Germencik ilçesinde kuru incir hasadına başlayan yetiştiriciler, çitçinin emeğinin karşılığını alamadığını belirterek, ‘tüccarların insafına bırakıldıklarını’ söyledi
Aydın’ın Germencik ilçesine bağlı Ortaklar beldesinde incir hasadı bu yıl sıcaktan kaynaklı yetiştiriciye zarar ettirdi. Yetiştiriciler, geçen yıl rekolte kuru incirin fiyatı 18 TL satarken, bu yıl geç gelen ve aniden bastıran sıcakların rekolte ve kaliteyi olumsuz etkilediğini söylüyor. Gübre, mazot, su, ilaç ve elektrik gibi girdi maliyetlerinin artması karşısında çiftçi, mahsulünü ya zararına satıyor ya da tarlada çürümeye terk ediyor. Sabahın ilk ışıklarıyla tarlada çalışmaya başlayan tarım işçileri ise, geçen yıla göre hasadın daha az olduğunu belirterek, kızgın güneşin altında 70 ila 80 TL yevmiye aldıklarını dile getirdi.
Mezopotamya Ajansı’ndan Esra Solin Dal’a konuşan yetiştirici ve işçiler sorunlarını anlattı.
Komisyoncu kazanıyor
Kuru incir yetiştiricisi Rıdvan Kaya, bu yıl incir sezonunun geçen yıllara göre geç başladığını belirterek, Jeotermal Enerji Santrallerinin (JES) havaya saldığı gazlar nedeniyle, incirlerde lekelenmeler olduğunu söyledi. Lekelenen incirlerin fiyat düşüşüne neden olduğunu ifade eden Kaya, çiftçinin emeğinin ise gelen tüccarların insafına bırakıldığını vurguladı. Kaya, mazot fiyatlarının yüksek olduğunu hatırlatarak, komisyoncuların bir saate kazandığını parayı üreticinin bir senede kazanamadığını kaydetti.
‘TARİŞ üyeliği maliyetli’
Günde 300 TL mazot masraflarının olduğunu dile getiren çiftçi Murat Kara da gübre fiyatlarının 90 TL’den başladığını belirtti. Kara, bu yıl 30 dönüm tarla sürdüğünü ve sadece mazot ve gübrenin 20 bin TL yakın maliyetinin olduğunu söyledi. Devletin tarım işçilerine desteğinin olmadığını, sadece TARİŞ’e üye olan çiftçilerin mahsullerinin aldığına dikkati çeken Kara, “TARİŞ’e üye olmayan çiftçinin ürününü tüccarların insafına bırakıyor. Tüccarlar da istediği gibi fiyat biçiyor. Geçen yıl TARİŞ incirin kilosunu 17- 18 TL’den aldı. Fakat TARIŞ’e üye olmayanların ise 10 TL’den aldı. Yani çiftçilerin hepsinin TARIŞ’e kayıtlı olmasını istiyorlar. Buda ayrı bir maliyete sebep oluyor” dedi.
Gün boyu mesai
İncir tarlasında çalışan tarım işçisi Gülhan Kaya da 8 senedir incir tarlasında çalıştığını söyledi. Sabah ezanıyla işe koyulduklarını anlatan Kaya, ilk işlerinin ise incirleri koydukları kasaları traktöre yerleştirmek olduğunu dile getirdi. Tarlada işleri bittikten sonra tekrar traktörle eve döndüklerini belirten Kaya, şöyle devam etti: “Topladığımız incirleri kasalardan sergi dediğimiz yerlere boşaltıyoruz. Güneşte daha çok kuruması akşam güneş batıncaya kadar bekletiyoruz. Daha sonra kurularını üç çeşide ayırarak tekrar kasalara yerleştiriyoruz sonra tüccarın gelip almasını bekliyoruz.”
Covid-19 önlemi yok
15 yaşından beri tarlada yevmiyeyle çalıştığını dile getiren Elif Karatosun (25) da incir toplamanın çok zor olduğunu ve istediği kazancı elde edemediğini söyledi. Tarlada çalışan işçilerin koronavirüse (Kovid-19) karşı hiç bir koruyucu önlem almadığını belirten Karatosun, şunları ifade etti: “Sabah beşte uyanıyoruz 06-00 tarlada oluyoruz. Öğleye kadar çalışıyoruz 12’de yemek ve mola veriyoruz. Saat 14.00’te yeniden çalışmaya başlıyoruz. 18.00’e kadar toplama işi yapıyoruz. Sonra bu topladıklarımızı tarla sahibinin evine götürüp orada seriyoruz. Daha sonra kurularını seçiyoruz ve saat 20.00 de işimiz bitiyor. Toplam 12 saat çalışıyoruz. Bu kadar emeğin karşılığı 70-80 TL olmamalıdır.”
Kadınlar ayrımcılığa uğruyor
12 yaşından beri çalışan tarım işçisi Pervin Çetinöz (41) ise, yılın tamamında tarlada çalıştığını belirtti. Hem tarlada çalışıp hem de evde çocuk baktığını dile getiren Çetinöz, kadınların her alanda olduğu gibi tarım işinde de ayrımcılığa uğradığına dikkati çekti. Erkeklerden daha az yevmiyeyi aldıklarını sözlerine ekleyen Çetinöz, “Sıcaklara rezillik ama biz mecburuz tarlalardan başka iş yok” dedi.
AYDIN