Kadına yönelik şiddet ve saldırıların arttığı bu günlerde avukat Burcu Korkmaz İstanbul Sözleşmesi’nin önemini değerlendirdi
Kadınları erkek şiddetinden korumak için oldukça etkili maddeler içeren İstanbul Sözleşmesi, Türkiye’de uygulanmıyor. Sözleşmenin uygulanmaması bir yana, uzun bir süredir sözleşmeden geri çekilmeye dönük ciddi tartışmalar yürütülüyor. İktidarın sözleşmeye ilişkin kararını bu hafta içinde açıklayacağı belirtiliyor. Bu tartışmalar sürerken, hafta içinde Diyarbakır’da iki kadın eşleri tarafından öldürülmek istendi. Kadınlardan Yenişehir ilçesine bağlı Dicle Kent Mahallesi’nde yaşayan S.P. (39) eşi Zülfü P. tarafından 2 Ağustos günü kesici silahla katledilmek istendi. S.P.’yi ağır yaralayarak olay yerinden kaçmak isteyen Zülfü P., kendisinin kaçmasına engel olan eniştesi Hüseyin Balta’ya bıçakla saldırdı. Yaralanan Balta, hastaneden taburcu edildikten sonra evde yaşamını yitirdi.
Hâlâ firar
Ağır yaralanan S.P., komşularının polisi ve ambulansı araması üzerine Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin yoğun bakım servisine kaldırılarak, tedavi altına alındı. 3 gün yoğun bakımda kalan S.P. hayati tehlikeyi atlatmasının ardından Göğüs Cerrahi Servisi’ne alındı. Buradaki tedavisi tamamlanan S.P., hastaneden taburcu edildi. S.P.’nin canına kast eden, eniştesini öldüren Zülfü P. ise hala yakalanamadı.
2 ayda 3 şikayet
Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Arjin Dilek Öncel’e konuşan S.P.’nin avukatı Burcu Korkmaz, müvekkilinin son iki ay içinde 3 defa karakola gidip Zülfü P. hakkında şikayetçi olduğunu, ancak iki şikayetinde Türkçe bilmediği için karakolda kendini ifade edemediğini, 3. şikayetinde ise yeğeni ile karakola gidip ifade verdiğini kaydetti. Korkmaz, son 6 ayda sistematik şiddete maruz bırakılan S.P.’nin sadece son şikayetinin işleme konulduğunu söyledi. Korkmaz, olay gününü şu sözlerle anlattı: “2 Ağustos günü müvekkilim karakola gidiyor. Şüpheli tutuklanıncaya kadar karakolu terk etmeyeceğini söylüyor. Şiddet gördüğü, ölümle tehdit edildiği için bir işlem yapılmasını istiyor ve karakolda beklemeye başlıyor. Daha sonra gözaltına alınan Zülfü P.’nin ifadesi alınıyor. Şüphelinin ifadesi alınırken, müvekkilim ve çocukları evine dönüyor. Savcılık, şüphelinin tutuklanma ihtimali üzerinde duracaklarını söylüyor. Ancak iki saat sonra Zülfü P. serbest bırakılıyor. Eve gelip çocuklarının yanında müvekkilime şiddet uygulamaya başlıyor.” Korkmaz, Zülfü P.’nin kaçarken S.P.’nin eniştesi Hüseyin Balta’yı da yaraladığını, birkaç gün sonra hastaneden taburcu edilen Balta’nın evde yaşamını yitirdiğini söyledi.
S.P.’nin geçtiğimiz gün taburcu olduğunu kaydeden Korkmaz, müvekkilinin hayati tehlikesinin devam ettiğini, S.P. ve aile bireylerinin hala tehdit altında olduğunu, bunun için savcılıkla iletişime geçtiklerini belirtti. Karakolun, S.P.’nin ölüm tehdidi aldığına dair şikayetlerine rağmen erkeği serbest bırakmasına tepki gösteren Korkmaz, “Kadına yönelik şiddet aile içinde yaşanıyorsa, gittiğiniz karakoldaki görevliler, hiç tanımadıkları kadınların hayatları hakkında karar verme yetkisini kendilerinde görüyorlar. ‘Aile içi bir olay, biz buna karışmayalım zaten bir hafta içinde düzelir’ mantığı ile yaklaşılıyor. Yapmaları gereken yasaları uygulamak. Şikayeti işleme almak, savcılığa sevk etmek. Fail kadar burada karakol da sorumlu” dedi. Şikayet için karakola giden kadınların vicdani baskı altında tutulmaya çalışıldıklarını dile getiren Korkmaz, “Yakın zamanda sürekli takip edilerek taciz edilen bir kadın karakola şikayet başvurusunda bulundu. Gözaltına alınan erkek için, karakoldaki görevli memurlar, ‘Bu adam düzgün biri, sana bu kötülüğü yapmış olamaz, uzlaşın’ diyerek vicdanen bir baskı oluşturmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
İstanbul Sözleşmesi önemli
İstanbul Sözleşmesi’nin amacına değinen Burcu Korkmaz, kadınların ancak sözleşmenin tüm maddelerinin uygulanması ile korunacaklarını söyledi. Korkmaz, “İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, bir kadının kadın olduğu için şiddet görmesini engellemeyi içeriyor. İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasının gündeme geldiği şu zamanda, mevcut durumda kadınlar katlediliyorken, sözleşmeden geri adım atmak demek kadınlar açısından endişe ile karşılanıyor” sözleri ile sözleşmenin önemine değindi. Korkmaz, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması ile kadına yönelik şiddetin milimize edeceğini belirtti. Kadın cinayetlerindeki artışın nedenlerine de değinen Korkmaz, cinayet işleyen erkeğin bu cesareti iktidardan ve karakollarda polisin gösterdiği tavırdan aldıklarını dile getirerek, şöyle devam etti: “Erkek ifadeye çağrılıyor, serbest bırakılıyor, ceza almıyor, iyi hal indirimi alıyor. Karakollarda polisin tavrı, erkeğin sırtını sıvazlayan söylemleri ile cinayetler meşrulaştırılıyor. Erkek bu yaklaşımdan cesaret alıyor.
DİYARBAKIR