İktidarın gasp etmek istediği İstanbul Sözleşmesi için kadınlar yine bir çok kentte sokaklara çıktı. HDP’li Züleyha Gülüm, kadının adını dahi silmek isteyen iktidarın, kadınların mücadelesine karşı durmasının kolay olmadığını söyledi
Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesini konu alan ve hukuki bağlayıcılığı bulunan İstanbul Sözleşmesi, AKP-MHP iktidarı tarafından tartışmaya açıldı. Partili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın temmuz başında bizzat partisinin Merkez Yürütme Kurulu’nda (MYK), “Anlaşmadan nasıl çekilebiliriz, inceleyip bana rapor getirin” demesiyle başlayan tartışma büyüdü. İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açıldığı temmuz ayında ajansımızın verilerine göre erkekler tarafından 35 kadın katledildi. 8 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Kadın örgütleri sözleşmenin tartışmaya açılması bir yana tam ve etkin uygulanması için taleplerini yineliyor. HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, iktidarın kadın karşıtı politikaları ile kadınların gündemini değerlendirdi.
Kadınlara saldırılar
AKP-MHP iktidarının uzun zamandır elinde tuttuğu tüm olanaklarla kadın mücadelesini geriletmeye çalışan bir politika izlediğini belirten Gülüm, kayyum atamalarını, kadın örgütlerine yönelik gözaltı ve tutuklamaları, hayata geçirilmek istenen “istismarcılara af” tasarısı, bekçi yasası, sosyal medyaya dönük sansür yasası, İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasını işaret etti. “İktidarın kadını hedef alan söylemleri, kadına yönelik suçların yargılanmaması ve üzerinin örtülmesi, Kürt kadın kurumlarına dönük kapatma, hedef gösterme, gözaltı ve tutuklamalar gibi çok yönlü bir süreç yaşanıyor” diyerek sözlerine başlayan Gülüm, “İktidar uzun zamandır aslında otoriter bir sistem kurarak erkek egemenliği içinde ‘makul kadın’ tanımıyla kadının adını dahi yok etmeyi istiyor” dedi.
‘Mücadele iktidarı korkuttu’
İktidarın istediği kadın modelini yaratmak için uzun süredir kadın kazanımlarını hedef seçtiğini ancak kadınların güçlü örgütlülüğü nedeniyle ise sonuç alamadığını ifade eden Gülüm, “Kadın özgürlük mücadelesi, feminist mücadele gerçekten çok uzun zamandır sokakları, meydanları terk etmeyen bir mücadele. Verilen bu büyük mücadele iktidarı korkutmuş durumda. Çünkü kadın özgürlük mücadelesi onların aslında kadın düşmanı politikalarının önünü kesen bir noktada duruyor. İstanbul Sözleşmesi tartışmaları için de benzer bir durum gelişti aslında. Sözleşmeye dönük oluşan kamuoyuyla birlikte iktidar geri adım atmak zorunda kaldı. Kadınların bu konuda direnci ve baskısı olmasaydı sözleşmeden imzayı geri çekeceklerdi” diye konuştu.
‘Biz kazanacağız’
Kadın mücadelesinin tüm saldırıların üstesinden gelebilecek güçte olduğunu vurgulayan Gülüm, “Bizler de Meclis’te kadınların bu gücüyle söz üretiyoruz. Kadınların sloganlarını Meclis’e taşıyoruz. İktidar öyle ‘Ben İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı geri çekeceğim’ diyemez rahat rahat. Çünkü karşısında güçlü bir hareket var. Hem dünya deneyimlerinden hem Kürt kadın hareketi ve Türkiye kadın hareketi deneyimlerinden yola çıkan bir mücadeleden bahsediyoruz. Bu mücadeleye karşı durmak kolay olmasa gerek. Asla geri çekilmeyecek kadın mücadelesi. Çünkü iktidar tarafından verilen kararların bizleri nasıl etkilediğini deneyimlerimizden biliyoruz. Bu mücadele kadın erkek eşitliği sağlanıncaya dek kararlılıkla sürecek. Kazanımlarımızı vermeyeceğiz aksine yeni kazanımlar alacağız. Biz kazanacağız” diye konuştu.
Kaynak: Gülistan Azak/İstanbul-Jinnews