MYK Toplantısı ardından açıklamalarda bulunan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, ABD Başkan adayı Joe Biden’ın sözlerine tepki gösterdi. Çelik ayrıca İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin çalışmaların da devam ettiğini belirtti
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, MYK Toplantısı ardından açıklamalarda bulundu.
Biden’ın sözlerine tepki
ABD Başkan adayı Joe Biden’ın 7 ay önce sarf ettiği sözlere ilişkin konuşan Çelik, “Sözlerinin aslında siyaset anlamında darbecilik olduğunu bildiği için ‘darbe ile değil seçimle yapacağım’ diye bir kelime kullanıyor. Biden’ın sözleri tam anlamıyla darbecilik. Eski sömürge zihniyetini yansıyan bir yaklaşımla konuşmuş. Demokratlar uzun süredir ABD’de Rusya’nın seçimlere müdahale ettiğini dile getirmişlerdi. Şimdi Başkan Trump’a karşı seçim politikası yürütüyorlardı. Rusya’nın seçimlerine müdahaleden konuşanlar çıkmış Türkiye’deki seçimlere müdahale etmekten bahsediyor. Bir ABD Başkanı seçim sonuçlarını kabul etmezse diye orduyu göreve davet ediyor. Kendisi çıkıp Türkiye’deki seçim sonuçlarını kabul etmeyen bir yaklaşım ortaya koyuyor. Bunun devlet adamlığıyla ilgisi yok. Özellikle Demokrat Parti’min bunu bu şekilde göstermesi ABD’nin politik sisteminin değerler açısından ne kadar büyük krizler içerisinde olduğunu gösteriyor. Çıkmış bir NATO müttefiki olan demokrasiyle yönetilen bir ülkeye müdahaleden söz ediyor” dedi.
Konuşmasının büyük bir bölümünü Biden’a ayıran Çelik’in açıklamalarından satır başları şöyle;
–Biden’ın sözlerinde Kürt vatandaşlarımıza hakaret var. Geçmişte bunu yapmış olabilirler. Ama net ülkemizdeki Kürt vatandaşımız ne bölgedeki tek bir Kürt çocuğu bu siyasetin lejyoneri olmaya asla ve asla iyi bakmaz. Bu oyun çok uzun zaman önce oynandı. Kendi çocuklarını savaşa göndermeyenler bu bölgedeki çocukları, Ortadoğu’daki çocukları kendi çıkarları için çeşitli savaşlara sürdüler ve yok ettiler. Şimdi bunu terör örgütleri üzerinden yapıyorlar. Kim PKK-YPG’ye destek veriyorsa Kürt çocukları için sadece cenaze istiyordur. Bir parti demokrasiyi amasız savunuyorsa kimden gelirse gelsin saygı duyarız.
–7 ay geçtikten sonra niye cevap veriyorsunuz diye söylüyorlar. Cumhurbaşkanımızı devirmekten, milletimizin kararını devirmekten bahsediyorlar. Yabancı devlet adamının söylemine katılmadık. Bunu dile getirmedik. Buna muhalefet partileri de cevap verecek dedik. Tuttular Cumhurbaşkanımızı, İletişim Başkanımızı hedef aldılar. Burada suçlanan sizsiniz niye cevap vermiyorsunuz? Röportajı yaptığında aday adayıydı. Bugün gündeme geldiğinde aday. Bunu bilmemek için ilkokul seviyesinde olmak yeterli. Kendileri nasılsa cevap verecektir dedik. Türk siyasetini tenzih ederiz dedik. Şimdi onlar çıkmışlar bizleri suçluyorlar. Şimdi onlara sormak gerekir. Sizinle işbirliği yaptığını söyleyen yabancı bir siyasetçi varken niye sustunuz? Susmanızın üstüne bir takım sizin aktörleriniz niye Erdoğan’ı seçimle ya da başka şekilde açıklamalar yaptı. Niye hep oradan geliyor. Oradaki arkadaşlarımızın bunu sorgulaması gerekiyor.
–Bir takım kriz dilencileri var. Biz kendi tezlerimizi milletimize anlatmaya devam edeceğiz. Bütün dünyada tedarik zincirleri dağıtılırken Türkiye bu pandemi sürecini başarıyla yürüttü. Bundan sonrasında da esnafımızın çiftçimizin yanında olmaya devam ederek bu kararlılığımızı sürdüreceğiz.
–Güney Kıbrıs Rum Yönetimi herhangi bir şekilde Kıbrıs Türklerini temsil etmeye ait bir yapı değildir. Dolayısıyla bu anlaşma korsan bir anlaşmadır. Böyle bir yetkisi yoktur. Rumlar ve Yunanlılar siz Türkiye ve KKTC ile anlaşmadan burada fiili bir durum oluşturacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. O Fransız da bu bölgedeki istikrarı umursamaz. Onlar çıkarlarına bakarlar. Eğer burada barış istikrar istiyorsanız masada görebileceğiniz en güvenilir ortak Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’dir. Fiili durum yaratarak hak ve menfaatlerimizi gasp etmek isteyenlere de verecek tek damla Mavi Vatan suyumuz yoktur. Yunanistan yanlış bir oyun peşinde koşuyor. Hem Türkiye ile müzakere edelim diyor, o sırada gidip Mısır’la korsan anlaşma yapıyor. Fransa’nın körüklemeye çalıştığı şey sizin aleyhinize olur.
İsrail- BAE anlaşması
–Hiçbir şekilde barışa ve istikrara katkı sağlamayacak. Filistin’in içinde olmadığı çözümün sonuç alması mümkün değil
İstanbul Sözleşmesi tartışmaları
–”Onunla ilgili çalışmamız devam ediyor. Biz nezih dille kadınların hakkını ihlal etmeden söylenenleri takip ediyoruz. Kadını korumak ve güçlendirmekle ilgili yaklaşımla aileyi korumak arasında bir çelişki görmüyoruz. AK Parti aynı zamanda Türkiye’nin en güçlü siyasi hareketidir. Cumhurbaşkanımızın yaklaşımından önce kadının kamusal alana çıkarılması kötü durumdaydı. Biz buradaki eleştirileri kaygıların hepsini değerlendirerek amacımız kadını korumak ve güçlendirmek aynı zamanda aileyi de korumaya çalışmaktır. Bütün kadın örgütlerindeki arkadaşlarımızın görüşlerine açığız. Bu süre içerisinde Cumhurbaşkanımız partimizin yıldönümünde yine söyledi. Bizim üzen şey kadınlarımıza yönelik hakaret dili kullanılmasıdır. Bunun herhangi bir şekilde izahı olmaz. İkincisi hem sözel hem de fiziki açıdan çok sayıda üslup kullanan kişilerin olduğunu görüyoruz. Bu çok üzücü bir şeydir. Toplumda kadınların verdiği mücadelede, siyasetin verdiği mücadelede çok aşama kaydedilmiştir.”
HABER MERKEZİ