Kazdağı’nda nöbet tutanlar ve koruma dernekleri alanda altın arama faaliyetlerinin durdurulması için Çanakkale Valiliği’ne başvuru yaptı
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Çan Çevre Koruma Derneği ve aralarında bir yılı aşkındır Kirazlı Balaban mevkiinde Su ve Vicdan Nöbeti tutan yurttaşların da bulunduğu kişi ve kurumlar, altın işletmeciliğinin pandemi süreciyle birlikte değerlendirilerek durdurulması için Çanakkale Valiliği’ne başvuru yaptı.
Başvuruda, altın madenciliği faaliyetinin yok edici-yıkıcı bir faaliyet olduğuna yönelik bilimsel verilere yer verilirken, koronavirüs salgınlarının ve mutasyonlarının çevresel ekolojik yıkımlar, iklim değişikliği ve altın madenciliği ile gerçekleştiğinin altı çizildi. Başvuruda, çeşitli önlemlerin alınması istendi.
350 bin ağaç yok edildi
Bu önlemlerin başında yaklaşık 350 bin ağacın kesilmesine sebep olduğu için ekolojik hasar veren ve altın madenciliği faaliyeti ile giderek bu hasarın artmasına neden olacak olan Alamos Gold firmasının orman arazisinden çıkarılması geliyor. Başvuruda, maden işletmelerinin pandemiye yol açma ve etkisini artırma yönünden değerlendirilerek, tümü için pandemi ve genel sağlık etkilerini gösteren Sağlık Etki Değerlendirme (SED) raporunun oluşturulması, Kaz Dağı yöresindeki tüm Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarının bu yönden gözden geçirilmesi ve bu süre zarfında da tüm faaliyetlerin hıfzıssıhha kurulunca durdurulması gerektiği talep edildi.
Madencilik faaliyetlerinin kümülatif etkisine de değinilen başvuruda, Çanakkale içindeki tüm arama, işletme, ihale ruhsat alanlarının kümülatif etkisinin değerlendirilmesi ve bu değerlendirme bitene kadar proje ve işletmelerin durdurulması istendi.
Kesilen para cezalar
Alamos Gold’un Kirazlı projesini engellemek üzere bir yılı aşkındır Su ve Vicdan Nöbeti tutanların gönüllü olarak kamu hizmeti ve halk sağlığını koruyucu görev üstlendiğinin altı çizilen başvuruda, Çanakkale Valiliği’nin bu yurttaşların kamu hizmeti niteliğindeki tüm faaliyetlerine dönük engelleyici kararlar almaması, pandemi gerekçesiyle kesilen idari para cezalarının da iptal edilmesi gerektiği belirtildi.
Başvuruda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarından da örnekler verilerek, kamu görevlilerinin kamu sağlığını koruyacak olan bu adımları atmamaları durumunda pandemi ile birlikte yaşanılacaklardan da sorumlu tutulacakları ve gelecekte AİHM tarafından Türkiye aleyhine hükmedilecek tazminatların devlet tarafından il hıfzıssıhha kurulu üyelerine rücu edileceği vurgulandı.
HABER MERKEZİ