Doğal güzellikleri kendine hayran bırakan Dersim, coğrafi zenginliğiyle de sayısı endemik bitki türünü barındırıyor. Ancak maden, baraj ve turizm vb. sermaye saldırılarıyla bu türlerin tamamı tehdit altında
Dersim bölgesi Türkiye’nin en iyi su toplama havzasına sahip olan, Fırat Havzası’nın temel kaynaklarını içeriyor. Munzur Nehri, Haltik Çayı, Peri Çayı, Mercan Deresi, Karasu gibi akarsular, Fırat Nehri’nin en önemli kaynaklarıdır. Bölgenin yüzde 75’i dağlık, yüzde 25’i plato, yüzde 5’i ise ovalardan oluşuyor. Dolayısıyla bölgede yüksek miktarda vadiler bulunduğundan, yine bu vadiler ekosistem için doğal bir koridor oluşturduğundan dolayı endemizm oranı da çok fazla.
2 bin tür
Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından UBENİS (Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesi) kapsamında yapılan flora araştırmalarına göre, Dersim coğrafyasında yaklaşık olarak 2 bin tane bitki türü bulunuyor. Bu bitki türlerinin yaklaşık yüzde 20’si endemik bitkilerden oluşuyor. Bunlardan en önemlisi ve en çok bilineni, dünyada sadece Munzur’da bulunan ve soğangiller familyasının atası olarak adlandırılan Munzur sarımsağıdır.
Munzur sarımsağı
Bölgede Türkiye’nin en önemli bitki sahaları arasında bulunan ve önemli bitki alanı olarak değerlendirilen 122 sahadan biri olan Munzur Dağları, Munzur sarımsağına ev sahipliği yapıyor. Halk içerisinde bir şifa yöntemi olarak da kullanılan sarımsağın, antiseptik ve antibiyotik özelliğiyle de çeşitli hastalık ve rahatsızlığa iyi geldiği biliniyor. Munzur sarımsağının yanı sıra yalnızca Dersim’de yetişen başlıca endemik bitki türlerinin bazıları şu şekilde: Çan çiçeği, Erzincan kirazı, Binbirdelik otu, Munzur kekiği, Munzur’un düğün çiçeği, dağ çayı, Munzur dağı oltu otu ve menekşesi, Munzur kengeri ve Dersim kengeri.
Munzur kekiği
Önemli endemik bitki türlerinden biri de Munzur kekiğidir. Kekik çok önemli bir bitki türü ve şifa kaynağıdır. Munzur kekiği, halk dilinde zembur olarak ifade ediliyor. Kekiğin, insan vücudundaki tüm organlara iyi geldiği biliniyor. Kekik, birçok hastalığa karşı antiseptik özelliği ile bilinen kuvvetli bir bitki türü. Dersim’de ileri yaştaki insanlar, bunları geleneksel sağıtım teknikleri için kullanıyor. Dersim’de yetişen endemik bitkilerin her biri ayrı bir şifa maddesi ancak orman yangınları, askeri operasyonlar ve doğayı talan eden projeler nedeniyle bitkiler zarar görüyor. Bu da yalnızca Dersim doğasına has olan bitkilerin neslinin tükenmesi anlamına geliyor
‘Operasyonlar ciddi zarar’
Demokratik Kadın Hareketi üyesi Nilüfer Aktağ, özellikle askeri operasyonlar sonucunda meydana gelen orman yangınlarının, doğaya ciddi zarar verdiğini söylüyor. Madencilik projeleri ve kontrolsüz turizm sonucunda bölgenin sermayeye açılmasının da endemik türler için tehlike olduğunu belirten Nilüfer, “Ancak bu saldırılara ve piyasalaşmaya karşı yeterli düzeyde bir toplumsal bilinç geliştirilemedi. Bölge bugün bir yandan askeri operasyonlarda orman yangınlarıyla boğuşurken diğer yandan da kapitalist talana açılmış durumda” ifadelerini kullanıyor.
‘Bir araya gelinmeli’
Nilüfer Aktağ, devrimci demokratik kurumlara, aydın ve sanatçılara, seçilmişlere büyük görev ve sorumluluk düştüğünün altını çizerek, “Siyasi özneler AKP’nin neoliberal politikaları çerçevesinde bölgede devreye sokmaya çalıştığı siyasi ve ekonomik planı görerek bir araya gelmeli, politikalar oluşturmalı, halkı bilgilendirmeli ve çalışmalar yürütmelidir. Dersim’in doğasına karşı hızlı ve acımaz bir şekilde işleyen bu sürece karşı ortak politikalar üretmek acil bir ihtiyaç” olduğunu belirtiyor.
DERSİM/JINNEWS