Kilis’te, bir kadın kendisine çocukken tecavüz eden zanlıyı şikâyet edip tutuklattı. Zanlı tutuklandıktan sonra sadece 12 gün kaldığı cezaevinden serbest bırakıldı. Zanlının yasal süre aşıldıktan sonra yapılan itirazla tahliye edildiği ortaya çıktı
Ailesiyle birlikte Kilis’e bağlı bir köyde yaşayan 18 yaşındaki E.Ö.’nün, M.A. (36) isimli bir erkek tarafından 3 yıl boyunca sistematik şekilde tecavüze uğradığı ve hamile kaldığı ortaya çıktı. Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Diren Yurtsever’in edindiği bilgilere göre, M.A. isimli erkek 3 yıl önce E.Ö.’ye tecavüz etti ve tecavüzlerini sürdürdü. Bu durum geçtiğimiz haftalarda karın ağrısı şikâyeti ile hastaneye kaldırılan E.Ö.’nün hamile olduğunun anlaşılmasıyla açığa çıktı. Durumun jandarmaya intikal etmesinin ardından E.Ö., kendisine tecavüz ettiğini anlattığı M.A.’dan şikâyetçi oldu. E.Ö., verdiği ifadesinde M.A.’nın kendisini tehdit ettiğini, bundan kaynaklı korktuğunu ve durumu kimseye anlatamadığını ifade etti. Genç kadının ailesi de M.A.’dan şikâyetçi oldu.
Savcı ‘rıza var’ dedi
Şikâyet üzerine M.A. gözaltına alınarak, “cinsel istismar” suçlamasıyla tutuklandı. Ancak, şikâyetlere ve E.Ö.’nün beyanlarına rağmen zanlı M.A., Kilis Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla 12 günlük tutukluluğun ardından tahliye edildi. M.A.’nın tahliyesine ise savcılığın itirazında yer verdiği “çocuğa dönük cinsel istismar suçu oluşmadı” ile “mağdurun 15 yaşından büyük olduğu ve rızası olduğu” yönündeki değerlendirme gerekçe yapıldı.
Hiçbir şey yasal değil
Tahliye kararının tutukluluğa dair 7 günlük itiraz süresinin dolmasının ardından hem savcı hem de M.A.’nın avukatları tarafından yapılan itiraz üzerine alındığı öğrenildi. Konuya ilişkin MA’nın görüştüğü E.Ö.’nün avukatı İbrahim Halil Demircioğlu, tutukluluğa itiraz süresinin 7 gün olduğunu anımsatarak, zanlının avukatı ve savcının itirazının ise 12 gün sonra yapıldığını aktardı. Avukat Demircioğlu, bunun mahkemece reddedilmesi gerektiğini söyledi. E.Ö.’nün tecavüze uğradığı sırada 15 yaşında olduğunu ve 17 yaşında hamile kaldığına değinen Av. Demircioğlu, savcılığın, zanlının “1.5 yıldır ilişkilerinin olduğu” yönündeki beyanını esas aldığını ve halen DNA testinin yapılmadığını söyledi.
‘Devlette büyük bir yozlaşma var’
Yakın zamanda İpek Er ve Fatma Altınmakas’ın katledilmesi sürecinde yaşananlar Kürt kadınlarına yönelik tecavüz, şiddet ve katliam suçlarının cezasız kaldığını bir kez daha gösterdi. Batman’da İpek Er’e tecavüz ederek, intihara sürüklenmesine neden olan Uzman Çavuş Musa Orhan tahliye edilirken, Muş’ta Kürtçe tercüman olmadığı için koruma verilmeyen Fatma Altınmakas göz göre göre katledildi. Siyasetçi ve aktivistler bölgede yaşananları değerlendirdi.
‘Arkasını sıvazlıyorlardır’
Musa Orhan’ın rahat bir şekilde İpek’e, “Bana bir şey olmaz, daha önce de yaptım” sözlerini hatırlatan İnsan ve Özgürlük Partisi Başkan Yardımcısı Menice Gülmez, bunun devletin tecavüz faillerini korumasının yansıması olduğuna dikkat çekti. “Devlet kurumundan kişiler bu olayları örtbas ediyorsa o zaman insanlar kime inanacak?” diye soran Gülmez, “Bir kadına tecavüz ediliyor, kadın canına kastediyor ancak fail gözaltına bile alınmıyor. Tutuklanmaması devlet mekanizmasının ne kadar büyük bir yozlaşmanın içerisinde olduğunu ortaya koyuyor. Belki de arkasını sıvazlayıp ‘iyi yaptın aslanım’ diye takdir eden amirler vardır. Böyle bir ülkede yaşıyoruz” dedi.
‘Bakan istifa etmeli’
Menice Gülmez, İpek Er’in yaşamını yitirmesinden sonra İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Cenaze bizim cenazemiz” söylemini hatırlatarak, “Bu, olayı basitleştirmek ve sıradanlaştırmaktır. Böyle bir suçun işlendiği bir ülkede o İçişleri Bakanı’nın görevinden istifa etmesi gerekiyor. Bu yapılanlar Kürt kadınlarına yönelik bir savaş yöntemidir” dedi.
‘Failler ödüllendiriliyor’
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Aynur Sarıca da bölge kentlerinde, küçük illerdeki üniversitelerde, genç kadınlar üzerinde özel politikaların olduğunu ifade ederek, “Batman’da yaşanan olayı devlet hemen başka bir gündemle değiştirmeye çalıştı. Fail ne kadar teşhir edilse de maalesef sadece ya yurt dışı yasağıyla ya da uzaklaştırma cezasıyla ödüllendirilerek salınıyor. Bu da özel savaş politikasının devam etmesi anlamındadır. Bunun mesajı veriliyor. Biz bunlara karşı kadınlarla bire bir görüşerek ne yapmamız gerektiği üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Mücadelemizi yükselterek böylesi kirli politikaları yürüten kişilerden hesap soracağız” diye konuştu.
‘Failler ödüllendiriliyor’
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Aynur Sarıca da bölge kentlerinde, küçük illerdeki üniversitelerde, genç kadınlar üzerinde özel politikaların olduğunu ifade ederek, “Batman’da yaşanan olayı devlet hemen başka bir gündemle değiştirmeye çalıştı. Fail ne kadar teşhir edilse de maalesef sadece ya yurt dışı yasağıyla ya da uzaklaştırma cezasıyla ödüllendirilerek salınıyor. Bu da özel savaş politikasının devam etmesi anlamındadır. Bunun mesajı veriliyor. Biz bunlara karşı kadınlarla bire bir görüşerek ne yapmamız gerektiği üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Mücadelemizi yükselterek böylesi kirli politikaları yürüten kişilerden hesap soracağız” diye konuştu.
‘Bizi yıldıramayacaklar’
HDP Hakkari Merkez İlçe Eşbaşkanı Sinem Seven ise şunları söyledi: “Uzman çavuşlar, polisler özelikle genç kadınlarla iletişim sağlıyor ve asimile etmeye çalışıyor. Bunlar Kürt halkına karşı özel savaş politikalarıdır. Bunlar bizi yıldırmayacak. Biz yaşananları açığa çıkararak, halkımızı bilinçlendirme çabasındayız.”
VAN