Aşağıdaki metin, Kızıl Belarus Marksist Çevresi adlı bir grup tarafından bugün yayımlandı. Önemli ve tarihsel bir belge olduğunu düşünüyorum. Umarım bu uyarılar, sadece Belarus’ta değil, CNN haberleri eşliğinde Romanya’da karşı-devrimi alkışlayan ve ondan sonra da nerede emperyalist saldırganlık olsa orta-yolculuğa savrulan Türkiye solu açısından da değer taşır (Çevirenin notu)
Belarus’taki siyasi durum her geçen gün kızgınlaşıyor. İnternet, mitinglere ve yürüyüşlere kolektif bir şekilde çıkan, yöneticilerinden heyecanlı sorularına cevap isteyen işçilerin fotoğrafları ve videolarıyla dolu. Sağlık personeli, şiddetin durması talebiyle sokaklara çıkıyor. İrili ufaklı şehirlerin sakinleri barışçıl yürüyüşlere ve gösterilere katılıyor, dayanışma zincirleri kuruyorlar. Bütün ülkenin doğrulup protesto ettiği izlenimi doğuyor (bunun kendiliğinden doğmadığını da belirtelim).
Şimdi duyguları, parlak tabloların bıraktığı izlenimleri bir kenara atalım ve durumu sakince değerlendirelim.
Birincisi, işçiler ve teknisyenler henüz grev yapmıyor, ancak mitinglere ve daha seyrek olarak da şehirdeki yürüyüşlere katılıyorlar. İkincisi, bütün işletmelerin kolektifleri de değil toplananlar, hatta bunların pek azı. İşçi gösterilerine dolaysızca katılan BMZ çalışanları, 400 kişinin eylemlerde yer aldığını bildirdiler. Oysa fabrika çalışanlarının sayısı yaklaşık 11.000. Yani mitinge çalışanların sadece yüzde 4’ü katılmış. MTZ çalışanlarının yürüyüşüne de farklı rakamlara bakılırsa işletmenin 16.000 çalışanından 250 ila 500 arasında bir kitle katılmış ki, yüzde 1,5 ila 3 arasında demek. Aynı durumu, mitinglere sadece işçi kolektiflerinin bir bölümünün katıldığı diğer fabrikaların fotoğraflarında ve videolarında da görüyoruz.
Protestonun Nexta çerçevesinde hareket eden gerçek önderleri, her gün onlarca, hatta yüzlerce defa, neredeyse bütün Belarus’un grevde olduğu haberleri yayıyorlar, bir başka deyişle protestocuların sayısı ve protesto biçimi hakkında açıkça yalan söylüyorlar.
İkincisi, protesto eylemlerine katılan fiilen bütün işçi ve memurlar, aynı talepleri ileri sürüyorlar:
— barışçıl yurttaşlara karşı şiddetin son bulması,
— temelsiz gözaltıların serbest bırakılması,
— hilesiz seçimler yapılması.
Nexta ve diğer telegram kanalları, keza liberallerin kontrolündeki geniş telegram sohbet grubu 97 %, devamlı olarak, çevik kuvvetin barışçıl protestolarda bulunan yurttaşlara karşı sertliğiyle ve gözaltılara uygulanan şiddetle ilgili bilgi yayıyorlar. Güvenlik güçlerinin temelsiz şiddet eylemlerinin çok mu olduğunu gerçekte hiç kimse bilmiyor; ancak protestocular arasında milise [Belarus’ta Sovyet geleneğine uygun olarak polise hâlâ milis deniyor — bn.] karşı saldırgan eylemlere kışkırtan kimselerin olduğunu ve milisin de şiddete meşru cevap verdiğini gösteren pek çok olay var. Liberaller elbette bu olayları ortaya koymuyorlar. Onlar için önemli olan sadece güvenlik kuvvetlerinden gelen şiddeti göstermek; rengârenk, ayrıntılarıyla, videolarda çığlıklar ve iniltilerle, fotoğraflarda kanla göstermek.
