Çukurova’nın kavurucu sıcağında çalışan mevsimlik tarım işçisi kadınlar, çadırlarda susuz bir yaşam sürüyor. ‘İş olsa niye bu rezilliği çekelim’ diyen kadınlar emeklerinin karşılığını alamadıklarını belirtti
Adana’nın Karataş ilçesinde Diyarbakır ve Urfa’dan gelen mevsimlik tarım işçileri, Çavuşlu köyü yakınlarında kurdukları çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor. Salgın önlemlerinin artırıldığı bu günlerde, geçtikleri yere bereketi taşıyan Seyhan ve Ceyhan nehirleri ile çevrelenmiş Adana’da mevsimlik işçilerin yaşadığı çadır kentlerde su yok. Ekonomik sıkıntılar, emek sömürüsünün yanında su sorunu ile karşı karşıya kalan mevsimlik işçiler, 9 ay çalıştıklarının memleketlerinde 3 ay yetmediğini söyledi.
‘Emzikli çocuklar var’
Şeker hastası Fatma Akça 7 aydır Adana’da. Sıcak ve tozdan şikayetçi Akça, suyu bile zor bulduklarını söyledi. Engelli bir oğlu olduğunu söyleyen Akça başka bir iş imkanı olmadığı için tarlada çalıştığını belirterek, “Bir oğlum böbrek hastası ve görme engelli. Emzikli çocuklar var, bir yandan onlara bakıyoruz. Yaşım da ilerledi ama mecbur çalışıyoruz. Pamuk topluyoruz, çapa yapıyoruz” dedi.
‘Perişanız burada’
Mevsimlik işçi olarak Diyarbakır’dan Adana’ya gelenlerden biride Selvi Müslüm. Müslüm, DAİŞ’in Kobanê’ye saldırdığı 2014 tarihinde çocuklarıyla birlikte Diyarbakır’a yerleşir. Aylık verilen 900 TL ile geçinmeye çalışan Müslüm ve ailesi, devlet tarafından bu ödeneğin iptal edilmesiyle birlikte kiralarını ödeyemez duruma geldiğini vurguladı. İş bulamayınca pamuk toplamaya gelen Müslüm, “Perişanız burada. Çok sıcak ve sinek çok. Zaten iki kişi çalışıyoruz ama yetmiyor. Diyarbakır’a döneriz, en azından orada iyi komşularımız var” dedi.
‘Kışın çamur içindeyiz’
“Urfa’da iş olsa bu rezilliği çeker miyiz?” sorusu ile karşılıyor bizi Güneş Aktaş. 7 aydır Adana’da olan Akta, sabah erken saatlerde uyandıklarını ve ilk işlerinin çadıra su taşımak olduğunu söyleyerek; “Biberi ekiyoruz, topluyoruz, bitirip Urfa’ya dönüyoruz, 1 ay orada kalıp tekrar geliyoruz Adana’ya. Annemiz, babamız, kardeşimiz hep memlekette, onları bırakıp buralara gelmişiz. Çocuklarımızla beraber çalışıyoruz, bir yevmiye gelir diye iş derdine düştük. Kışın çamur içindeyiz. Çocuklar şimşek çakınca, battaniyenin altında ağlıyor. Yazın ise sıcak, sinek ve yılanlar var” diye konuştu.
‘Öğretmen olma hayali’
Urfa’dan gelen Rabia henüz 17 yaşında olmasına rağmen 4 yıldır tarlalarda çalışıyor. Urfa’da iş olsa buraya gelmezdim diyen Rabia, “Öğretmen olma hayalleri kurarken, şimdi buradayım. Tarladan zaten yorgun geliyoruz, 2-3 saat uykuyla tekrar çalışmaya başlıyoruz. Çamaşır, bulaşık derken” diyor ve ekliyor devamlı iş devamlı iş” şeklinde konuştu.
Tulumbayla kuyu suyunu taşıyorlar
Yemek yapan Filiz Unutur ise, “Çektiğimiz rezilliğe değmiyor ama çalışmak zorundayız” dedi. Günlük 80 TL alan ve 6 çocuğuyla birlikte çalışan Unutur, sudan yakındı. Tulumbayla kuyu suyunu taşıdıklarını söyleyen Unutur, bulundukları yere yakın bir çiftlik olduğunu bazen oradan içme suyu aldıklarını belirterek, “Tabi oda çiftlik sahibi kapıyı açarsa. Tüm aile 9 ay boyunca tarlada çalışıyoruz. Fakat bu paranın Urfa’da 3 ay yetmiyor” dedi.
JINNEWS – Filiz Zeyrek