Sınav sistemini ve öğrencilerin ‘maruz’ kaldığı eğitim sistemini eğitimci Alaaddin Dinçer ile konuştuk
Gülcan Dereli
Küresel salgın Kovid-19, dünya çapında hızla yayılmaya devam ederken 150’yi aşkın ülkede eğitim ve öğretime kademeli olarak ara verildi. 2020’nin ilk yarısı itibarıyla dünya çapında bütün eğitim kademelerinde bir milyarın üzerinde öğrenci, geleneksel yüz yüze eğitim ortamlarından uzaklaşmak zorunda kaldı. Türkiye’de de eğitim öğretime ara verilmesinden 18 milyonu aşkın öğrenci, 1 milyonu aşkın eğitim emekçisi etkilendi. Öğrenciler geçen eğitim-öğretim yılının ikinci döneminde doğru-dürüst eğitim almamalarına rağmen iktidar milyonlarca öğrencinin kaderini etkileyecek sınavları ertelemedi ve itirazlara rağmen sınavları yaptı. Şimdi de itirazlara ve salgına karşı önemli bir hazırlık olmamasına rağmen okullarda yüz yüze eğitim başlatmak istiyor. Hükümet salgına rağmen hükümet önce okullarda yüz yüze eğitimin 31 Ağustos’ta başlayacağını duyurdu. Ancak salgındaki artış seyri hükümeti yeni bir karar almaya itti ve yüz yüze eğitimin başlaması 21 Eylül’e ertelendi. Uzmanlar salgındaki yayılma bu hızla devam ederse okulların açılmasının bir kez daha ertelenebileceğini belirtiyor. Biz de Yeni Yaşam gazetesi olarak eğitimdeki bu karmaşayı, öğrencilerin yaşadığı mağduriyeti ve sınavları eğitimci Alaaddin Dinçer ile konuştuk.
- Yüksek Öğretim Sınavı (YKS) öğrencilerin ve eğitimcilerin taleplerine rağmen ertelenmedi. Sınav sonuçları açıklandı ve tercihlerin başlamasına sayılı günler kaldı. Sizce bu yıl YKS nasıl geçti? Sınav sistemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Adları değişse de yeni bir oyun yazılmış olmuyor. Hepsi sıralamaya ve seçmeye dayanan bir tür eleme oyunu. Yerleşeceklerin oranı, sınava girenlerin oranının 1/3’ü olunca oyunun kahramanlarının büyük bir bölümü için sonuç büyük bir trajediye dönüşüyor. Diğer adı YKS olan bu oyunun üç yıllık sonuçlarına bakıldığında dersler içinden sorulan soruların hiçbirinin doğru yanıt ortalaması yüzde 50’nin üzerine çıkmıyor. Başvuranların bir bölümü daha oyuna başlamadan “ben bu oyunda yokum” diyerek oyunu terk ediyor. 2018, 2019 ve 2020 yılında yapılan sınavların sonuçları.
2018’de Yapılan İlk YKS’nin Sonuçları
* TYT Sınavı Geçerli Olan Aday Sayısı: 2 milyon 260 bin 273
* AYT Sınavı Geçerli Olan Aday Sayısı: 1 milyon 877 bin 568
* YDT Sınavı Geçerli Olan Aday Sayısı: 109 bin 593
Görüldüğü gibi, TYT’ye giren adayların yüzde 83.06’sı AYT’ye, yüzde 4.85’i ise YDT oturumlarına girmiştir.
TYT’de sınavı geçerli olan 2 milyon 260 bin 273 adayın 4 testin toplam 120 sorudaki doğru yanıt ortalaması 6.75 olup AYT’nin matematik, fizik, kimya ve biyolojide sorulan toplam 80 sorunun ortalaması 1.79’dur. AYT Türk dili ve edebiyatı ile diğer 6 sosyal bilimler dersinin doğru yanıt ortalaması 80 soruda 2.43’tür. Bu yıla ilişkin 5 yabancı dil dersinin 80 soruluk ortalaması 26.00 olmuştur. 2018 yılında yapılan YKS’nin TYT bölümünde 300 ve üzeri ham puan alan aday sayısı 618 bin 892 kişidir.
2019’da Yapılan İkinci YKS’nin Sonuçları
TYT Oturumu için 2 milyon 515 bin 12, AYT Oturumu için 2 milyon 24 bin 549, YDT Oturumu için 137 milyon 751 Başvuran Aday Sayısı olarak açıklandı.