Belarus’taki protestoları AB, ABD, Ukrayna, Hong Kong destekliyor. Yurtdışına çıkan Tihanovskaya, iktidarın barışçıl el değiştirmesi önerisini sunuyor. Seçimlerde ona verilen oyların gerçek sayısı artık kimseyi ilgilendirmiyor!
Dün (16 Ağustos) farklı rakamlara göre Minsk sokaklarına 40.000 ila 200.000 arası bir kalabalık milliyetçi beyaz-kırmızı-beyaz bayraklar altında çıktılar; bunlar hürriyet ve refahları için çıktıklarına da eminler. Benzer gösteriler Belarus’un pek çok kentinde düzenlendi. Sokaklarda Lukaşenko’nun başkanlık makamından alınması talepleri yankılandı. Ama bilindiği gibi onun bir liberal adaydan başka alternatifi yok. İnsanlar, bu liberal adayı desteklemek için çıktılar, üstelik de onun başkanlık makamını işgal etmesi durumunda kendilerine ne belalar getireceğini düşünmeksizin.
Şimdi oraya konulmuş bir Tihanovskaya figürünün etrafında birleşmiş olan liberaller, iktidarı aldıktan sonraki planlarını çekinmeksizin açıklıyorlar. Şunları istiyorlar:
— işletmelerin ve toprağın yabancılar da dahil serbestçe satılması,
— işçi tutma ve atmada daha büyük bir özgürlük,
— sadece sigortalılara tıp hizmeti,
— ücretli eğitim,
— Rusya ile ilişkilerin kopartılması ve AB ile yakınlaşma,
— özel emeklilik fonları,
— küçük ve orta ölçekli işletmelere özgürlük.
Eylemlerinin tam programını “Hayat İçin Belarus, İnsanlar İçin Reform” adlı resmi sitelerinden okumanız mümkün. (https://vk.com/away.php?to=http%3A%2F%2Freformby.com%2F&cc_key=)
Liberallerin “propaganda ve örgütlenme kurmayı”na internetten kaydolanların sayısı da artmaya devam ediyor: bunlar, Nexta ve Nexta Live. 9 Ağustos ile 16 Ağustos arasındaki haftada Nexta Live’e kayıtlı olanların sayısı 425.000’den 2.080.000’e çıktı; yani neredeyse beş kat!
Kendiliğinden şiddet eylemleri büyük ölçüde barışçıl mitinglere ve yürüyüşlere çevrildi; kolektiflerdeki işçilerin bir bölümü grevlere hazırlanıyorlar; bu grevlerin çağrısını da aktif bir şekilde Nexta yapıyor. Ama protestocuların şiddet eylemlerinde bulunmamasına rağmen, Nexta, mevcut başkana yönelik gizli tehditlere girişiyor:
https://t.me/nexta_live/8498
[Nexta’nın mesajında şöyle yazılı: İlginç bir olay: Çavuşesku’yu son mitingini yaptıktan dört gün sonra kurşuna dizdiler. Günleri sayalım mı?]
Bütün dünyanın ilerici güçlerinden, Belarus’ta liberaller tarafından hazırlanan bir devlet darbesine yönelik uyarılar geliyor. Bunun sonucu, ülkenin, dünya emperyalizminin yenisömürgesi haline gelmesi olacaktır. Ama protestocuların büyük çoğunluğu burnunun ucunu bile görmüyor: bunlar, ülke tarihinde görülmemiş kitlesen eylemlerin etkisine kapılmışlar, ayrıca şimdiden zafer kazandık diye bağrışan liberallerin propagandası da susmuyor. Hayal kırıklığı geldiğinde geç kalmış olacak. Ve çok şiddetli.
*SendikaOrg’dan alınan bu yazı Hazal Yalın tarafından çevrilmiştir.