Yaylaları, ormanları, dereleri maden ve HES şirketlerinin işgali altında kalan Ordu’nun doğası yok olurken, tarım ve balıkçılık ise yapılamaz hale geldi. SİT alanları da bu süreçten nasibini almaya devam ediyor
Yaylaları, ormanları, dereleri ve denizi ile Karadeniz’in en güzel şehirlerinden biri olan Ordu’da yapılan Hidro Elektrik Santralleri (HES), altın vd. madenler ve doğaya zarar veren birçok projeyle adeta katlediliyor. Geçen haftalarda Korgan ilçesinin Çiftlik Mahallesi’ne yapılmak istenen HES projesine karşı halkın eylemleriyle gündeme gelen Ordu, şimdi de Çaybaşı ilçesinde bulunan Gökçegelin Şelalesi’yle gündeme geldi. İlküvez Yaylası içerisinde bulunan şelalede tıpkı Dipsiz Göl’de yapılan gibi define aranmak isteniyor. Bunun yanında Ünye ilçesinin sahillerinde gerçekleşen betonlaştırma da bölge halkının tepkisini çekiyor. Ordu’nun dört bir yanında görülen maden, HES, Rüzgar Enerji Santrali (RES), deniz dolgusu gibi projelere yenileri eklenmeye devam ediliyor.
Ordu betona gömüldü
Ordu’dan geçip Karadeniz’e dökülen Melet Irmağı üzerine bugüne kadar 12 adet HES kurulmuş durumda. Irmak üzerinde yeni 1 HES ve 1 taş ocağı kurulma proje çalışmaları sürüyor. Melet Irmağı üzerinde yapılan HES’ler sonrası ırmak ile Gülyalı arasında kalan bölgede kıyı aşınmaya başlarken aşınma sonucunda deniz kenarına yapılan evlerde hasarlar oluştu. Ordu’nun büyükşehir statüsüne alınmasıyla birlikte deniz dolguları başladı. Yerel mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararına rağmen devam eden dolgular şehirle denizin bağını koparırken, yine sahil hattı boyunca biri 590 diğeri 700 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğinde denize doğru iki mendirek yapımı sürdürülüyor.
Gülyalı kumsalları yok edildi
Gülyalı ilçesinde bulunan Turnasuyu üzerinde iki adet HES tamamlanırken, bir diğerinin yapımı ise devam ediyor. Üç yıl önce kentin sahil şeridinde OrduGiresun Havalimanı inşa edilirken, sahil şeridinde bulunan kumsal büyük oranda yok edildi. Havalimanın batısına doğru yapılan dolgularla sahil kullanılamaz hale getirildi. Dolgudan sonra başlayan balıkçı barınaklarında ise imar ve çevre sorunları ortaya çıktı. Barınaktan sonraki alanda bulunan kumsal üzerine üç adet restoran yapıldı ve kumsal işgal edildi. Geri kalan kumsal ise Ordu-Giresun çevre yolu nedeniyle yok olmanın eşiğinde. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Gülyalı’da çimento hammaddesi için kullanılan bir taş ocağı mevcut.
Fatsa’ya yeni maden
Fatsa ve Ünye arasında onlarca HES faal durumda. Yine Fatsa’da 8 yıl önce başlayan ve ruhsat süresi dolmasına rağmen üretime devam eden siyanürlü altın madeni bulunuyor. Şirket ruhsat dışı kapasite arttışları yapıyor. Bunun yanı sıra Fatsa, Perşembe ve Gürgentepe ilçeleri arasında bulunan bir alanın altın madeni sahası ilan edilmiş olması Ordu’nun adeta katli demek. Proje alanında katledilecek olan ağaçlara, madene gidecek yollar nedeniyle binlercesi eklenecek.
SİT alanına kepçelerle girdiler
Ordu’da yaşanan ekolojik yıkımın her geçen gün arttığını belirten Ordu Çevre Derneği Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül, Ünye İlküvez yaylasında yapılan katı atık arıtma tesisinin ÇED raporuna uygun yapılmaması sonucu çöp sularının dere suyuna sızdığını söyledi. Gönül, “İnsanların, hayvanların su içtiği dereye su sızıyor ve bu nedenle hayvan ölümleri yaşandı. Bu katliama direnen kadınlar ise gözaltına alındı. Halka tesisin yakınlarından geçiyorlar diye para cezaları kesildi” dedi. 1. derece arkeolojik sit alanı olarak ilan edilen tarihi Yason Burnuna kepçelerle yol yapıldığını aktaran Gönül, arkeolojik alanda tek bir kazma vurmak bile yasakken buraya kepçelerle yol yapıldığını belirtti.
Siyanür zehirliyor
Siyanürle cevher ayrıştırılması sonucu ortaya çıkacak etkilerin uzun yıllarca kaybolmayacağının altını çizen Gönül, Fatsa’da bulunan madenin etkilerinin bugünden görülmeye başlandığını vurguladı. Gönül, “Sebzeler meyveler çürümeye başladı. Bir yere ha atom bombası atmışsınız ha siyanürle maden ayrıştırması yapmışsınız. Madenin bulunmuş olduğu alan rüzgar ve su ile zarar vermeye başlıyor. Bu sudan içen hayvanlar, bitkiler ölmeye başlıyor. Hayvanlar hatta insanlar erken doğumlar yapmaya başladı” diye belirtti.
HES’ler balıkçılığı bitirdi
HES’ler nedeniyle Çarşamba ovasında bulunan 300 hektarlık alanın artık tarım yapılamaz hale geldiğini aktaran Gönül, Ordu’yu da aynı sonun beklediğini ifade etti. Gönül, “HES’ler ile birlikte alabalıkların göçü engellendi. Kıyıda ise balıklar bilindiği gibi kıyalara sığ sulara yumurtlar. Burada bu durum artık söz konusu değil. Balıkçılar da denizler ile ırmakların birleştiği noktalarda avlanırlar. Bu durumda artık söz konusu değil. Bunu ben böyle düşündüğüm için değil, bilirkişi raporlarından öğreniyoruz bunları” diye konuştu.
4 yeni proje askıda
Ordu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün askıya çıkardığı 4 tane daha proje olduğunu ifade eden Gönül, son olarak şunları söyledi: “Bir taş ocağı ile iki adet define araması için ÇED süreci başlatıldı. Bir tane de Akkuş ilçesinde RES projesi var. Sadece kara parçasını değil denizi, havayı, suyu satmaktalar. Bunlar ne mahkeme kararı ne yasa ne de hukuk dinliyorlar. Ancak halkın kendi direnci olursa, mücadele ederse kazanımlar sağlanabiliyor. Mahkemeye gitmek gerekiyor fakat olmazsa olmaz olan şey sokakta derenin içerisinde bunlarla mücadele etmekten geçiyor. Çünkü bunlar yağmacı, talancı bunlarla ancak kendi dilleri ile mücadele etmek gerekiyor.
Tolga Güney – Ordu / MA