TTB üyesi Selma Güngör, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı Kovid-19 vaka sayılarının gerçeği yansıtmadığına dikkat çekerek, toplum yararı için kamuoyuna bilgilerin doğru bir şekilde açıklanmasını istedi
Yadigar Aygün
Sağlık Bakanlığı’nın her akşam açıkladığı koronavirüs verileri uzun süredir toplumun önemli kesimi tarafından şüpheli bulunuyordu. Son olarak Erzurum Valisi Okay Memiş ile Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı veriler arasında büyük bir fark olması bu tartışmaları daha da alevlendirdi. Sağlık Bakanlığı “Kuzeydoğu Anadolu” olarak adlandırdığı ve Erzurum, Erzincan, Bayburt, Ağrı, Iğdır, Ardahan ve Kars’ı içine alan bölge için vaka sayısını 28 Temmuz itibarıyla 2 bin 946 olarak açıkladı. Ancak Erzurum Valisi Okay Memiş sadece Erzurum için vaka sayısını 2 bin 511 olarak açıkladı. Bu açıklama Erzurum dışında kalan 6 ilde sadece 435 vaka olduğunu gösteriyor. Oysa bakanlığın daha önceki açıkladığı rakamlar ile bu sayı çelişiyor. CHP Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin de Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı günlük koronavirüs verilerindeki çelişkiye dikkat çekerek 3 bin 809 hastanın akıbetiyle ilgili durumun belirsiz olduğunu iddia etti. Habertürk yazarı Fatih Altaylı’ya konuşan Şahin, Kovid-19 tedavisinin en az 14 gün sürdüğünü hatırlatıp, “PCR ile kesin tanısı konularak takip edilen hasta sayısı, bilimsel olarak hiçbir zaman son 14 günde tanı konulan toplam hasta sayısının altında olamaz. Fakat 7 Temmuz 2020 tarihinden itibaren takip edilen hasta sayısı, tanı konulan hasta sayısından azdır. Bu da Sağlık Bakanlığı verilerinin ciddiyetten uzak olduğunun ve bakanlığın verilerle oynadığının ispatıdır” dedi. Ayrıca, Mezopotamya Ajansı’nın haberine göre, Mersin Tabip Odası, yaptığı basın açıklamasında kentteki Kovid-19 vakalarından hareketle ülkedeki günlük vaka sayısının en az 5 bin olması gerektiğini açıkladı. Tabip Odası adına açıklamayı okuyan Başkan Dr. Mehmet Antmen, “Bu durumu Türkiye’ye yansıttığımızda ortalama günlük vaka sayısının 5 bin civarında olması kaçınılmaz iken Sağlık Bakanı tarafından her akşam açıklanan toplam vaka sayısının 1000 civarında olması istatistik bilimine aykırıdır. Farklı illerin valilik ve sağlık müdürlüğü açıklamaları da bu tezimizi doğrulamaktadır. İlimizde pandemi ile mücadelede en önde savaşan hekimler ve diğer sağlık çalışanlarından PCR testi pozitif çıkan sağlık çalışanı sayısı 100’ü geçmiştir ve her gün bu sayı hızlı bir şekilde artmaktadır. Sadece son bir hafta içerisinde Mersin Şehir Hastanesi’nde 8 hekim, 4 hemşire, 2 anestezi teknikeri, 1 fizyoterapist, 2 güvenlik, 1 bilgi işlem, 1 taşıma personelinin testleri pozitif çıkmıştır” dedi.
