Ateş düştüğü yeri yakar. Beyrut’a ateş düştü. Aile olarak on binler, kişi olarak yüz binler acıya gark oldu. Keder büyük ve tarifsiz. Bilindiği üzere patlama amonyum nitrat kaynaklı.
Amonyum nitrat hem patlayıcı ham maddesi hem endüstriyel tarımın üretim girdisi. Savaşta anında yok eder. Endüstriyel tarımda tahribatını zamana yayarak ölümcül olur.
Saf su damlaları
Beyrut’ta patlama öyle böyle değil, hacimli; binlerce ton ile ifade edilecek kadar tonajlı. Tamı tamına 2.750 ton. Yaktı, yıktı saniyeler içinde hızla yatay ve dikey yayıldı. Ardında acı sarmallı büyük bir enkaz bıraktı. Üstelik tehlike tam olarak geçmiş değil. Olası şiddetli ters rüzgârlar, zehrin etkisini uzaklara ulaştırabilir, etki alanını daha da genişletebilir. Yağacak bir yağmur saf su damlaları olarak yeryüzüne inmez.
Geçmiş olsun Beyrut ve gezegen
Geçmiş olsun, başınız sağ olsun Beyrut. Geçmiş olsun ve başımız sağ olsun gezegenimiz. Gezegenimiz diyorum, çünkü patlamanın ilk etapta tahribat yarattığı yer Beyrut. Bu doğru. Ama tahribatın etkilerini göreceğimiz yer tüm gezegen olacak.
Küresel şirketlere uyruk
Evet, ülkeler var, ulusal.
Sözde başına buyruk her biri. Gel gör ki, hepsi de bir ejderhaya dönüşmüş küresel şirketlere uyruk. Her ulusun sınırları var, ama insanlar için geçilmez; küresel şirketlerin malları ve paraları için yol geçen hanı. Küresel şirketler gibi gazlar ve zehirler de sınır tanımıyor. Ulus filan takmıyor. Ne erken uyarı sistemleri ne havadan ölüm kusan uçaklar engel olamıyor. Olamaz da.
Amerika ve Kore, Bulgaristan ile Endonezya
Rusya’daki nükleerden Amerika ve Kore, Türkiye’deki jeotermal ve termik santralden Bulgaristan ile Endonezya azade değil. Gök kubbemiz tek. Ve gezegenimizin baş belaları küresel şirketler melanetleriyle her yerde arzı endam ediyor. Dünyaya mütemadiyen çomak sokuyor ejderhalar. Ekonomik, iklim ve gıda krizlerini besliyor, oradan semiriyorlar.
Köpek dişleri
Biliniyor. Kapitalizm kriz içinde. İçine düştüğü krizden kendisini yeniden üretmek için kırsala yönelmiş, köpek dişlerini doğaya geçirmiş durumda. Parçalıyor. Maden şirketleri bir yandan, enerji şirketleri dört bir yandan, endüstriyel tarımın zehir saçması havadan, karadan, sudan molasız devam ediyor. Bilcümle küresel şirket, elmanın içindeki kurt misali
yiyip bitiriyor dünyayı. Ülke yönetenlerini avuçlarına almış, ekolojiyi takmıyor, canlı haklarına aldırmıyor, bütün dünya için tehlike biriktirmeye devam ediyor.