HDP, Şırnak’ın Cizre ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağında yaşamını yitiren 21 kişinin dosyalarına ilişkin araştırma önergesi verdi
Hakların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Nuran İmir, Şırnak’ın Cizre ilçesinde 4-12 Eylül 2015 tarihleri arasında ilan edilen, 21 kişinin yaşamını yitirdi sokağa çıkma yasağını Meclis gündemine taşıdı. Üzerinden beş yıl geçmesine rağmen ölümlerin failleri hakkında açılan dosyaların 9’u hakkında takipsizlik kararı, 6’sının ise zamanaşımına bırakıldığını belirten İmir, “Yaşamını yitirenlere ilişkin davalara ilişkin sağlıklı bir hukuki sürecin işletilebilmesi, bu hukuksuz süreçlerin son bulması yargının şeffaf bir şekilde işlemesi için bu insan hak ihlallerini tespit etmek ve alınacak önlemlerin saptanması amacıyla Araştırma Komisyonu kurulması” talebinde bulundu.
‘Cemile’nin dosyası zamanaşımına bırakıldı’
Gerekçede, Cudi Mahallesi’nde bulunan evlerinin önünde kolluk kuvvetlerinin ateşi sonucu yaşamını yitiren 10 yaşındaki Cemile Çağırga’nın cenazesinin defnedilmesine izin verilmediği için günlerce buzdolabında saklandığını anımsatan İmir, “Çagırga’nın ölümüne ilişkin açılan soruşturmada da ‘failler tespit edilemedi’ iddiasıyla ‘daimi arama kararı’ alındı. Dosya zamanaşımına bırakıldı” diye belirtti.
‘Davutoğlu yargıyı yönlendirdi’
Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Cizre’deki sokağa çıkma yasağı boyunca tek bir sivilin yaşamını yitirmedi”ğini iddia ederek yargıya yön verdiğini belirten İmir, “Yargı aldığı direktif sonrası başbakanın açıklamalarına kılıf bulmak için yaşamını yitiren sivilleri örgüt üyesi ilan etme çabasına girdi. Oluşturulan dosyalarla kentte yaşanan bütün hak ihlallerine kılıflar uydurularak örtbas edildi” ifadelerini kullandı.
Gerekçenin devamında şu ifadelere yer verildi: “Sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı bölgelerde güvenlik güçlerinin operasyonları sırasında meydana gelen ölümler için açılan idari davaların sayısı ve güncel akıbetleri araştırılmalıdır. Onlarca soruşturmanın sonuçsuz kaldığı ve çoğunun takipsizlikle sonuçlandığı davalarda yaşananların sadece hukuksuzluk değil aynı zamanda bir insanlık suçu olduğu unutulmamalıdır. Yaşanan bu insanlık suçu faili meçhul diye kabul edip üstü örtülerek cezasızlıkla sonuçlandırılamaz.”
ANKARA