Bodrum’un ulaşım konusu, yarımadanın kimliğini korumasına katkı sağlayacak çevre projeleri bağlamında düşünülmelidir… Yapılmak istenen yol, mevcut D330 karayoluna alternatif bir rant yolu olacaktır
Arif İsmet Yılmaz*
Her yıl okulların tatil olması ile birlikte Bodrum’a bir akın başlar. Yazlık evi olanlar ve tatilini geçirmek üzere bu ilçeyi seçenler, yüzyetmişbeşbin olan yerleşik nüfusu bir milyonun üzerine çıkarırlar. Tatilcilerin hareketliliği ve sirkülasyon halinde olmaları, kişi sayısındaki bu artışın trafiğe yansıma oranını daha da arttırmakta; özellikle eğlence mekanlarının ve kentin sosyal donatı alanlarının bulunduğu Yokuşbaşı-Ortakent arasında araç ile ulaşım neredeyse olanaksız hale gelmektedir. Özellikle D330 karayolunun bu bölümünde, yaz boyunca trafik sürekli tıkalıdır.
Sorunun çözümü için konunun muhatapları olan Bodrum Belediyesi, Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Karayolları Genel Müdürlüğü arasında ortak çalışma yürütülemeyince KGM inisiyatif geliştirerek, Bodrum’u kimliğinden uzaklaştıracak bugünkü projeyi gündeme getirir.
Bodrumluların gündemine, o zamanki AKP ilçe başkan yardımcısının yaptığı basın açıklaması ile Ocak-2017’de giren bu proje, KGM tarafından “Bodrum Çevre Yolu” projesi olarak adlandırılır. Kurumun bu projeye karar vermesinin gerekçesi olarak da, mevcut Bodrum şehir içi geçiş yolu (D330) üzerindeki araç kapasitesinin üst sınırda olması, ayrıca güzergâh üzerinde toplayıcı imar yolları uygulamasının yapılmamış olması nedeniyle, bu yolun genişletilerek çözüm bulmanın olanaklı olmadığı, diğer taraftan yarımadanın kuzey bölgesinde Torba- Yalıkavak yolunun standartlarını revize etmek için yapılacak kamulaştırma bedelinin yüksek olacağı, ayrıca Torba- Gündoğan yolunun kurumun sorumluluk alanının dışında olduğundan tercih edil(e)meyeceğinin tespit edilmesini gösterir.
Yapılması düşünülen çevre yolu için kamulaştırma maliyetinin sorun olmayacağı boş bir alan arayışına giren kurum, Pedesa Antik Kenti ile doğal sit alanı platosunu uygun güzergah olarak seçer ve birbirine yakın üç alternatifli bir yol projesi hazırlar.
Karayolları Proje Grubu söz konusu yol planlarını hazırlarken, planın anayasası olan Çevre Düzeni Planı’nı dikkate almaz ve Çevre Düzeni Planı’nı hazırlayan plan müellifleri ile ilişki kurmaz. Böylelikle Ege kültür coğrafyasında Leleg-Karya kültürüne ait Pedesa Antik Kenti’nin de içinde bulunduğu arkeolojik ve doğal sit alanlarını “boş alan’’ olarak değerlendirmesine itiraz edecek muhatapları devre dışı bırakmış olur ve arkasından yerel yönetimlerin ve mevcut planların (Çevre Düzeni Planı, Nazım İmar Planı) müelliflerinin katılımları alınmadan gelinen son noktada yol güzergahı kesinleştirilip yasal izinler ve kurum görüşleri için girişimde bulunulmaya başlanır.
Bu aşamada Bodrum Belediyesi’ne de gönderilmiş olan ve Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın Ağustos ayı meclis toplantısında meclis üyeleri ve izleyici yurttaşlara sunum yaptığı planlardan;
•Yolun, Torba kavşağı ile İslamhaneleri arasında Doğu-Batı aksında 18 km uzunluğunda olduğu,
•Torba, Konacık ve Yakaköy’de üç adet kavşak planlandığı,
•Torba kavşağında mevcut güzergahtan ayrılma ile birlikte, Otogar giriş-çıkışının da yapıldığı,
•Konacık kavşağından mevcut sanayi çarşısına ve Bitez kavşağına bağlantı yolunun olduğu,
•Yakaköy kavşağından Yalıkavak yoluna bağlanılacağı anlaşılmaktadır.
•Aynı planlar mevcut arazi haritaları ile örtüştürülerek incelendiğinde ise;
•Yolun baştan sona doğal ve arkeolojik sit alanından geçeceği ve Pedesa Antik Kenti’nin yol güzergahında bulunduğu,
•Planlanan yolun, Kızılçam ormanı ve makilik gibi doğal habitatların içerisinden geçmekte olduğu ve bu alanların bir kısmının çeşitli derecelerden sit alanı olarak koruma statüsüne sahip olduğu,
•Yapılması düşünülen yol güzergahı ile 60 milyon m2 (6.000 hektar) büyüklüğünde imar riski taşıyan yeni ulaşılabilir bölgeler oluşacağı ve yapılaşma baskısının artacağı,
•Yol güzergahının çoğunluğu tünel, kalanı da viyadüklerle geçileceğinden çok yüksek maliyetli bir yatırım olacağı ve beraberinde tünel, köprü ve viyadüklerle bugüne kadar benzeri görülmemiş bir şekilde fiziki müdahale yapılacağından bölgenin peyzajı, tarihi ve doğal değerlerinin büyük hasar göreceği net bir şekilde görülmektedir.
