SosyoPolitik SAM araştırmalarına göre mültecilerin yüzde 78.3’ü Türkiye’de yaşamak istiyor. Savaş ve siyasi nedenlerle gelen mültecilerin yüzde 15’i sokakta yaşarken, şiddet, dışlanma, rehin alınma ve güvensizlik etkin rol üstleniyor
SosyoPolitik Saha Araştırmaları Merkezi, 6-9 Ağustos tarihleri arasında Van il sınırları içerisinde yaşayan 60 mülteci ve 40 kent halkı olmak üzere toplam 100 kişiyle yüz yüze mülteciler üzerine bir saha çalışması yaptı. Geçmiş yıllarda Avrupa’ya geçiş güzergahı olarak Van’ı tercih eden mültecilerin yüzde 18,3’ü yerleşik hayata geçtiği ve yüzde 78.3’ü burada yaşamak istediğini beyan ediyor.
Yüzde 70’i erkek
“Cinsiyet” dağılımı incelendiğinde; yüzde 70’i erkek, yüzde 30’u kadın katılımcılardan oluşuyor. Her yaş grubundan mülteci katılımcıya ulaşılan çalışmada katılımcıların yüzde 80’inin genç yaş grubundan olduğu dikkati çekiyor (Yüzde 45’i 18-24 yaş, yüzde 35’i 25-34 yaş grubundandır). Yüzde 58,3’ü bekâr, yüzde 35’i evli olan araştırma grubunun önemli bir kesiminin öğrenim düzeyinin düşük olduğu görülüyor. Katılımcıların yüzde 35’i okuryazar değil iken, yüzde 1,7’si diplomasız okuryazar, yüzde 10’u ilkokul mezunu olduğunu belirtiyor. Katılımcıların yüzde 20’si ise üniversite mezunu olduğunu kaydediyor.
Çoğunluk Afganistan’lı göçmen
Araştırma grubunun “Mensup oldukları uyruk ” sorusuna, görüşmecilerin yüzde 85’i Afganistan, yüzde 8,3’ü Suriye, yüzde 6,7’si İran yanıtlarını veriyor.
Erdoğan’ın her fırsatta misafir dediği göçmenlerin yüzde 15’i sokakta yaşıyor
Verilen yanıtlara göre, mültecilerin yüzde 50’si hiçbir gelire sahip değilken; toplamda sadece yüzde 8,4’ü 3 bin TL üzeri hane aylık gelirine sahip. Çalışmaya göre mültecilerin yüzde 76,7’si apartman dairesinde yaşarken, yüzde 15’i park/ bahçe/ sokakta, yüzde 3,3’ü müstakil bir konutta, yüzde 3,3’ü gecekonduda, yüzde 1,7’si bir devlet dairesinde yaşadığını bildiriyor.
Savaş belirleyici rol
Araştırma grubuna yöneltilen “Hangi sebeplerden dolayı ülkenizden ayrılmaya karar verdiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 90’ı savaş/siyasi, yüzde 5’i ekonomik, yüzde 5’i ise yaşam tarzından dolayı yanıtlarını veriyor.
Yüzde 73’ü polis şiddetine maruz kalıyor
Araştırma grubunun yüzde 90’ı Türkiye’ye düzensiz (illegal) yollarla giriş yaptığını, yüzde 66,3’ü Türkiye’ye gelirken yolda sorunlar yaşadıklarını bildiriyor. Yaşadıkları sorunlar için yüzde 73,7’si polis şiddeti, yüzde 13,2’si hırsızlar tarafından darp ve gasp, yüzde 10,5’i kaçakçılar tarafından şiddet, yüzde 2,6’sı rehin alınma/fidye isteme biçiminde tarif ediyor.
Yabancılık ve dışlanma hissi yaşanıyor
Yine katılımcıların yüzde 86,7’si Van’da “yabancılık ve dışlanma hissi” yaşadıklarını söylerken; yüzde 58,3’ü “yerli halk ile uyum sorunu yaşadıklarını” belirtiyor. Bu kesime “Ne tür bir uyum sorunu yaşıyorsunuz” sorusu da yönetildi. Bu soruya katılımcıların, yüzde 80’i kullanılan dil, yüzde 11,4’ü siyasi görüşler, yüzde 8,6’sı kültürel çatışmalar yanıtlarını veriyor.
Ayrımcılık, dışlanma, kötü muamale
“Kent sakinlerinin size yaklaşımlarını değerlendirmenizi istersek ne dersiniz?” sorusuna da katılımcıların yüzde 36,8’i “Beslenme, barınma gibi temel ihtiyaçlarımızı karşılamamızda yardımcı oldular”; yüzde 23,3’ü bizi “Bağırlarına bastılar”; yüzde 18,3’ü “Bizi görmemeyi tercih ediyorlar”, yüzde 8,3’ü “Dışladılar”, yüzde 8,3’ü “Kötü davrandılar”, yüzde 3,3’ü “Ayrımcı yaklaştılar”, yüzde 1,7’si “Olumsuz bir durum yaşamdık” şeklinde yanıtlar veriyor.
