Cengiz Holding tarafından 2019 yılında alınan maden ruhsat alanının üç köyü sınırları içine aldığı öğrenildi. Maden açılırsa üç köy haritadan silinecek. Bölgede çiftçilik yapan Ülgen, dayanışma çağrısında bulundu
Cengiz Holding tarafından 2019 yılında alınan Truva Bakır İşletmesi’nin maden ruhsat alanının üç köyü sınırları içine aldığı öğrenildi. ÇED dosyasında yer alan ‘Kadastro’ haritasında Hacıbekirler, Muratlar ve Halilağa Köylerinin büyük bölümünün ruhsat alanında kaldığı görülüyor. Muratlar Köyü’nde yaşayan Mustafa Alper Ülgen, “Ruhsat alanı devasa büyüklükte, dile kolay 51 bin dönüm ve Muratlar, Hacıbekirler, Halilağa köy merkezleri de ruhsat alanında kalıyor. Maden açılırsa üç köy haritadan silinecek” dedi.
2019 yılında uluslararası altın tekelleri Kanadalı Liberty Gold ve Teck Resorurces’tan Cengiz Holding’e 55 milyon dolara satılan ‘Halilağa Bakır Ocağı Kapasite Artışı, Cevher Zenginleştirme Tesisi ve Atık Depolama Tesisi Projesi’nin ÇED süreci 10 Ağustos’ta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı internet sitesinden yapılan açıklama ile başlatıldığı duyuruldu. ÇED Halkın Katılımı toplantısının ise 15 Eylül tarihinde gerçekleştirileceği öğrenildi.
Gazete Duvar‘ın haberine göre; söz konusu maden alanı üç köyü, Muratlar, Hacıbekirler, Halilağa köylerini tehdit ediyor.
ÇED dosyasından edinilen bilgiye göre tamamı orman ve şahıs arazilerinden oluşan maden ruhsat alanı içinde kalan üç köyün, madenin faaliyete geçmesinin ardından haritadan silinme tehlikesi ile karşı karşıya olduğu ileri sürüldü.
Köylüler mücadele etmişti
Muratlar Köyü’nde yaşamını sürdüren ve çiftçilik yapan Mustafa Alper Ülgen, söz konusu projenin ÇED raporunun, yöre halkının karşı çıkışı nedeni ile daha önce iptal edildiğini, ancak şimdi kapasite artışıyla, daha büyük bir projeyle karşı karşıya olduklarını dile getirdi.
Ülgen, “Birçok canlıya ev sahipliği yapan bu güzelim ormanlar, aynı zamanda temiz havamızın, suyumuzun ve bereketli topraklarımızın kaynağıdır, güvencesidir. Şimdi tekrar bu maden projesi devreye girdi, hem de kapasitesini 40 milyon tondan 105 milyon tona çıkararak” dedi.
‘İnsan yaşayamaz hale gelecek’
Ülgen, şöyle devam etti: “Ruhsat alanı devasa büyüklükte, dile kolay 51 bin dönüm ve Muratlar, Hacıbekirler, Halilağa köy merkezleri de ruhsat alanında kalıyor. Birinci sınıf tarım arazileri ve ormanlar ruhsat alanında kalıyor. Gürgen, meşe, karaçam, kızılçam, akçaağaç, kestane ve bu yazıya sığmayacak çeşitlilikte ağaç ve bitki çeşitliği, yaban hayvanlarının yaşam alanı olan ormanlar bu ruhsat alanında. Maden açılırsa üç köy haritadan silinecek, 50 bin dönüm orman alanında milyonlarca ağaç kesilecek, toprak sıyrılacak ve 105 milyon ton kayaç yerinden sökülüp işlenecek. Bu devasa büyüklükte maden sahası, bölgenin su kaynaklarını, temiz havasını ve tarım ve hayvancılığı bitirecek. Köyler insan yaşayamaz hale gelecek. Kullanılacak kimyasallar ile geriye dönüşü mümkün olmayan ekolojik yıkım olacak. Bayramiç, Ezine ovaları kirlenecek, toz içinde kalacak.”
Dayanışma çağrısı
Çiftçi Ülgen, “Köylerimizin, ormanlarımızın ve tarım arazilerimizin gasp edilmesi anlamına gelen bu maden projesi kabul edilemez” dedi ve şöyle devam etti: “Ormansızlaşmanın yaşadığımız salgının ana nedenlerinden biri olduğunu biliyoruz. Ormansızlaşmanın Giresun örneğinde olduğu gibi sel felaketlerine, toprak kaymalarına neden olduğunu görüyoruz. İklim değişikliğinin, küresel ısınmanın baş sebebi ormansızlaşma. Tarım ve Hayvancılık bölgesi ilan edilmesi gereken bir bölge olan Bayramiç ve Kazdağları’nın kuzey yamaçlarında planlanan bu maden projesi, karşı karşıya kaldığımız en büyük tehlikelerden biridir. Tüm arkadaşlarımı, bölgenin ziraat odalarını, çiftçi arkadaşlarımı, köylülerimi, muhtarları, belediye başkanlarını, mülkü idare amirlerini, milletvekillerini, sivil toplum örgütlerini, siyasi partileri, duyarlı vatandaşlarımızı bu gasp ve talan projesine karşı durmaya ve sorumlu olmaya davet ediyorum.”
ÇANAKKALE