‘Wall Street’i İşgal Et” hareketinde etkin rol oynayan ve ‘Rojava tarihe geçecek bir deneyim’ sözleri ile uluslararası arenaya çağrı yapan ünlü antropolog David Graeber, hayatını kaybetti
Anarşist aktivist, antropolog ve Kürt dostu David Graeber, 59 yaşında hayatını kaybetti. ‘Wall Street’i İşgal Et” hareketinde etkin rol oynayan ünlü antropolog David Graeber, uluslararası alanda “olağanüstü demokratik deney” olarak tanımladığı Kuzey ve Doğu Suriye’nin savunulması çağrısı yapmıştı.
Nika Dubrovsky, Venedik’teki bir hastanede Graeber’in dün yaşamını yitirdiğini duyurdu. Graeber’in yayıncısı Penguin Random House, ölüm nedeninin henüz bilinmediğini açıkladı.
Graeber, 1961 yılında doğdu. Değer teorisi ve sosyal teori alanlarında uzmanlaşan Graeber, 1998’den başlayarak Yale Üniversitesi’nde akademisyen olarak çalıştı. Ancak 2007’de siyasi görüşleri nedeniyle yönetimle ters düşerek üniversiteden ayrılmak zorunda kaldı. Ardından London School of Economics Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde profesör olarak eğitim verdi.
Aktivist ve teorisyen olarak bugüne kadar birçok eylem, oluşum içinde yer alan Graeber, aynı zamanda da Wall Street’i İşgal Et Hareketi’nin (Occupy Wall Street Movement) önemli isimleri arasındaydı.
‘Rojava en parlaklarından’
Graeber, Kürt hareketinin de bir destekçisiydi. 8 Ocak 2014 tarihinde yayınlanan “Nasıl olur da böylesi bir deneyim uluslararası kamuoyunun neredeyse tamamı ve uluslararası solun büyük bir kısmı tarafından ısrarla yok sayılabilir, görmezden gelinebilir” diye sorduğu yazısında, şunları ifade etmişti: “Rojava Özerk Bölgesi, bugünkü hâliyle, Suriye Devrimi trajedisinden sonra ortaya çıkan birkaç tane parlak bölgeden bir tanesi –hatta en parlaklarından. Esad rejiminin temsilcilerini 2011’de uzaklaştırdıktan sonra ve neredeyse bütün komşularının düşmanlığına rağmen, Rojava sadece bağımsızlığını koruyan bir bölge olmadı, aynı zamanda tarihe geçecek bir demokratik deneyimi de hayata geçirdi. Halk meclisleri oluşturuldu ve bunlar karar alıcı organlar hâline getirildi; etnik dağılıma özen gösterilen konseyler seçildi (her belediyede en üst düzey üç görevin bir Kürt, bir Arap ve bir Süryani ya da Hıristiyan Ermeniye verildiği ve bu üç görevliden en az birisinin kadın olduğu), kadın ve gençlik konseyleri kuruldu. Ve İspanya’nın silahlı kadın güçleri olan Mujeres Libres (Özgür Kadınları) hatırlatan kayda değer tarihi bir yankıyla, “YJA Star” milislerinden oluşan (“Özgür Kadınlar Birliği”, buradaki “Star” kadim Mezopotamya tanrıçası İştar’a gönderme yapmaktadır) ve İslam Devleti güçlerine karşı yürütülen savaşın önemli bir kısmını üstlenen feminist bir ordu kuruldu.”
Babası İspanya Cumhuriyeti’ni savunmak için 1937’de Enternasyonel Tugay gönüllüsü olan Graeber, “Eğer bugün Franko’nun yüzeysel dindarlığına, katliamcı Falanjistlere benzer birileri varsa o IŞİD değil de kim olacak? Eğer bugün İspanya’nın özgür kadınlarına benzer birileri varsa Kobanê’deki barikatları savunan cesur kadınlar değil de kim olacak? Dünya kamuoyu – ve bu sefer en vahimi de uluslararası sol- gerçekten de tarihin kendini tekrarına izin vererek bu suçun ortağı mı olacak?” diye sormuştu.
Kitapları
Bürokrasi, politika ve kapitalizm üzerine yazıları ile tanınan Graeber’in Tersine Devrimler, Borç, Kuralların Ütopyası, Demokrasi Projesi ve Değer Teorisi adlı kitapları, Türkiye’deki okurlarla buluştu.
Kaynak: MA