İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılara karşı bir araya gelen kadınlar, ‘Herkesi evde, işte, sokakta yaşamlarımızı kuşatan şiddete karşı yükselen kadın isyanını sahiplenmeye çağıyoruz’ dedi
Özgür Kadın hareketi (TJA) ve Dicle Amed Kadın Platformu (DAKP) öncülüğünde bir araya gelen kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilme tartışmalarına karşı eylem düzenledi. Kayapınar ilçesi Dünya Kavşağı’nda bir araya gelen kadınların eylemine, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe yöneticileri, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Dayanışma Derneği (Tuay-Der) yöneticileri, Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) yöneticileri ve Ergani’de reddettiği erkeğin saldırısı sonucu ağır yaralanan Mutlu Kaya ve katledilen ablası Dilek Kaya’nın aile bireyleri katıldı.
Dünya Kavşağı’ndan Rojava Parkı’na yürümek isteyen kadınların etrafı polislerce sarıldı. Yürüyüş yapmaları engellenen kadınlara Valiliğin pandemiden kaynaklı getirdiği yasaklar gerekçe gösterildi. Yürüyüşleri engellenen kadınlar Dünya Kavşağı’nda basın açıklaması yaptı.
Kadınların zılgıt ve sloganları ile başlayan açıklamayı Eğitim-Sen 2 No’lu Şube Eşbaşkanı Zuhal Sezer okudu.
‘Katiller cezasızlıktan cesaret alıyor’
AKP iktidarının kadınları tehdit olarak gördüğünü kaydeden Sezer, “Eril AKP iktidarından güç alan failler, her türlü şiddet, cinayet ve tecavüz suçunu işlemeye devam etmektedir. Sadece Temmuz ayında 36 kadın öldürüldü. Katiller cezasızlık politikalarından cesaret alarak can almaya devam etmektedir. İktidar partisi temsilcilerinin her fırsatta kadın kazanımlarını hedef alması, İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın geri çekilmesine karşı duran kadınlara cinsiyetçi hakaret içeren cümlelerle saldırılması, kadının özgürleşme ve örgütlenmesinden ne kadar rahatsız olduklarının kanıtıdır” dedi.
‘Şiddetin olduğu aile kurumu zayıftır’
İstanbul Sözleşmesi’nin şiddetten korunma ve zararlarını ortadan kaldırma amacının da ötesinde, şiddeti önleyecek ve ortadan kaldıracak yol ve yöntemleri de tanımlayan bir belge olduğunu kaydeden Sezer, “Sözleşmeyle aynı zamanda verilerin tutulması, analizlerinin yapılması, buna uygun politikalar ve çözümler getirilmesi, tüm kurum ve kuruluşlar tarafından etkin ve bütünlüklü olarak bu verilerin sağlanması hedeflenmektedir. Sözleşme aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğini de temel almaktadır. ‘Aile’ kavramının tehlike altında olduğunu söyleyenler bilmeliler ki, içinde şiddetin olduğu aile kurumu zaten zayıftır” ifadelerini kullandı. Sezer, İstanbul Sözleşmesi’nin nefret diliyle beslenen ırkçı, gerici kesimlerce hedef alınmasının nedenini ise, “Sözleşmenin ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği, medeni hal, göçmenlik statüsü gibi nedenlerle hiçbir kesimin ayrımcılığa uğramamasını temin etmesidir” olarak açıkladı.
‘İktidar gereklerini yerine getirsin’
Kadınlar olarak yaşamlarından, haklarından eşit ve özgür yaşam mücadelesinden vazgeçmeyeceğinin altını çizen Sezer “İstanbul Sözleşmesi’nden geri adım atmayacağız. Buradan bir kez daha haykırıyoruz. Herkesi evde, işte, sokakta yaşamlarımızı kuşatan şiddete karşı yükselen kadın isyanını sahiplenmeye, iktidarı ise İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmek yerine gereklerini yerine getirmeye çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
DİYARBAKIR