Yine “Devlet kurumu çalışanları (sağlık personelleri, emniyet mensupları vs.) size nasıl davranıyor?” sorusuna katılımcıların yüzde 50 “İyi davranıyor”, yüzde 41,7’si “Kötü davranıyor” derken, yüzde 8,3’ü kararsız olduğunu bildiriyor.
Almanya, Fransa, Kanada
“Hangi ülkeye gitmek istiyorsunuz?” sorusu yöneltildi. Görüşmecilerin yüzde 38,5’i Almanya, yüzde 38,5’i Fransa, yüzde 23’ü Kanada yanıtını veriyor.
Ülkeye dönmek isteyen yok
“Ülkenize dönmek ister misiniz?” sorusuna yüzde 75’i “Hayır”, yüzde 25’i “Evet” derken; “Hayır” diyenlerin yüzde 88,9’u savaştan dolayı dönmek istemezken; dönmek isteyenlerin temel gerekçesinin ülkelerine olan özlem ve yakınlarının orada bulunması geliyor.
Bununla birlikte “Geriye dönüp baktığınızda ‘İyi ki ülkemden ayrılmışım’ düşüncesine katılıyor musunuz?” sorusuna yüzde 66,7’sinin “Hayır”, yüzde 33,3’ünün “Evet” dediği görülüyor.
Yarısı sağlık hizmeti alamıyor
Son aylarda yaşanan pandemi ile mültecilerin sağlık ihtiyaçlarına ne denli erişebildiği meselesi önem kazanıyor. Bu nedenle sorulan “Genel sağlık sorunlarınız veya pandemi sürecindeki virüs yayılımı konusunda herhangi bir sağlık hizmeti alabiliyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 48,3’ü “Hayır”, yüzde 36,7’si “Evet”, yüzde 15’i “Kısmen” şeklinde yanıt veriyor.
Geleceğe dair bir umut yok
Son olarak “Sizce gelecekte nasıl bir hayatınız olacak?” sorusuna araştırma grubunun önemli bir kesimi gelecek konusunda umutlu değil. Soruya yüzde 51,7’si “Fikrim yok/bilmiyorum”, yüzde 18,3’ü “İyi bir gelecek bizi beklemiyor”, yüzde 16,7’si “Kötü bir yaşantımız olacak” derken, sadece yüzde 13,3’ünün “Daha iyi bir geleceğimiz olacak” dediği tespit ediliyor.
Araştırma şirketi ayrıca anketörlerin mültecilere dair gözlemlerini ise şöyle aktardı: “Kentte ağırlıklı olarak Afgan mültecilerin olduğu, Suriyeli mültecilerin kapılar açılınca ülkelerine döndükleri, kentte çok az sayı da Suriyeli mültecinin olduğu, kalan Suriyeli mültecilerin ağırlıklı olarak kentin sokaklarında dilencilik yaptığı, Mültecilerin yaşam koşullarının oldukça ağır olduğu, sokakta yaşayanlar dışında kalanlarında harap olmuş dairelerde yaşadığı, Afgan Mültecilerin yaşam koşullarının diğerlerine göre nispeten iyi olduğu, Afganların büyük bir kesiminin kentte iş sahibi olduğu bildirilmiştir.
Mültecilerin çoğunluğunun ülkelerindeki savaştan dolayı göç ettiğini gözlemleyen anketör notuna göre; Kente uzun zaman önce göç edenlerin yerli halkla bir uyum yakaladığı, uzun süredir kentte olan mültecilerin kentte kullanılan dillerin en az birini öğrendikleri, Ancak yeni göç etmiş olanların Türkçe öğrenemedikleri için ciddi bir iletişim sorunu yaşadıkları, büyük bir çoğunluğu ya batı illerine ya da Avrupa’ya göç etmek isteseler de bu mümkün olmayınca yaşadıkları kente uyum sağlamaya iş bulup çalışmaya başladıkları kaydedilmiştir.
Mültecilerin çok büyük kısmının illegal yollarla kente giriş yaptığı, bir kısmının polis şiddetine ve hırsızlığa maruz kaldıklarını, ihbarlar üzerine polislerin mültecilerin evlerine sık sık baskınlar düzenlediğini, bu nedenle kente alışma sürelerinin uzadığını ya da başka kentlere gitme çabasına girdiklerini bildirdiği gözlem notuna göre mültecilerin büyük kesimi erkeklerden oluşuyor, kadınların önemli kesimi ev kadını (ev içi ücretsiz işçi) ve dışarıyla bağları oldukça düşük çalışmanın ikinci bölümünü yerleşik Kent sakinleri oluşturmuştur.”
Dışlanma oranı yüksek
Araştırmanın kent halkıyla yapılan bölümünde ise ayrımcı tutum öne çıkıyor. Buna göre, Vanlılara öncelikli olarak “Van’daki mültecilerle ilgili fikir ve kanaatleri en çok nereden edindikleri?” soruluyor; yüzde 60’ı “Kişisel gözlemlerim, tecrübelerimden”, yüzde 20’si “Yerel gazete, TV, radyodan (geleneksel medya)”, yüzde 10’u “İnternet haber sitelerinden”, yüzde 10’u “Sosyal medyadan (Facebook, Twitter vb.)” yanıtlarını veriyor.
MA