Bodrum’un ulaşım sorunu
Bodrum’un ulaşım sorunu çözmek için yapılması gerekenler bir süreden beri sivil toplum örgütleri ve bilim insanları tarafından tartışılmaktadır. Özellikle TMMOB. Bodrum İKK, Kent Konseyi ve MUÇEP konuyu sürekli gündemde tutarak yurttaşların da konuya müdahil olmalarına zemin hazırlamaktadır. Yapılan toplantılar, paneller, basın açıklamaları ve hazırlanan raporlarda birçok konuda ortaklaşıldığı gözlemlenmektedir.
Buna göre:
•Ulaşım planları güncellenirken Bodrum Yarımadası bütüncül olarak ele alınmalı; Dünyanın ve AB’nin kabul ettiği, Ulaştırma Bakanlığınca da benimsenerek belgelerde ifade edildiği gibi, toplu taşımaya ağırlık verilmeli ve otomobil kullanımı kısıtlanmalıdır.
•Karayolları Genel Müdürlüğünce tercih edilen yol güzergahı boş alan değildir. Arkeolojik ve doğal sit alanıdır. Bu nedenle 1/100.000 Çevre Düzeni Planı’nda, 1/25.000 Nazım İmar Planı’nda bulunmayan ve Çevre Yolu özelliği taşımayan, yüksek maliyetli söz konusu yoldan ivedilikle vazgeçilmelidir.
•Yolun oluşturacağı yapılaşma baskısını, imar planının yasakları ile önlemek mümkün olmayacaktır.
•Tünel, köprü ve viyadükler ile yapılacak fiziki müdahale sayesinde yok edilen doğal ve arkeolojik değerler, kültür ve doğa turizminde değerlendirilebilecek potansiyeli de ortadan kaldıracaktır.
•Sosyal donatı alanlarının büyük bölümü (resmi daireler, alışveriş merkezleri, okullar, hastaneler, toplu konutlar vb.) mevcut D330 karayolunun Yokuşbaşı-Ortakent arasında bulunmakta olduğundan, trafik yoğunluğu da bu aks üzerinde oluşmaktadır. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün planladığı yol güzergahı, merkezden oldukça uzaktır ve bu haliyle sıkışan trafiğe çözüm olması söz konusu değildir.
•Mevcut yol üzerindeki kavşaklar trafik hacimlerine göre yenilenmelidir. Işıklı kavşak devrelerinin, trafik hacimlerine uygun en iyi akım düzeni ve devre süreleri araştırılmalıdır.
•Mevcut Bodrum-Turgutreis Karayolu’nun iki tarafı ticari amaçlı kullanılmakta ve buralardan anayola denetimsiz çıkışlar yapılmaktadır. Bu yolun iki yanına yapılacak servis yolları ile bu erişimler kavşaklara taşınarak, ana yolda trafiğin kavşaklar arasında kesintisiz akması sağlanmalıdır. Küçük kapasiteli yolcu araçlarının duraklarının da servis yollarına alınması, anayolun kapasite kullanımını arttıracaktır.
•Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Torba-Yalıkavak hattının genişletilmesinin kamulaştırma maliyeti nedeni ile tercih edilmediği tespiti inandırıcı ve ciddi olmaktan uzaktır. Mülkiyeti Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne ait olan Torba Kavşağı-Yalıkavak hattının, Orman Bakanlığı mülkiyet yetkisinde olan kısımlardaki hukuki ve maddi sorunları çözülüp duble yola çevrilmesi trafik sorununun çözümü konusunda en faydalı adım olacaktır.
•Bodrum’un ulaşım konusu, yarımadanın kimliğini korumasına katkı sağlayacak çevre projeleri bağlamında düşünülmelidir. Yol güzergahlarını sosyal mekân olarak düşünmek, tasarlamak yaşam kalitesinin gelişmesine katkı sağlayacaktır.
•Bugün ya da gelecekte yapılacak yolların, enerji ve alt yapı yatırımlarının demokrasiye, insan haklarına, ekolojik, doğal ve kültürel çevreye saygılı olması gerekir. Bu değerleri gözetmeden yapılan yatırımlarda “kamu yararı’’ndan söz edilemez.
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras meclis toplantısında konu ile ilgili sunum yaparken, “Çevre Yolu!’’ konusunda tüm ilgililerin katılacağı bir çalıştay düzenlemeye karar verdiklerini ve bu işi örgütlemek ve hazırlık yapmak için meclis üyelerinden oluşan bir komisyon kurduklarını söyledi. Bu durumda bizlere düşen çalıştaya katılarak Bodrum’un katliam kararı olacak bu yola karşı cepheyi büyütmektir.
Not: Bodrum’un kuzeyde Torba’dan başlayıp Yalıkavak üzerinden Turgutreis’e, oradan da güneyden devam ederek Akyarlar, Bağla, Yahşi, Bitez, Gümbet, Bodrum, Kumbahçe üzerinden tekrar D330 karayoluna bağlanan gerçek bir Çevre Yolu vardır. Yapılmak istenen yol, konumu gereği ticari olarak yetersiz kalan mevcut D330 karayoluna alternatif bir rant yolu olacaktır.
*Yüksek Mimar