Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtler arası birlik çalışmalarında ikinci aşamaya geçildi. PYNK ve ENKS görüşmelerinin birinci aşamasında temel konularda anlaşmaya varıldığı belirtilse de yolun uzun süreceği öngörülüyor
Tarihi bir aşamadan geçen ve Kürtler için elzem olan birlik çalışmalarında, Rojava’nın nasıl bir rol alacağı önümüzdeki günlerde daha da netleşecek. Kürtler arası birlik için ABD ve Fransa arabulucu olurken, birliğin gidişatını tarafların yaklaşımı ve tutumu belirleyecek.
Kürtler açısından tarihi bir fotoğrafın ortaya çıktığı dönemlerden biri, 2014’te Duhok’ta yapılan görüşmelerdi. O dönem Kürtler birlik için büyük bir zemin yakalamış, sonrasında Türkiye’nin operasyonları ve politik yönelimleri nedeniyle yakalanan ilişkiler sekteye uğramıştı. Şimdi yapılan çalışmaların referansı ise o dönem alınan kararlar etrafında şekilleniyor. Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ve Kürt Ulusal Birliği Partileri (PYNK) yetkilileri arasında yer yer görüşmeler devam ederken, halen istenilen aşamaya geçilmiş değil.
ENKS ne istiyor?
Türkiye’nin siyasi rotası ve planları dahilinde hareket eden ENKS’nin ne kadar samimi olduğu halk arasında tartışma konusu. Rojava halkının sorduğu temel sorulardan biri de ENKS’nin nasıl bir proje ile halka gittiği. 9 yıldır süren kesintisiz mücadelede hiçbir emeği olmayan bir yapının halka neler verebileceği tartışılan konuların başında geliyor. Nitekim ENKS’nin de bu konuda halihazırda bir projesi ve yol haritası bulunmuyor. Sadece var olan kazanımlara eklemlenmek ve pay almak da halk tarafından samimi bir duruş olarak görülmüyor.
ENKS’nin neler istediğine bakılırsa söz konusu soruların gerçekliği başka bir boyuta da taşınıyor. Görüşmelerin ilk aşamasında yönetim, ortaklık ve güvenlik alanlarında belli bir fikir birliğine varıldığı belirtilse de, zaman zaman yapılan açıklamalar ve perde arkasında özerk yönetime yöneltilenler işin başka bir boyutunu gözler önüne seriyor.
ENKS’de üç grup
Birlik çalışmalarına yönelik adımlar atıldığından beri ENKS üç kanat şeklinde hareket ediyor. Tamamıyla Türkiye’nin denetiminde, İstanbul ve Ankara’da kümelenen ve başını Fuat Eliko ile İbrahim Biro’nun çektiği grup, KDP ve istihbaratı Parastin’a bağlı Hewlêr grubu ile Rojava’da merkezlerini açan grup… Her biri ayrı ayrı davranmaya ve politik söylemler ifade etmeye çalışsalar da aynı esaslar üzerinden yürüyor. Türkiye’dekiler MİT’in, Hewlêr’dekiler biraz ABD baskısı, Rojava’dakiler ise “Acaba bir şeyler elde eder miyiz?” perspektifiyle hareket ediyor.
Yabancılar kim?
İlk başlarda dillendirilmese de ENKS’li Siud Mele’nin yaptığı “Yabancılar Suriye’den gitmeli” açıklaması dikkatleri başka bir yöne çekiyor. “Yabancılar” dedikleri, IŞİD’e karşı savaşan, Kuzey ve Doğu Suriye’yi özgürleştiren farklı Kürt bölgelerinden gelen direnişçiler oluyor. Topraklarını koruyan ve savunanların oradan çıkması istemenin bir Türkiye isteği olduğu biliniyor. Yıllarca kendilerini koruyan direnişçilerin etrafında kenetlenen Kuzey ve Doğu Suriye halkları ise bu duruma tepki gösteriyor.
‘Kürt bize Arap size’
ENKS, direkt olmazsa da dolaylı yollardan yönetime ortak olma istemini sürekli canlı tutuyor. Bu konuda çeşitli öneriler ve projeler tartışılırken, ENKS “Dêrik, Qamişlo, Rimêlan, Hasekê ve Kobanê bizim olsun, siz de Arap bölgelerini yönetin” politikası yürütüyor. Bu taleplerini yakın çevrelerinde dillendiren ENKS’nin bu yaklaşımı, özerk yönetim ve halk tarafından kabul görmüyor.
ENKS’nin argümanı
Söz konusu durumlar üzerinden yeniden taban kazanmak isteyen ENKS, Kobanê başta olmak üzere birçok yerde örgütlenmeye çalışıyor. Yaklaşımı ve taşıdığı anlayışıyla taban bulmakta zorlanan ENKS’nin, birçok eski taraftarını “Gelin biz anlaştık. Yönetimde yer alacağız. Siz de bu koltuklara geçin” şeklinde ikna etmeye çalıştığı ifade ediliyor. Örgütlenmesini bu argümanlar üzerinde kuran ENKS’nin inandırıcılığı tartışılıyor.
Kürtler arası birliğin nereye varacağı tam kestirilmese de bu dönemin zorlu geçeceği öngörülüyor.
*Nazım Daştan’a ait bu analiz Mezopotamya Ajansı’ndan alınmıştır.