AKP’li muhtar, başkasına ait tarlanın içinden geçen antik taş patikayı evine kestirme yol yapmak için dozerle yıkmaya çalıştı
AKP iktidarı ortaya koyduğu politikalar ile en küçük birimdeki uzantılarına yol göstericilik yapıyor. Ufak bir köyde dahi başkalarının hakkı gasp edilip tarihi yapılar katledilerek rant peşinde koşuluyor. Bu örneklerden biriside Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde bulunan Sokakağzı’nda başkasına ait tarlanın içinden geçen antik taş patikayı evine kestirme yol yapmak için dozerle yıkmaya çalışan AKP’li muhtara karşı 3 kadın mücadele veriyor. Yol açılmak istenen tarlada Osmanlı’dan kalan vakıf zeytinleri ile (ki yaşları 800 ila 1000’miş) yine antik taş duvarlar bulunuyor.
Yağma için her yol mübah!
Dedelerinden kalan bir arazide 800/1000 yıllık zeytin ağaçları ve sokakağzı’ndan Balabanlı deresine kadar uzanan tarihi bir taş yol ve tarihi duvarlar varmış. Yol tescilli değil. Kaçak yapı imar aflarıyla legalleşiyor ve kadastroya başvurup evine yol istiyor. Bu insanların tarlasının arkasında bir zeytinliğe Almancı birisi para alıp yörüklere kaçak ev yapmaya başlıyor hatta inşaatta bu insanların arazisindeki taş duvarların taşlarını kullanıyor, yetmiyor evine yol açmak için tarihi yolu genişletmek için kepçe getiriyor, bu insanlar önünde durup engelliyor, engelledikleri için bunlara dava da açılıyor. CHP’li bölgede, AKP’li birisi İstanbul’dan kayıt kaydırıp 90 oy farkla Sokakağzı’na muhtar seçiliyor ve buralarda tarih ve zeytinler tahrip edilerek rant yaratılmaya çalışılıyor. Tüm yaşanan sürece direnen 3 kadın Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’na 18.08.2020 tarihinde dilekçe ile başvurup bölgenin korunmasını talep ettiler. Şimdi 3 kadın koruma kurulunun kararını bekliyor.
Koruma kuruluna çağrı!
Koruma kuruluna verilen dilekçe ile kurula yönelik yapılan çağrıda, “… Vakıf ağaç geleneği ve vakıf ağaçların kültür ve doğa değeri olarak korunması: Bir ağacın vakıf olması, Osmanlı ve Türk geleneğine yabancı değil… Hayır için ayrılan yani sahibinden başkalarının ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla muhtarlıklara bağışlanan ağaçlar, zeytin, zeytinyağı gibi ürünler ve elde edilen paranın hayra kullanılması için değerlendirilirmiş… Miş diyoruz, çünkü hukuken hâlâ vakıf niteliğini taşısalar bile bu geleneksel değer giderek aşınmış. Kural gereği muhtarlık kayıtlarında yer alan bu ağaçlar, arazilerin mülkiyeti değişse bile, vakıf ağacı olmaya devam ediyorlar. Ancak her geçen gün bu ağaçların sayısı azalıyor. Bir an önce envanter çıkarılıp, içlerinde 500-600 yıllık olanların özel olarak tespit edilmesi gerekiyor. Kentten gelip mülk sahibi olanların, geleneği umursamayan muhtarların, köy halkının bilinçlendirilmesi gerekiyor” ifadeleri yer alıyor.
EKOLOJİ SERVİSİ