Anadilde eğitimin hak olduğunu söyleyen Platforma Zimanê Kurdî (Kürt Dil Platformu) yöneticisi İrfan Söner, ‘Öğrencilerin Kürtçe’den yoksun kalması uluslararası hukuku da aykırı’ dedi. Asimilasyon politikasına dikkat çeken Söner, ‘Devlet Kürtçe’nin rağbet görmesinden korkuyor’ diye konuştu
Gülcan Dereli
2020-2021 Eğitim öğretim yılına sayılı günler kalırken milyonlarca insanın anadilde eğitim talebi her yıl olduğu gibi bu yılda görmezden geliniyor. Kürt dili üzerine süren asimilasyon politikalarına karşı 9 parti 2018’de bir araya gelerek anadilde eğitim için çalışma başlattı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Kürdistan Komünist Partisi (KKP), Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK), Kürdistan Demokrat Partisi- Bakur (KDP-B), Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (KDP-T), Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK), İnsan ve Özgürlük Partisi ile Azadi İnisiyatifi’nden oluşan 9 Kürt partisi, “Kürt Dili Platformu”nu oluşturdu. Platform, Kürtçe’nin eğitim dili ve resmi dil olması talebiyle başlattığı kampanya kapsamında Diyarbakır’da bir çalıştay düzenledi ve yol haritası belirledi. Bu kapsamda platform, Kürtçe’nin eğitim ve resmi dil olması için çalışmalarını sürdürüyor.
Kürtlerin bu ülkede her yurttaş gibi vergi ödediğini tüm yurttaşlık gerekliliğini yerine getirdiğini kaydeden platform, yine Kürtlerin aktif olarak siyasete, kültür yaşamına ve seçimlere katıldığını ve ülkede 25 milyondan fazla Kürt bulunduğunu belirtiyor. Buna rağmen Kürtlerin kolektif haklara sahip olmadığını belirten platform, “Kürt dili okullarda eğitim dili olarak kabul edilmiyor. Bu ülkenin yurttaşları olarak, Kürt dilinin ilkokullardan üniversiteye kadar eğitim dili olmasını talep ediyoruz. Çünkü Kürt halkının hakkıdır” diyor. Yine bir yılın daha anadilde eğitim olmadan başlamasını ve taleplerini Platforma Zimanê Kurdî yöneticisi İrfan Söner ile konuştuk.
Kürtçe’nin eğitim dili olması için çalışmalarınız var mı? Talepleriniz neler? Kürtçe eğitim neden önemli?
Bizim çalışmalar 3 temel üzerine, birincisi halktan ne istiyoruz ve ne yapılabilir bununla ilgili yer yer konferanslar düzenlenmektedir. İkincisi devletten ne istiyoruz bunun için daha önce siyasi partilerle görüşmeler yapıldı. Bunlardan HDP, CHP, Saadet Partisi vb ve diğerleri için ise programlanmış onlarla da görüşmeler gerçekleştirilecektir. Yapılan görüşmelerde Kürt dilinin anayasal güvenceye alınması ve 2’nci resmi dil olması. Anadilde Eğitim verilmesi, Kürt kültürüne ve coğrafyasına ait Kürtçe olan isimlerin iadesini sağlanması konusunda çalışmalarımız devam etmektedir.
Üçüncüsü uluslararasından ne istiyoruz ve hangi çalışmalar yapılmaktadır. Bu kapsamda Avrupa birliğinin Ankara bürosunda bir görüşme gerçekleştirdik, yapılan görüşmeler Türkiye’nin uluslararası yükümlüklerin yerine getirmesini istedik ve AB çerçevesinde yapılacak müzakerelerde Kürt dili güvenceye alınmasını sağlanması ve öncelikle dil sorununu çözmesi gerekir talepleri ile görüşme gerçekleştirdik.
Önümüzdeki süreçte yapılacak çalışmalar dört madde ile sıralayayım.
1-siyasi partilerle görüşmeler yapılacak.
2-Bir heyet Güney Kürdistan’da görüşmeler yapacak.
3-Uluslararası kurumlarla görüşmeler devam edilecek.
4-Kürt dilinin asimilasyonun önüne geçilmesi için tüm kurumlarımız ve Kürdistani partilerle çalışma yapılacak.
Dicle Üniversitesi’nde, Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde Kürtçe tez yazımı kabul edilmedi. Kürtçe bölüm olan üniversitede Kürtçe tezin kabul edilmemesi ne anlama geliyor?
Kürtçe eğitim veriliyor ama tezin Türkçe hazırlanması demek Kürt dili kabul etmemek dili yok saymaktır. Bu da devletin zihniyetinde bir değişiklik olmadığı görülmüştür.
Kürtçe neden reddediliyor? Bunun için nasıl bir yol izleyeceksiniz?
Kürtçe’nin önü açılırsa Kürtçe her alanda kullanılır rağbet edilir Kürt özüne döner ve pazar dili olur. Devlet bundan korkuyor çünkü devlet varlığını Kürdün yokluğunda görüyor.
2020-2021 eğitim öğretim yılı yine ana dilsiz başlıyor. Bu Kürt çocukları için nasıl bir dezavantaj ortaya çıkarıyor?
Evet milyonlarca Kürt çocukları eğitim yılı başlıyor ama Kürtçe ile ilgili herhangi bir gelişme yok aksine ellerinden geldikçe Kürtçe’nin yasaklanmasına çalışılmaktadırlar. Her şeyden önce kendi anadili olan Kürtçe’den yoksun kalınması uluslararası hukuku da aykırı ve eğitimin anadil de olmaması nedeniyle psikolojik olarak çok etkileniyorlar. Ayrıca öğrenciler kendilerini eksik ve ezik hissediyorlar bu çocuğun okulda iyi bir eğitim almasını da etkiliyor.