İstanbul’un en yoksul semtlerinden biri olan Tarlabaşı’nda yurttaşlar koronavirüs ile daha da hissedilir hale gelen ekonomik kriz yüzünden yaşam mücadelesi veriyor
Ekonomik kriz derinleşirken, krizin etkileri yaşamı içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Pandemi nedeniyle yaşanan işsizlik de var olan krizin üzerine binince halk yiyecek yemek bulmakta zorluk çekmeye başladı. İstanbul, Beyoğlu’nda bulunan Tarlabaşı Mahallesi sakinleri yaşadıkları durumu MA’dan İdris Sayılgan’a konuştu.
Yardımcı olan yok
Mahallede 6 yıldır lokanta işleten Mücahit Aksoy (28), iş hayatının en kötü günlerinden geçtiğini ifade ediyor. Müşteri bulmakta zorlandıklarını söyleyen Aksoy, durumlarını “Şu anda gördüğünüz gibi dükkan boş. Durumumuz yok. Hiçbir şekilde geçim kaynağımız yok. 3 kiramız da içerde, ödeyemiyorum. Ne kimse bize destek çıkıyor ne de kimse yardımcı oluyor. Gördüğünüz gibi bütün millet kan ağlıyor. İnsanların cebinde para yok gelsinler bir yemek yesinler. İnsanlar artık bir ekmek alıyor, içine biraz kaşar koyup köşe başında yiyor. Şu anda işler çok düşük, aşırı düşük. Bu gidişle herkes dükkanını kapatacak. İnsanlar sokaklarda kalacak. Felaketler yaşanacak. İş yok, güç yok, müşteri yok” sözleriyle dile getirdi.
Faturaları ödeyemiyorlar
12 yıldır inşaatlarda çalışarak geçimini sağlayan İdris Aksan (40) ise koronavirüs nedeniyle işsiz kaldı. 3 çocuk babası olup, kiralık bir evde kalan Aksan, “6 aydır işsizim. 3 aydır kiramı ödeyemiyorum. 6 aylık su faturam birikmiş ödeyemiyorum. Elektrik faturalarımı da ödeyemiyorum. Hiçbir gelirim yok. 6 aydan beridir tanıdıklardan borç alarak geçiniyorum” diyor.
İktidarın yanlış politikalarının ekonomiyi batırdığını söyleyen Aksan, iş başvurusunda bulunduğu İŞKUR, tekstil atölyeleri gibi yerlerden olumsuz yanıt aldığını anlattı. Aksan, asgari ücretle çalışacak bir iş bile bulamadığını belirterek, “Ne yaptıysam iş bulamadım. Hele bir de sigortalı işçi çalıştırmıyorlar. Mültecileri ucuza çalıştırdıkları için sigortalı iş bulamıyoruz. Bize iş imkanı sağlanması lazım. Bankadan 10 bin TL kredi çekmek zorunda kaldım. O da bitti. Nasıl ödeyeceğimi de bilemiyorum” diye konuştu.
Beslenemiyoruz
Çocukluğundan beri seyyar satıcılık yapan mahalle sakinlerinden Turan Kır (48) da, sadece karnını doyurabilecek kadar kazanç sağlayabildiğini belirtiyor. Kır, “Para yok. Karnımızı doyurabiliyoruz sadece. Bugün doyduk mu, yarını bekliyoruz. Ne kadar çalışsam da ihtiyaçlarımızı karşılayamıyoruz. Birazdan gidip hurda toplayacağım. 10 tane iş yapıyorum ama ne kendimi ne çocuklarımı besleyebiliyorum. Nasıl olacak bilemiyorum” şeklinde konuştu.
Devlet aklının değişmesi gerektiğini dile getiren Kır, “Ama bir baktık ki belediyelere kayyım atıyorlar. Kıyamete saniyeler kalmıştı ama onlar hala belediyelere kayyım ile meşguller. Batman ve 6 ilçe belediyesine kayyım atadılar. Kürt düşmanlığı yüzünden memleketi batırdılar. Mesele sadece AKP ile ilgili değil. Mesele devletin aklıyla. Bu akıl değişmediği sürece AKP olsun, bir başka parti olsun, fark etmez. Sorunların çözümü için öncelikle devlet aklının değişmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İki haftada 40 lira
3 çocuk annesi ve kirada oturduklarını dile getiren Zeliha Batun da ihtiyaçlarını karşılayamamaktan dert yandı. Batun, şunları söyledi: “3 kiramız birikmiş, ödeyemiyoruz. Yiyecek, içecek ihtiyaçlarımızı zor karşılıyoruz. Eşarp için oya yapıyorum. 2 haftada bir tane bitiriyorum ve 40 TL kazanabiliyorum. İşte böyle ya ölüm ya kalım. Şimdi okulların açılacağını söylüyorlar ama bir kalem bile alamadık çocuklarımıza. Uzaktan eğitim olsa, internet bağlayabilecek gücümüz de yok. Evimdeki televizyon bile eski küçük bir televizyon. Tek kanal çekiyor. Bu kadar kötü durumdayken, yetkililer bizim ne halde olduğumuzu bile merak etmiyor.”
Mardin’den göç ve yoksulluk
25 yıl önce köyleri yakıldığı için Mardin’den göç ettikleri İstanbul’da yaşadıkları zorlukları anlatan Eyhan İlhan (49), geçinemediklerini söyledi. “İş yok, güç yok, kiracıyız” diyen İlhan, “Oğlum çalışıyordu ama salgın başladığında işsiz kaldı. İş arıyor ve bulamıyor. 5 kiram birikti, ödeyemiyoruz. Elektrik, su faturalarını ödeyemiyoruz. Kürtlerin kaderi böyle. Sadece maddi olarak değil, manevi olarak da zorluklar yaşıyoruz. Bu da yaralarımızı daha da derinleştiriyor. 25 yıl önce köyümüzden zorla çıkarılıp sürgün edildik. Burada halen kiracıyız. Geçinemiyoruz. Memlekette böyle değildi. Her şeyimiz vardı. Buralarda perişan odluk” dedi.
HABER MERKEZİ