TYT Oturumu için 2 milyon 390 bin 491, AYT Oturumu için 1 milyon 880 bin 800, YDT Oturumu için 113 bin 956 Sınava Giren Aday Sayısı olarak açıklandı.
TYT Oturumu için 124 bin 521, AYT Oturumu için 143 bin 749, YDT Oturumu için 23 bin 795 Sınava Girmeyen Aday Sayısı olarak açıklandı.
TYT’de sınavı geçerli olan 2 milyon 390 bin 491 adayın 4 testin toplamı olan 120 sorudaki doğru yanıt ortalaması 7.66 olup AYT’nin matematik, fizik, kimya ve biyoloji ortalaması 1.95’tir. AYT’nin Türk dili ve edebiyatı ile diğer 6 sosyal bilimler dersinin ortalaması 2.45, yabancı dil ortalaması 26.64’tür. 2019 yılında ham puan olarak 300 ve üzerinde puan alan aday sayısı 657 bin 528 kişidir.
2020’de Yapılan Üçüncü YKS’nin Sonuçları
TYT oturumuna başvuran aday sayısı 2 milyon 424 bin 718’dir. TYT için sınavı geçerli olan aday sayısı 2 milyon 295 bin 890’dır. AYT Oturumu sonunda sınavı geçerli olan aday sayısı 1 milyon 672 bin 376 olup, YDT için sınavı geçerli olan aday sayısı ise 105 bin 573’tür.
TYT’de sınavı geçerli olan 2 bin 295 bin 890 adayın 4 testte sorulan toplam 120 soru ortalaması 7.07 olup, AYT’de matematik, fizik, kimya ve biyolojide sorulan toplam 80 sorunun doğru yanıt ortalaması 2.60’tır. AYT’nin Türk dili ve edebiyatı ile diğer 6 sosyal bilimler dersinin ortalaması 33.35’tir. 2020’de ham puan olarak 300 ve üzerinde puan alan aday sayısı 814 bin 937 kişi olmuştur.
- Peki, sonuçları karşılaştırırsak bize ne söylüyor?
Ayrı ayrı dersler incelenip kıyaslandığında 2020 yılının yabancı dil sonuçları diğer iki yıla göre yükselmiştir. Benzer bir yükselme matematik testinde görülmektedir.
Sosyal bilimler test ortalamalarında özellikle de DKAB ve ek felsefe grubunda belirgin bir düşüş olduğu görülmektedir. 2018’de 6 soruda 2.098 olan ortalama 2020 yılında 0.652’ye gerilemiştir.
Her yıl oranı ortalama yüzde 5 ile yüzde 7 arasında olan aday YKS’ye başvuru yapmasına rağmen sınav günü geldiğinde sınava girmemektedir.
Sonuç olarak, önce temmuz ayında yapılacağı ilan edilen ancak sonra turizm kaygısı ile yaklaşık bir ay erkene çekilen YKS’nin bu yıl geçen yıllardan farklı olarak aynı soru sayısına karşılık sürenin daha uzun tutulmasına rağmen genel ortalamalardaki sonuçların yeterli düzeye çıkamamış olması başlı başına bir sorundur. Bu sorun aslında mevcut eğitim sistemini sınav sonuçlarına göre bir yarışa dönüştüren ve bu yarış üzerinden programlayan yöntem ve uygulamaların sorgulamasının yapılması gerektiğini ortaya koymaktadır. Son üç yılda oluşan oransal değerler arasında olumlu yönde büyük sıçrama yapacak düzeyde sonuçlar ortaya çıkmaması yıllar geçse de sonuçların değişmediğini, olumsuz olarak gördüğümüz bu sonuçları yaratan nedenlere odaklanmadan ve bu nedenlerden dolayı oluşan sorunları çözmeden kısa ve orta vadede bir iyileşme olmayacağı gerçeğini görmek gerekmektedir. Yol yürürken kervanı yolda düzeltme anlayışı mutlaka terk edilmeli, yola çıkmadan önce kervanı aklın ve bilimin rehberliğinde düzenlemek rasyonel olandır.
4+4+4 Eğitim Sistemi ve LGS 2020
- Sürekli değişen eğitim sistemi bu ortaya çıkan tabloda belirleyici olabiliyor mu? Mesela 4+4+4 sistemi ne kazandırdı, ne kaybettirdi?
