Bingöl’den Ankara’ya çalışmaya gelen 13 işçiden 3’ünün koronavirüs testi pozitif çıkmasına rağmen, gidecek yerleri olmadığından diğer 10 işçiyle birlikte kalıyor
Bingöl’ün Solhan ilçesinden bina mantolama işinde çalışmak için Ankara’nın Etimesgut ilçesine gelen 13 işçiden 3’ünün Koronavirüs (Kovid-19) testi pozitif çıkmasına rağmen, diğer 10 kişiyle birlikte bir binanın bodrum katında yaşıyor. Gidecek başka yerleri olmadığı için tek pencereli bir odada kalan işçiler, hijyenden yoksun ortak kullanım alanlarında ihtiyaçlarını karşılıyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan Emrullah Acar’a konuşan koronavirüs testi pozitif çıkan işçilerden Giyasettin Döğüm, belirtileri hissettiğinde 3 kez Sincan Devlet Hastanesi’ne gittiğini ancak ilgililerin kendisinde yeterli semptom görülmediği gerekçesiyle test yapmadığını kaydetti.
Döğüm, “Hastanedeki en son dönüşümün üçüncü gününde, iki arkadaşım fenalaştı. Daha sonra ambulanslarla Bilkent Şehir Hastanesi’ne götürüldüler. Arkadaşlarıma test yaptıkları sırada ben de belirti taşıdığımı ve bana da test yapmalarını istedim. İki gün sonra 184 Danışma Hattı tarafından testlerimizin pozitif çıktığı bilgisini aldık” dedi.
İzole mümkün değil
184 Danışma Hattı’ndan arayan kişinin “Kendi kendinizi izole edin” dediğini aktaran Döğüm, “Biz yaşadığımız yerin tek odadan ibaret olduğunu ve izolenin burada mümkün olmadığını kendilerine söylememize rağmen, yapacakları bir şeyin olmadığını söylediler. Biz burada pozitif olmayan diğer 10 arkadaşımızla birlikte yaşıyoruz. Yani test sonuçları pozitif çıkan arkadaşlarla, salgın semptomu hisseden arkadaşlarımızla birlikte kalmaya devam ediyoruz” diye belirtti.
‘Yandaşa özel uçak bize bakan yok’
Gelinen aşamada 13 işçiden sadece 4’ünün çalıştığı bilgisini veren Döğüm, “Pozitif olanlarla olmayan arkadaşların ayrılması lazım ama buna imkânımız yok. Hasta olan 3 kişinin gözetim altında tutulması lazım. Pozitif olmama rağmen dışarı çıkmamam lazım ama arkadaşlarımı hastaneye götürmek zorundayım. Bu bir sağlık sorunu. Biz kimseden dilenmiyoruz, sadece sağlığımız için gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz. Her yurttaşın hakkı olan sağlık hakkımızı istiyoruz” dedi. Kaldıkları sitede en az 300 insanın yaşadığını vurgulayan Döğüm, “Kimseye hastalık bulaştırmak istemiyoruz” diye konuştu.
Aynı yerde çalışan ve kalan kardeş Mehmet Tahir Döğüm ise, şunları söyledi: “Hem cumhurbaşkanı hem de sağlık bakanı her gün ‘halkımızın yanındayız” diye konuşuyorlar. Ama bizim gidecek yerimiz olmamasına rağmen kimse bizimle ilgilenmiyor. En çok korktuğumuz durum, hastalığı başkalarına bulaştırma kaygısı. Kendi yandaşlarını özel uçaklarla getirip, en güzel yerlerde bakımlarını yapıyorlar ama bize sahip çıkmıyorlar. Bu da aslında bizim ikinci sınıf insan olduğumuzu gösteriyor. Madem biz bu ülkenin vatandaşıyız, o zaman yandaşlarına sağladığın hakları bana da sağlaman gerek.”
ANKARA