Son 6 yıl içerisinde 176 bin 951 kişi, ‘adil yargılanma hakkının ihlal edildiği’ gerekçesiyle AYM’ye başvurdu. CHP’li Tanrıkulu, AYM’nin tutumu için ‘insan hakları ihlalleri politikasının ortağı haline geldi’ yorumu yaptı
Türkiye’de insan hak ihlalleri özellikle sokağa çıkma yasakları ve OHAL döneminde büyük artış gösterdi. Yaşam hakkı, adil yargılanma hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme, toplantı ve gösteri yürüyüşleri özgürlüğüne dair ihlaller tavan yaparken, işkence tekrar gündeme geldi. Cezaevlerindeki ihlallerin de ciddi boyutlara ulaşması bir çok rapora yansıdı. Tüm bu ihlallere karşı mağdurlar çareyi Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulunmakta aradı.
176 bin başvuru
AYM’ye, 23 Eylül 2012 ile 30 Haziran 2018 tarihi arasındaki dönemde, 176 bin 951 kişi “adil yargılanma” talebiyle başvuru yaptı. Buna ek olarak 37 bin 294 kişi “mülkiyet”, 26 bin 358 kişi “ayrımcılık yasağının ihlali”, 13 bin 439 kişi “hürriyet ve güvenlik”, 7 bin 704 kişi “yaşam”, 5 bin 250 kişi “ifade özgürlüğünün ihlali”, 3 bin 578 kişi “işkence ve kötü muamele”, 3 bin 22 kişi “eğitim”, 2 bin 613 kişi “toplantı ve gösteri hakkı ihlali” ve bin 316 kişi ise “din ve vicdan özgürlüğü hakkının ihlali” nedeniyle bireysel başvuruda bulundu. OHAL’le birlikte arttı AYM’ye yapılan bireysel başvuru sayısının yıllara göre dağılımı şöyle: 2013 yılında 9 bin 897; 2014 yılında 20 bin 578; 2015 yılında 20 bin 376; OHAL’in ilan edildiği 2016 yılında 80 bin 756; 2017 yılında 40 bin 530; 2018 yılının ilk 6 ayında ise 17 bin 892.
‘Rejimin ana karakteri’
Hak ihlalleri konusunda çalışmalar yürüten Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever’e verdiği demeçte, yakın tarihinin en ağır hak ihlali tablosuyla karşı karşıya olunduğunu vurguladı. Bu tablonun sorumlusunun AKP hükümeti olduğunu ifade eden Tanrıkulu, “Bu rejimin ana karakteri insan hakları ihlalleri oldu.İnsan hakları ihlalleri, hükümet politikasına dönüştü. En kötüsü de bunu dert edinen ve bu ihlalleri gidermeye çalışan siyasi iktidar yok. Eskiden en kötü dönemde bile iktidarlar insan hakları ihlalcisi olarak görülmekten çekinirlerdi. Ama şimdi bu iktidar sonuçta hem yargı uygulamalarıyla hem de kendi uygulamalarıyla ağır insan hakları ihlallerine sebebiyet vermekte ve gelen eleştirileri de duymazlıktan gelmekte” dedi. Tanrıkulu, ihlalleri dile getirenlerin ise “hain”, “terörist” gibi suçlamalarla baskı altına alındığını söyledi.
‘AYM rejimin ortağı’
Tanrıkulu, ihlaller konusunda AYM’ye ise şu eleştiride bulundu: “AYM’nin de ihlallerin bu boyuta gelmesinde bireysel başvuru makamı olarak büyük sorumluluğu var. Kritik konularda bir karar vermeyen sürekli dosyaları sümen altı ederek ve AİHM standartlarında bir karar vermeyerek, bu rejimin insan hakları ihlalleri politikasının ortağı haline geldi.” Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun da etkin olmadığını ifade eden Tanrıkulu, “Komisyon geçtiğimiz dönem çok kötü bir sınav verdi. Cezaevlerinde işkence iddialarını bile araştırmayan bu anlamda cezaevlerine gitmeyen bir pozisyona düştü. Yeni dönemde komisyonu etkin kılmak için çaba göstereceğiz” dedi.
ANKARA