2020 yılında yapılan LGS’yi geçmiş yıllarda yapılan liseye geçiş sınavlarından farklı kılan özellik, bu yıl yapılan LGS’ye 2012-13 eğitim-öğretim yılında uygulamaya konulmuş olan 4+4+4’lük okul türleri yıllarında ilkokula başlangıç yapan öğrencilerin 8. sınıfa kadar gelerek, bu sınıftan bir üst öğretim düzeyine geçiş için yapılan sınava girmeleridir. 8 yıl önce büyük zorlamalarla sonrasında topluma dayatılan bu modelin başarısızlığı 2020 sınavında oluşan bazı göstergelerin 2019 yılında yapılan sınav sonuçlarıyla karşılaştırıldığında tescillenmiş olmaktadır. Bu yıl LGS’ye giren öğrencilerin geçen yıla göre puanlarında görülen azalmayı önemli bir sorun olarak görülmesi gerekmektedir. Yaşanan gerilemeyi 2019 ile 2020 yılının dört sonucunu baz alarak gerçekleştirdiğimiz karşılaştırmalarda daha net görmekteyiz
TABLO: 1
* Birinci karşılaştırma çözülen doğru soru oranlarının toplamı üzerinden oluşan rakamsal değerlerin karşılaştırılması ile gerçekleştirildi.
* 2019’da doğru soru çözme ortalamalarının toplamı 45.17 olurken, 2020 yılının ortalaması 40.01 oldu. Arada 5.16’lık (yüzde 12.90) bir fark oluşmuş durumda.
* 2020 yılının sonuçlarında fen bilimleri dersinin dışında diğer derslerin tamamının ortalaması 2019 yılının altında kalmıştır. Fen bilimleri dersi dışında kalan derslerde azımsanmayacak oranda düşüşler yaşanmıştır.
* İkinci karşılaştırma 0-1 doğru soru yüzdesi ile 9-10 ve 19-20 doğru soru yüzdesinde yaşanan yoğunlaşma arasında gerçekleştirildi.
TABLO: 2
* Tablonun 0-1 soru sütununda matematik dışında kalan bütün derslerde artış olurken 9-10 ve 19-20 sütunlarında fen bilgisi ve din dersi dışında kalan diğer üç derste azalma olmuştur.
* İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük yaklaşık 9-10 soru sütununda görülen yüzde 20’lik farkla dikkat çekerken bu dersi yabancı dil testinin özellikle 0-1 sütununda görülen yaklaşık yüzde 15 artış farkı takip etmektedir. Yabancı dil testinde az soru çözen yüzde artarken, inkılap tarihi ve Atatürkçülük testinde çok soru çözen yüzde azalmaktadır.
* Üçüncü karşılaştırma geçen yıl tam puan alan öğrenci sayısı ile bu yıl tam puan alan öğrenci sayısına bakılarak gerçekleştirildi. Buna göre, geçen yıl bütün soruları çözerek tam puan alan öğrenci sayısı 565 olurken, bu yıl sınava giren öğrenci sayısı yüzde 43 artmasına rağmen tam puan alan öğrenci sayısı yüzde 68 azalarak 181’de kaldı.
* Dördüncü karşılaştırma 400-500 puan sütunlarının yüzdelik oranlarının karşılaştırılması ile gerçekleştirildi. Bu karşılaştırmaya göre, 2019 yılında 400-500 puan aralığında puan alan öğrenci oranı yüzde 13 olurken bu oranın 5 puan azalarak 2020’de yüzde 8’e gerilemiş olduğunu görmekteyiz.
Özet olarak, ortaokul düzeyinde politik arka plan oluşturma adına 2012-13 eğitim öğretim yılında getirilen 4+4+4’lük okul türleri yıllarının 8 yılın sonunda yapılan LGS sonuçlarına bakarak başarısız olduğunu söyleyebiliriz. Aslında bu sonuçlar bize 4 yıllık temel eğitimin yeterli olmadığını göstermektedir. Böyle bir sistemi zorlayarak sürdürme ısrarı hem çocuklarımıza ve topluma hem de ülkeye kaybettirmektedir. O nedenle kaybeden çocuklarımız, ülkemiz ve hepimiz olduk. Bundan sonrası için ciddi ve önemli tedbirler alınmalı, her düzeyde yapısal değişiklikler gerçekleştirilmelidir. Bu değişikliklerin başında da mevcut okul türleri yıllarını 6+3+3 olacak şekilde, program içeriklerini ise bilimsel ve demokratik değerlere/esaslara göre yeniden düzenlemekten geçmektedir.
(Kaynak, 2019-2020 Yıllarının MEB LGS Raporları)
YARIN: Eğitimde eşitsizlik ve yarattığı sonuçlar