Sahibi Kemal Sancılı, Genel Yayın Yönetmeni Zana Kaya, Yazı İşleri Müdürü İnan Kızılkaya ve Eren Keskin’in de dosyalarını ayırmıştı. Mahkeme diğer sanıklar Necmiye Alpay, Bilge Aykut hakkında beraat, yazar Aslı Erdoğan için ise “Devletin birliği ve bütünlüğünü bozma” ve “Örgüt üyeliği” suçlamalarından beraatına, “Örgüt propagandası” suçundan da davanın zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle düşürülmesine karar vermişti.
İktidarın korkusunun dışa vurumu
Özgür Gündem davasına ilişkin konuşan gazeteci İnan Kızılkaya şöyle dedi: Aynı davada yargılananlardan üç kişiye beraat diğer sanıklara ceza istemenin kendisi başlı başına bir çelişki. Bu durum Özgür Basın’a destek verenlere bir gözdağı olduğu gibi iktidarın toplumda yaptığı gibi ayrıştırıcı yöneliminin dışa vurumu. Başta Kürt sorunu olmak üzere halının altına süpürülen sorunları haberleştiren organların kapatılması ve kolluk gücü ve yargı sopasıyla hizaya getirilmesi de iktidarın korkusunu açığa vuruyor. Yarı açık cezaevine çevrilen bir ülkede basın üzerindeki kıskaç, yönetenlerin politikalarına meşruluk aramaktan vazgeçip baskıyla sonuç almayı devre soktukları anlamına gelir. İktidarın içte ve dışta yürütülen militarist politikaları beraberinde toplumun nefes borularından olan medyayı da tamamen susturmaya yönelmiş durumda. Ama mızrak çuvala sığmaz misali işledikleri suçları yüzlerine vuran gazeteler ve gazeteciler daima var olacaktır.”
Libya haberinde 2. duruşma
Libya’da yaşamını yitiren MİT mensuplarına ilişkin yapılan haberler nedeniyle tutuklu bulunan OdaTv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, OdaTv muhabiri Hülya Kılınç ve Yeniçağ yazarı Murat Ağırel ile ilk duruşmada tahliye edilen gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ferhat Çelik, Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser ve OdaTv Haber Müdürü Barış Terkoğlu da yarın ikinci kez hakim karşısına çıkacak.
Davada BirGün gazetesi yazarı Erk Acerer ile Akhisar Belediyesi Basın Birimi görevlisi Eren Ekinci de yargılanıyor. Çağlayan’daki İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşma öncesi basın meslek örgütleri “gazetecilik yargılanıyor” diyerek saat 09.00’da adliye önünde buluşma çağrısı yaptı.
Gazetecilerden Çelik, Keser ve Terkoğlu ilk duruşmanın görüldüğü 24 Haziran’da adli kontrol şartıyla tahliye edilmiş, üç gazetecinin ise tutukluluk halinin devamına karar verilmişti.
Mahkeme heyeti mütalaanın hazırlanması için dosyanın savcıya teslimine de hükmetmişti. Duruşma öncesi basın meslek örgütlerinden dayanışma çağrıları da yapıldı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC):
“Türkiye’de yıllardır toplumu susturmak için gazeteciden suçlu yaratılmaya çalışılıyor. Gazetecilik suç değildir. Halkın bilmesi istenmeyen her haber, terör ya da casusluk faaliyeti olarak gösterilmeye çalışılıyor, topluma gözdağı veriliyor. Bu nedenle Türkiye cezaevlerinde en fazla tutuklu gazeteci bulunan ülkeler arasında yer alıyor. Halkın haber alma, gerçekleri öğrenme ve bilgilenme hakkını engellemek için gazetecileri tutuklamanın basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne, anayasaya aykırı olduğunu tekrar hatırlatıyoruz. Cezaevindeki 75 meslektaşımızın özgür bırakılmasını istiyoruz.”
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS):
“Bir hukuk devletinde neyin suç olup neyin olmadığı kişiden kişiye değişmez. Hukukta keyfiyet olmaz. Sosyal medyadan canlı paylaşılan, TBMM oturumuna konu olan bir cenazenin haberi nedeniyle gazeteciler hapsedilemez. Hiçbir dayanağı olmayan, somut bir delile dayanmayan bu davanın bir an önce düşürülmesi, tutuklu gazetecilerin bir an önce serbest bırakılmalarını istiyoruz.”
Haberin Var Mı İnisiyatifi:
“Meslektaşlarımız sadece gerçeği savundukları, baskılara boyun eğmedikleri için ağır tecrit koşulları altında tutuluyor. Gazeteciler Davası’nın ikinci duruşması 9 Eylül günü Çağlayan Adliyesi’nde görülecek. Bu kumpasa, adaletsizliğe karşı duran, gerçeklerin yanında olan herkesi saat 09.00’da adliye önünde buluşmaya davet ediyoruz.”
Ne olmuştu?
OdaTv Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve muhabiri Hülya Kılınç, 5 Mart’ta çıkarıldıkları mahkemece “MİT Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla tutuklanmıştı. Tutuklamaya gerekçe olarak “Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine OdaTv ulaştı” başlıklı haber gösterilmişti.
OdaTv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan da soruşturmaya dahil edilmiş, 6 Mart’ta ifade vermek için gittiği İstanbul Adliyesi’nde çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.
Söz konusu soruşturma genişletilerek gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ferhat Çelik ile Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser ve editör Semiha Alankuş ile Yeniçağ yazarı Murat Ağırel de ifadeye çağrılmıştı. 6 Mart’ta İstanbul Adliyesi’nde ifade veren gazeteci ve yazarlar çıkarıldıkları mahkemece yurtdışı yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Ancak savcılığın itirazı üzerine yeniden gözaltına alınan Çelik, Keser ve Ağırel, İstanbul 5’inci Sulh Ceza Hakimliği tarafından “İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etme” iddiasıyla 8 Mart’ta tutuklanmıştı.
13 Nisan’da Meclis’ten geçen İnfaz Yasası’nda yapılan değişikliğe gece yarısı son dakika ekleme yapılmış ve MİT Kanunu’na muhalefetten yargılananların infaz indiriminden yararlanmasının önüne geçilmişti.
Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 27’inci maddesi gereği tutuklanan gazeteciler hakkında 24 Nisan’da tamamlanan iddianameye Devletin Gizli Belgelerini Yayınlama (TCK 329-1) maddesi de eklenmişti. İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle gazeteciler 8 yıldan 19 yıla kadar hapisle cezalandırma talebiyle yargılanmaya başladı.
HABER MERKEZİ