Bu yıl online düzenlenen 11. Londra Kürt Film Festivali’nde 50’yi aşkın film erişime girdi. 10 gün süren festivalde Güney’den 7, Bakur’dan 12 film, Kürtlerin diasporada yaşadığı ülkelerden 10’dan fazla film gösterildi
Londra Kürt Film Festivali’nin (LKFF) bu yıl 11.’si gerçekleştirildi. Festival bu yıl ilk kez çevrimiçi ortamda gerçekleşti. 15-24 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilen festivalde 50’yi aşkın film gösterildi, yönetmenlerle 30’u aşkın tartışma, panel, masterclass gibi etkinlikler organize edildi. Kısa metrajlı filmlere odaklanan, özellikle de genç yönetmen kuşağın film endüstrisindeki varlığını görünür kılan, ilk online Kürt film festivali özelliği de bulunan LKFF deneyim ve sonuçlarını Londra Kürt Film Festivali Direktörü Ferhan Stêrk anlattı. Yeni Özgür Politika’dan Rewşan Deniz’e konuşan Stêrk, salgınla beraber dünyada online iletişim sanat hareketleri içerisinde bir hareketlenme olduğunu belirterek bütün festivallerin, sinemaların mevcut koşula adapte olduğunu söyledi. İlk kez online düzenlenen Kürt film festivali açısından başarılı bir sonuç ortaya çıktığını belirten Stêrk, bunun kendileri için bir tecrübe olduğunu ve çok şey öğrendiklerini söyledi. Festivalde kısa filmlerin tercih edildiğini söyleyen Stêrk şöyle konuştu: “Kürt sinemasında değil sadece tüm dünya sinemasında kısa filmler, bir film yönetmeni tarafından başlangıçtır, giriştir. Festival organizatörleri olarak kısa filmlere yeteri kadar değer vermediğimizi düşünüyoruz. Bu sayede gençleri özellikle de Kürt sinemasına yeni atılan, yeni filmler yapan gençleri ön plana çıkartmaya çalıştık. Festivale yüksek sayıda kısa film başvuru sayısı oldu. Biz de uzun filmleri bıraktık, online, global, kısa film serisine yoğunlaştık. Festivalde 53 tane kısa film gösterdik. Yeni, genç yönetmenleri izleyiciyle buluşturmak için de elimizden geleni yaptık.”
Festivalde her filmin 9 gün boyunca Youtube kanalı (https://www.youtube.com/c/LondonKurdishFilmFestival/featured) üzerinden gösterilmeye devam ettiğini söyleyen Stêrk, “Birçok filmi canlı yayında izleyebilen izledi, daha sonra da izleyici kanala girip bunu izlemeye devam etti. Bütün filmler, yani 53 film en az 500 ila 1000 ortalamayla izlendi. Bugüne kadar yaklaşık 100 bin ortalama sosyal medya alanında izleyici bu filmlere erişimde bulundu. İlk defa Youtube kanalını biz bu vesileyle oluşturduk ve 5 bine yakın abonemiz oluştu. Bizim için de ilk defa giriş oldu online Youtube kanalı oluşumuna” diye konuştu.
Rojava animasyonuna ilgi
Festivalde en çok Rojava animasyonunun ilgi gördüğünü söyleyen Stêrk, “Rojava üzerine Fransa’dan bir grup öğrencinin yaptığı, 5-6 yönetmeninin olduğu animasyon çok ilgi gördü. Yılmaz Özdil’in yapmış olduğu Barê Giran, Tahsin Özmen’in yaptığı Pantor, ödül alan For Camera filmi, ödül alan Mehmet Aksoy’un hayatı için yapılan The Heart of Raqqa filmi de çok büyük ilgi gördü. Festivalde Yılmaz Güney En İyi Film ödülünü alan ‘Köprünün İki Ucu’ adlı film de en fazla izlenenler arasındaydı. Yönetmeni Muhammed Seyyid Yıldız bu sene bu ödüle layık görüldü. Son derece bağımsız ve organizeli bir eleme usulüyle film seçildi. Filmi seçme nedenlerinden bir tanesi de filmin tekniki olarak çok özel bir metotla çekilmesi, birçok ironi ve metaforun filmde estetik bir şekilde anlatılmasıydı” dedi.
Rojhilat’tan 19 kısa film
Bu yılki festivalde Rojhilat’tan 19 kısa filmin gösterildiğini belirten Stêrk, “İlk defa Rojhilat Kürdistanı’ndan gelen filmleri izleyiciyle tanıştırıp daha fazla orayla ilgili sosyal hikâyeler, kadınla ilgili hikâyeler gösterme şansımız oldu” diye konuştu.
Her parçadan film
“10 gün süren festivalde Başur’dan 7, Bakur’dan 12 film, Kürtlerin diasporada yaşadığı ülkelerden 10’u aşkın film gösterildi” diyen Stêrk, 2 gün kadın 2 gün de çocuk temalı filmlerin gösterildiğini belirtti. Festivalde ödül alan filmlere ilişkin de Stêrk şunları dile getirdi: “Festivalde ödül alan filmler kapanış gecesinin yapıldığı 24 Ağustos’ta jüri eşbaşkanımız Britanyalı aktör Maxine Peake tarafından açıklandı. Festivalde 4 film ödül aldı, 3 tanesi jüri, birisi festival komitesi tarafından seçildi. Festival Komitesi Onursal Ödülü’nü Doğu Kürdistan’dan, For Camera (Kamera) filmine verdi. Aile içi şiddeti konu alan ve kendi ailesini anlatan yönetmen Mostafa Shahrokhi’nin çektiği bir film. Yılmaz Güney En İyi Film Ödülü Seyyid Yıldız’ın çektiği Two Ends of a Bridge (Köprünün İki Ucu) filmine verildi. İki tane de jüri özel ödülü vardı; The Heart of Raqqa (Reqa’nın yüreği) ve Slaughter (Kasap) filmlerine verildi. Kasap, Doğu Kürdistan’dan kara mizahın olduğu bir filmdi. Kürtlerin farklı alana yöneldiğini gösteren bir filmdi.”
KÜLTÜR SERVİSİ