Şüphelilere test uygulanmıyor
Biz de konuyu Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi Selma Güngör’e sorduk. Selma Güngör de Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı Kovid-19 vaka sayılarının gerçeği yansıtmadığı görüşünde. Bakanlığın verileriyle valiliklerin açıkladığı veriler arasında çelişkiler olduğunun altını çizen Güngör, şüpheli vakalara test uygulanmadığını belirterek, “Öncelikle vaka ve test sayısı arasında şöyle bir uyumsuzluk olduğunu düşünüyorum. Test kimlere yapılıyor konusunda bir belirsizlik söz konusu. Herkese test yapılmıyor. Pozitif vakaların temas ettiği kişilere test yapılmıyor ancak kişilerin Kovid-19 şikayetleri varsa test yapılıyor. Dolayısıyla bu durumda şüpheli olanlar hasta olmadan da virüs taşıyıcısı ve yayıcısı olabilir. Hastanede yatan hasta olmak konusunda kriterlerin çok ağırlaşmış olduğunu görüyoruz. Hastaneye yatış için kriterler çok ağırlaştırıldı. Ağır şikayetleri olanlar ancak hastaneye yatış olabiliyor. Hafif şikayetleri olan kişilerin evde takip ediliyor olması ‘Nasıl olsa hastaneye gitsem bir şey yapılmayacak’ duygusuyla hastaneye başvuruları azaltacağını düşünüyoruz. Test de yapılmadığı için bu kişilerin Kovid-19 olup olmadığını bilmiyoruz. Buna bağlı olarak da vaka sayılarında bir belirsizlik söz konusu var” dedi.
Bilgiler paylaşılmalı
Güngör, salgının yayıldığını hatırlatarak, herkese test yapılması gerektiğini vurguladı. Sağlık Bakanlığı’na göre valiliklerin verdiği vaka sayılarının daha gerçekçi olduğunu belirtti. Sağlık Bakanlığı’nın vaka sayılarında şeffaf olması gerektiğinin altını çizen Güngör şunları belirtti: “Bakanlık ısrarla Kovid-19 hastalarıyla temas eden kişilere karşı test uygulama kararı almadı. Var olan testlere baktığımızda asıl risk grubundaki insanlardan çok başka insanlara test yapıldığını görüyoruz. Hastayı yakalamak gibi bir yaklaşımları yok. Kovid-19 belirtileri gösteren en azından hastanede yatanların testi negatif olsa bile Kovid-19 hastası kabul edilmeleri gerekiyor. Eğer başka bir hastalık varsa bu da bir salgındır. Hastanın, hastalık nedeniyle tedavi olma etkin ve o hastalığa yönelik özgü tedavi olma hakkı da vardır. Kovid-19 kabul edilmiyorsa bir araştırma yapılıp bunun ortaya konması gerekiyor, ya Kovid-19 kabul edecekler ya da başka bir hastalık bu salgın döneminde ortaya çıktı diyecekler. Virüs şüphesi ya da pozitif olanların ağır olanları hastanelerde yatıyor. Sağlık Bakanlığı’nın vaka sayıları gerçeği yansıtmıyor. Valilikler ve sağlık çalışanları sayıları biliyor. Dolayısıyla valiliklerin verdiği bilgilerin daha gerçekçi olduğunu düşünüyoruz. Hastanelerde çalışanlar, o ilin sorumluları hastanelerde kimlerin yattığını, hastalığın seyrini biliyor. Bu bilgilerin kamuoyuyla paylaşması gerekiyor ki toplum önlemlerini alsın. Bu toplumda panik yaratmayla ilgili değil. İnsanlar durumu bilirler ve bu gerçekliğe uygun önlemleri alırlar. Şeffaf olmak gerekiyor. Yoksa bir yandan ‘Vakalar ağırlaşıyor’ deyip, bir yandan ‘Sayılar azalıyor’ demek çelişkili ifadelerdir. Bu çelişkili ifadelerden, başarı hikayesiymiş gibi göstermekten kaçınmak gerekiyor. Biz bütün dünya birlikte başarılı olacağız. Başarımız söz konusu olduğunda bu kısıtlı olacaktır. Yeni Zelanda’da 103 gün sonra yeni vaka tespit edildi. Bu dönemde ülkesel başarıdan çok küresel bir başarı olarak görmek gerekiyor çünkü salgın koşulundayız.”
HABER MERKEZİ