“Adil yargılanma” talebi ile ölüm orucunda bulunan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ı ziyaret eden baro başkanları, Timtik ve Ünsal’ın derhal tahliye edilmesini istedi
Ankara, İstanbul, Kocaeli, Adana, İzmir, Diyarbakır, Yalova baro başkanları “Adil yargılanma” talebiyle ölüm orucunda olan ve Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen tahliye edilmeyen avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ı bulundukları hastanelerde ziyaret etmelerinin ardından basın toplantısı düzenledi.
İstanbul Barosu binası terasında gerçekleştirilen toplantıya İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Kocaeli Barosu Başkanı Bahar Gültekin Candemir, Adana Barosu Başkanı Veli Küçük, İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, Yalova Barosu Başkanı Fedai Doğruyol, Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Gazal Bayram Koluman’ın yanı sıra CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı ile çok sayıda hukukçu katıldı.
Durakoğlu: Adil yargılanma gerçekleşmedi
Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bulunan Ebru Timtik’i ziyaret eden İstanbul Barosu başkanı Mehmet Durakoğlu, avukatların “adil yargılanma” talebinin uzunca bir süredir var olduğunu, artık kritik bir döneme geldiklerini söyledi. Timtik ve Ünsal’ın yargılandığı davanın başından sonuna kadar takipçisi olduklarını söyleyen Durakoğlu, avukatların adil yargılanmadığını ifade etti. Davanın başlamasından sonra 5 günlük mahkeme sürecinden sonra tüm avukatların tahliye edildiğini hatırlatan Durakoğlu, Tahliye kararının üzerinden on saat geçmeden tahliye kararını veren yargıçların imzasıyla bu kez de tutuklama yönünde yakalama kararı çıkarıldığını belirtti.
Ölümden değil, avukatlık yapamamaktan korkuyorlar
Baro başkanları olarak adil yargılanma hakkına sahip çıkmak için burada olduklarına dikkat çeken Durakoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün gittiğimiz hastane koşulları hapishane koşullarından hiç de farklı değil. Hatta pandemi hastanesi olması nedenleriyle başka bir tehlikeyi barındırıyordu. Bugün kendilerini ziyaret eden biz baro başkanları endişelerimizi bir kez daha katlamış olduk. Bu nedenle dosyayı inceleyen Yargıtay’ın kararını bir an evvel vermesi gerekiyor. Talep edilen şey sadece adil yarılanma hakkı olduğunu düşündüğümüz zaman talep ettiğimiz şeyin ne kadar da haklı bir içerik taşıdığını da belli etmiş oluyoruz. Bu meslektaşlarımız ölümden korktuklarından değil, avukatlık yapamamaktan korktuklarından böyle bir şeyi tercih ediyorlar.”
Sağkan: Zaman daralıyor, ölmek üzereler
Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, yerel ve ulusal bütün hukuk ilkeleri ayaklar altına alındığını ifade etti. İki buçuk yıldır bir hukuk katliamı yaşandığına işaret eden Sağkan, “Aynı zamanda avukatlık yapmaya çalıştık ama yaptırmadılar. Çünkü bir yargılama yoktu ortada. Soruşturmanın genişletilmesi talebi dahi dinlenmeden mütalaalar verildi. Bütün usul kuralları çiğnenerek, bir yargılama görünümü vermek ihtiyacı hissetmeksizin düşman ceza hukukunun çok net bir şekilde uyguladılar. Bu hukuk cinayeti 220 gündür devam ediyor. Meslektaşlarımız ve bizler bu yargılama esnasında sesimizi duyuramadık. Burada bırakın adil yargılamayı bir yargılama dahi yok. Bunu anlatamadık. Ve en sonunda bedenlerini ölüm yatırmaya karar verdiler. Net olarak ifade edeyim, ölmek üzereler” diye konuştu.
Bulundukları hastane koşulları hapishaneden daha kötü
Timtik ve Ünsal’ın sadece kendileri için değil bütün toplum için adil yargılanma hakkını istediklerini belirten Sağkan, “Şu anda bulundukları hastanede hapishane koğuşundaki şartları daha ağır durumdadır. Havalandırması dahi olmayan bir odada tutuluyorlar. Meslektaşlarımız daha ağır koşullarda ölüme terk edilmiş durumda. Bu sebeple Yargıtay’ın çok acil olarak bu dosyada karar vermesi gerekiyor” diye konuştu.
