Adalet için Dayanışma Platformu’nun, ölüm orucunda olan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın durumuna dikkat çekmek için yaptığı açıklamaya, Aytaç Ünsal mektup yolladı
Adalet İçin Dayanışma Platformu, “Adil yargılanma hakkı” talebi ile ölüm orucunda olan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın durumuna dikkat çekmek amacıyla basın açıklaması yaptı. Kadıköy İskele Meydanı’nda gerçekleştirilen açıklamada Platform adına konuşan avukat Seda Şaraldı, Timtik’in ölüm orucunun 232, Ünsal’ın ise 201’inci gününde olduğunu ifade etti. Şaraldı, cezaevinde bulunan Didem Akman ve Özgür Karakaya’ın da ölüm orucunun 185’inci gününde olduğunu hatırlattı.
‘Tahliye edilmeleri gerekirken zulüm katlandı’
Avukatların adil yargılanma hakkı için direndiğini söyleyen Şaraldı, Timtik ve Ünsal’ın 21 gündür hastanelerin mahkum koğuşlarında, havasız, ışıksız, gürültülü bir ortamda tutulduklarını belirterek, “Ebru ve Aytaç’ı tahliye etmeleri gerekirken zulümlerini katmerlendirdiler. Biz biliyoruz ki inanırsak, bir arada olursak zulmün kalelerini yıkabiliriz. Ebru ve Aytaç’ı çekip alabiliriz Zorla müdahale işkencesi tehdidi altında tutuldukları hastanelerden çıkarılmalarını ve tahliye edilmelerini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
4 yıldır hücrede
Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü Didem Akman’ın 4 yıl önce Sincan’dan Aliağa Şakran Cezaevi’ne sürgün edildiğini dile getiren Şaraldı, “Şakran’da ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerinin infazı için uygun hücre olmadığı için disiplin cezalarının çektirildiği bir hücreye konuldu. Yasalara göre burada en fazla 20 gün kalınabilir oysa Didem 4 yıldır iki adımda biten bu hücrede yaşıyor” dedi.
Açıklamanın ardından Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tutulan Ünsal’ın mektubu okundu.
Ünsal’ın mektubu şöyle:
“Sevgili dostlar, kardeşler, arkadaşlar, merhaba!
Bizi sizden tecrit edebilmek için hastane hücrelerinde tutsak ettiler. Acuzeler, küçük insanlar buralarda yalnız olacağımızı sandılar. Yanılıyorlar. Ben şimdi oradayım. Dost omuzbaşlarınızın yanında zulme karşı dimdik ayaktayım. Sizinle birlikte adalet için mücadele ediyorum. Hastane koridorları, duvarlar, fiziki ayrılıklar ise sadece teferruat. Siz orada biz burada adalet için savaşıyoruz. “Yeter artık, yeter be! Köleniz olmayacağız! Hakkımızı alacağız! Bundan sonra susmayacağız!” diye haykırıyoruz.
Ve sadece Adalet için de savaşmıyoruz. Mücadelemiz aynı zamanda korku ve yılgınlıkla. Yıllardır bu topraklara şırınga edilen umutsuzluk ve inançsızlıkla savaşıyoruz. Dağıttığınız her bildiri, astığınız her afiş, konuştuğunuz her insan, attığınız her tweet, yaptığınız her eylem umudu ayağa kaldırıyor. İnancı güçlendiriyor. Emeklerinize sağlık, direncinize sağlık.
Bu direniş hepimizin direnişi. Emeğimizi ve mücadelemizi bu direnişe kattıkça adalet mücadelesi örgütleyecek, devletin terörünü etkisizleştirecek, umudu yayacak ve yıllardır susturulanları harekete geçirecek. Emin olun o zaman en büyük zaferi kazanacağız. Direndikçe kazanıyoruz da.
Özellikle bu hafta dönüm noktasındayız. Av. Ebru timtik Dersim’in Karacaları kadar kaldı. O şimdi 30 kilo. Vücudunun 1/3 ünü çaldılar resmen. Şimdi bunu yapanlara öfkemizle, direnişimizin gücüyle, umudumuzla, haykırışımızı iki kat arttıralım. Duymak istemeyenler sağır kalmayı göze alsınlar! Haklarımızı gasp edenlerin yakasına yapışalım. Hakkımız olanı alalım.
İnanıyorum emekleriniz ve mücadelenizle bizi yaşatacaksınız. yürekten inanıyorum ki adil yargılanma hakkımızı alacağız. Selam olsun zulme karşı kenetlenip bir araya gelenlere. Selam olsun onuru ve namusu için direnenlere. Sahiplenmeniz için teşekkür ederim. Hepinizi çok seviyorum.”
İSTANBUL