Fındığın en çok yetiştirildiği Ordu’da yaşanan sel felaketi sonrası zor durumda kalan üretici daha da perişan oldu. Bu durumu fırsata çevirmek isteyen fındık tekellerinin ise oyun içinde oyun çevirdiği anlaşılıyor
Yusuf Gürsucu/İstanbul
Sel felaketinin vurduğu Karadeniz’de, bazı bölgelerde rekoltenin yüzde 30’luk kısmının sele kapılmasının etkisiyle fındıkta fiyat artışı yaşanmasının beklendiği belirtiliyor. Bu duruma dolar kurundaki rekor artışlar da eklenince, fındığın yüzde 80’ini kullanan Nutella gibi çikolata ürünlerinin de maliyetlerinin katlanacağı iddiaları bugünlerde çokça konuşuluyor. Ancak bu durumun böyle gelişmeyeceği fındığın yaşanan sel felaketine karşın 15 lira civarında bir rakamın verileceği konuşuluyor. Bu durumda Nutella’nın ya da daha doğru tabirle İtalyan Ferroro şirketinin maliyetlerinin artmayacağı aksine çok daha aşağıya çekileceğine işaret ediyor. Tarım Bakanı Pakdemirli ise yaptığı açıklamada, “Fındık üreticileri mağduriyet yaşamayacak” dedi. Her yıl 500-600 bin ton fındığın bu seneki rekoltesinin 200 bin ton civarında olduğunu söyleyen Bakan Pakdemirli, “Felaketin yaşandığı Perşembe, İkizce, Çaybaşı, Ünye ve Fatsa ilçelerinde normal şartlarda 72 bin ton rekolte bekleniyordu. Çıkacak rekoltenin üçte biri bu yağış alan bölgedeydi. Muhtemel zararın 600-700 ton civarında olabileceğini tespit ettik” dedi. Çiftçilerin ise kaybın 30 bin ton civarında olduğunu belirtiyor olmaları Pakdemirli ile aralarında ciddi bir kayıp farkını ortaya koyarken, Bakan’ın fındıkta 200 bin ton rekolte bekleniyor açıklaması ise anlaşılamadı. Türkiye’de bu yılki rekolte, kabuklu fındıkta 650 bin ton beklenirken, fındık içinde ise 270 bin civarında olacağı öngörülüyor. Bakanın fındık içi üzerinde rakamlar vermesi ise çiftçiye uzak bir yaklaşım da olduğunu gösteriyor.
Fiyatlarda oyun oynanacak
Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO) fındık için ödediği en yüksek ücret 10.75 lira iken, Ulusal Fındık Konseyi tarafından bu rakamın bu yıl 14- 15 TL seviyesinde olmasının talep edildiği açıklanmıştı. Ancak son yaşanan dolar kur bunalımı öncesi üreticileri fındık fiyatı olarak en az 18 lira fiyat beklentisi olduğu üretici örgütlerince de duyurulmuştu. Son dolar kuru artışı ile çiftçilerin beklentisi olan 18 liranın da çok düşük kalacağı biliniyor. Bu durumda fındık fiyatını tek başına belirleyen Ferroro ile diğer fındık alıcılarının birlikte yeni bir oyun kurmaları bekleniyor. Yine Ferroro’nun daha önce fiyatların belirlendiği dönemlerde olduğu gibi kendine alternatif ülkeler aradığı masalı ortalığa atılmış durumda.
Fındıklara el konulacak
Gıda ve Tarım Örgütü’ne (FAO) göre, 2010-2014 yılları arasında dekara fındık verimi Türkiye’de 107, ABD’de 285 ve Gürcistan’da ise 184 kg olduğu belirtilmişti. Bu durumu dayanak yapan hükümet ve şirketlerin çiftçilerin elinden fındık bahçelerini almaya hazırlandıkları Fakıbaba’nın dilinden ifade edilmişti. Fakıbaba, fındıklıkları sahiplerinden kiralayıp toplulaştırarak şirketlere kiraya vereceklerini açıkça belirtmişti. TMO ise yine fındık üreticilerini korkutmayı amaçladığı anlaşılan bir rapor hazırladı. Raporda, Azerbaycan ve Gürcistan’daki üretim artışının ülkemizin fındık ihracatını olumsuz etkileyebileceğinin altı çizilirken, çikolata üreticilerinin maliyetlerin düşüklüğü nedeniyle bu ülkelerde fındık yetiştiriciliğini teşvik ederek Türkiye’nin etkinliğini azaltmayı hedeflediği kaydedildi. Ferroro ise geçtiğimiz günlerde yine benzer korkuları yaymak amacıyla olduğu bilinen bir adım attı ve bir fındık kırma fabrikasını geçici kapatarak 300 işçiyi kapının önüne koydu.
Fırsat kolluyorlar
Bakanlığın, uzun süredir fındık alım fiyatının açıklanmamasının nedeninin fındıkların özel lisanslı depolara kaydırmak olduğu tahmin ediliyor. Üreticinin bu depolara fındığını vermemesi halinde ise TMO’nun fındığı alıp geçen yıl yaptığı gibi lisanslı depoya teslim etmesi bekleniyor. Lisanslı depo sahiplerinin yoğun bir propaganda sürecini işletiyor olmaları, fındık fiyatlarının açıklanmamasının tek gerekçesiydi. Yaşanan sel felaketini şimdi fırsata çevirerek lisanslı depolara üreticiyi mahkum edecekleri bekleniyor. Yaşanan sürecin tamamı sermaye kesimlerinin fırsat kolladığına işaret ediyor. Sel felaketi ise bekledikleri fırsatı elde etmelerini kolaylaştıracağa benziyor. Zarara giren çiftçi elindeki ürünün kaça beşe ve nereye olduğuna bakmadan vermesi için zemin hazırlandığı anlaşılıyor.