Yücel: Hukuk normları yok sayılıyor
Ardından söz alan İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, en temel hukuk normlarının yok sayıldığını ifade ederek, yargılamaların tiyatrodan öteye gitmediğine dikkat çekti. Yücel, Timtik ve Ünsal’ın herkes için adil yargılanma hakkına sahip çıktıklarını belirterek, “Yaşamlarının risk altında olduğunun farkındalar ama bu kadar hukuksuzluğa karışı teslim olmak gibi bir niyetleri yok. Bu hukuksuzluklar ortadan kalkana kadar ‘biz buradayız bir yere gitmiyoruz’ diyorlar. Cezaevindeki koşulları bugün hastane koşullarında daha ağırlaştırılmış durumda” dedi.
Bu utancın tarafı olmak istemiyorum
Gelinen noktanın faşizmin geldiği son nokta olduğunu dile getiren Yücel, “Biz inatçıyız, mücadele etmeye devam edeceğiz, Ebru ve Aytaç yaşasın diye elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bu ülkede iki avukatın adil yargılanma talebiyle ölüyor olması hepimizi için utanç kaynağıdır. Bir baro başkanı olarak bu utancın tarafı olmak asla istemiyorum. Bu utanç bu ülkeye yaşatılmamalı. Ebru ve Aytaç yaşamalı” ifadelerini kullandı.
Küçük: Çığlıkları duyulsun
Daha sonra konuşan Adana Baro Başkanı Veli Küçük ise, “Ne yazık ki bu vahim tabloyu meslektaşlarımızı bizzat hastanede ziyaret ederek, yüz yüze görme şanssızlığını yaşadık. Meslektaşlarımız gerçekten kritik yaşamsal eşiğin artık sonlarına doğru yaklaşıyorlar. Buradan Adalet Bakanı’na, Cumhurbaşkanı’na, Yargıtay’a, görev yetki ve sorumluluk noktasında bulunan herkese sesleniyorum: Meslektaşlarımız gözlerimizin önünde her geçen gün eriyerek, daha da kötü duruma gelmesinler ve yaşamlarını kaybetmesineler. Çığlıkları duyulsun. Ebru ve Aytaç bir an evvel tahliye edilmeli” diye belirtti.
Candemir: Vicdanlarda mahkum olmayalım
Kocaeli Baro Başkanı Bahar Gültekin Candemir, “Son derece olağan bir hak olan adil yargılanma taleplerinin gereğini yerine getirmek durumunda olan tüm görevlileri görevlerini yapmaya ve mahkumiyetlerin en büyüğü olan vicdanlarına mahkum olmamaya davet ediyorum” diye konuştu.
Doğruyol: Tahliyelerine karar verilsin
Yalova Baro Başkanı Fedai Doğruyol, “Hastanede tutulmalarının hukuki nedeni kalmamıştır. ATK cezaevinde kalmalarının mümkün olmadığını belirtilmesine rağmen cezanın infazı hastanede yapılmaktadır. Hastanede yapılan işlemlerden sonra tahliyesi gerekir. Bu yapılmıyor. Cezalar adeta hastanede gerçekleşiyor. Ebru ve Aytaç’ın hastaneden cezaevine sevki gerekmektedir. Hep bir trajedi yaşanmaktadır. Arkadaşlarımızın dil yargılanma talepleri kabul edilsin, Ebru ve Aytaç yaşasın, tahliyelerine karar verilsin” dedi.
Koluman: Sesleri olalım
Son olarak söz alan Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Gazal Bayram Koluman, “Talepleri oldukça net ve açık adil yargılanma hakkı. Yaptığımız görüşmeler neticesinde sadece cezaevindeki süreçte yaşamış oldukları hukuksuzlukların çok daha ötesinde daha kötü koşullarda tutulduklarını gördük. Yargıtay’a, tüm yetkililere toplumun tüm katmanlarına sesleniyorum: Ebru ve Aytaç’ın sesi olalım” diye konuştu.
MA