Ölüm orucundaki avukatlar Timtik ve Ünsal için, İHD Eş Başkanı Türkdoğan, ‘Adalet Bakanı inisiyatif almalı’ derken; ‘Yargıtay’ın yapması gereken şey; derhal tahliye kararı vermesi’ dedi
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatlarından Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın “adil yargılanma” talebiyle başlattıkları ölüm orucu kritik eşiği aştı. Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) cezaevinde kalamayacakları yönünde rapor vermesine rağmen tahliye edilmeyen avukatlar, farklı hastanelerde gözetim altında tutuluyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Başkanı Öztürk Türkdoğan, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Selma Güngör ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şube Başkanı Şevin Kaya, avukatların acilen tahliye edilmesini talep etti.
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Eylem Akdağ muhataplarına konuyla ilgili görüşlerini sordu.
‘Ağızdan besin alamamakta’
TTB Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Selma Güngör, avukatların genel durumunun kötüleştiğine dikkati çekti. Koronavirüs günlerinde devam eden açlık grevinin çift risk yarattığını vurgulayan Dr. Güngör, “Timtik ağızdan besin alamamakta, damla damla beslenmekte. Hem yeterli düzeyde şeker, tuz alamamaktan kaynaklanan enerji yoksunluğu, hem de protein, yağ gibi temel besin maddelerinin uzun zamandan beri alınmaması nedeniyle doku harabiyetinin ileri düzeyde olduğunu düşünmekteyiz. Bunu düşündüren nedenler olarak da Timtik’in karnın şişkinleşmesi ve bir biçimiyle hareket kabiliyetinin azalması, belki de çevreye karşı uyanık olma durumunun azalmasını sayabiliriz” dedi.
Zorla müdahale olmamalı
Avukatların ATK’nin “hastanede kalamaz” raporuna rağmen tahliye edilmediklerini hatırlatan Güngör, Adalet Bakanlığın avukatları hastanede yatırmak şeklindeki değerlendirmelerinin de uygun olmadığını belirtti. Zorla müdahale yetkisinin hiçbir hekime verilmediğini ifade eden Güngör, “Hasta haklarına da aykırı bir durum ve Lizbon Bildirgesiyle de korunmuştur. Her hasta kendisiyle ilgili kararı kendisi vermekte, tedavisiyle ilgili hekimlerle ilişkisini kendisi kurmaktadır. Timtik ve Ünsal’ın infazını erteleyerek eve çıkmalarını ve yargılanma biçiminin, insan onuruna yakışır biçimde düzenlenmesi için gerekli adımları atmaya çağırıyoruz” dedi.
‘Derhal tahliye kararı verilmeli’
İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da yaşam hakkının öncelikli olduğunu anımsattı. “Fakat şunu çok iyi biliyoruz ki Türkiye’de özellikle hapishanelerde bulunanlar bakımından açlık grevi, bir nevi protesto eylemidir” diyen Türkdoğan, açlık grevine giren grevcilerin iradesine saygı duyulmasını istedi.
Adil yargılanma ilkelerinin yerle bir edildiğine vurgu yapan Türkdoğan, açlık grevlerinin 200’üncü gününde Adalet Bakanlığı ile görüştüklerini ve duruma ilişkin bilgilendirmelerde bulunduklarını aktardı. Türkdoğan, “Fakat ATK’nin hapishanede kalamaz raporuna rağmen İstanbul 37’nci mahkemesi ısrar ve inatla tahliye kararı vermedi. Dolayısıyla Adalet Bakanlığı’nın bu konuda inisiyatif alması gerektiğini belirttik. Yargıtay’ın tutumunu da anlayabilmiş değiliz. Böyle bir durumda yapması gereken şey; derhal tahliye kararı vermesi” dedi.
‘Yaşamdan yana tutum’
“Biz demokratik kamuoyunun bir parçası ve açlık grevleriyle ilgili oluşturduğumuz koordinasyonun da bir üyesi olarak, üzerimize düşen sorumluluğun elbette ki farkındayız” diye devam eden Öztürk, gerek Adalet Bakanlığı nezdinde gerekse de Yargıtay nezdinde baskılarını arttıracaklarını söyledi. Öztürk, “Kamuoyu duyarlılığı oluşturulmasında üstümüze düşeni yapacağız. Ama arkadaşlarımızın da yaşamdan yana tutum alma konusundaki görüşümüzü bir kez daha paylaşmak istiyorum” diye belirtti.
‘ATK raporuna rağmen’
Türkiye’de çifte standartların çok fazla olduğunu belirten Türkdoğan, devamında şunları söyledi: “ATK raporuna rağmen Timtik ve Ünsal’ın tahliye edilmemesi bu çifte standardın ne kadar acımasız bir şekilde kullanıldığını gösteriyor. Başka tutuklular bakımından bu kararlar verildiğinde hemen uygulandığına tanık oluyoruz. Burada da özellikle Türkiye’nin hızla otoriterleşmesinin ve özellikle İçişleri Bakanlığı’nın dilediği insanları veya grupları terörist ilan etmesinin devlet üzerindeki etkisini görüyoruz.”
‘Kritik evredeler’
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Ankara Şubesi Başkanı Şevin Kaya ise şunları söyledi: “Bu hukuk devleti olan Türkiye’nin uygulaması gereken zorunlu bir ilkedir. Yaşamları için artık her dakika kritik öneme sahip. Yargıtay dosyaları hakkında karar vermediği her an sorumluluklarını daha da büyütüyor. Ölüm orucunun kritik evresinde olan meslektaşlarımız hastane mahkûm koğuşunda tutularak ayrı bir işkenceye maruz bırakılıyor. ATK raporu derhal uygulansın ve meslektaşlarımız acilen tahliye edilsin. Ebru ve Aytaç’ın adil yargılanma talebi yerine getirilmeli ve yaşamaları sağlanmalıdır. Acil olarak bu hukuksuzluğa son verilmelidir.”
ANKARA