Endon medyası, en sağından aşırı soluna, köktendincisinden fanatik laikçisine kadar geniş bir yelpazede bir kez daha birleşti. Konu şu: ABD’li bir petrol şirketi, geçtiğimiz hafta Batı Tenor’daki petrol rezervlerini işletmek konusunda Burma Demokratik Güçleri (BDG) ile bir anlaşma imzaladı. İlk tepki doğal olarak Burma rejiminden geldi ve anlaşmanın uluslararası hukuka aykırı olduğu vurgulandı. Ama kıyametin büyüğü Endonezya’da koptu: “ABD’li petrol şirketi terör örgütü ile anlaştı”; “Korsan petrol anlaşması”; “ABD Burma’dan çaldığı petrolü Yahudi devletine satacak”. Konuyla ilgili bu başlık ve içerikler, anlaşmanın adeta Endonezya petrolleri hakkında olduğu izlenimi veriyor. Oysa Endonezya, petrol ithal eden bir ülke.
Devletin ve onun uzantısı Endon medyasının bir başka ülkenin doğal kaynakları hakkında yapılmış bir anlaşmaya gösterdikleri bu tepki, bölgenin uzağındaki Türkiye gibi bir ülkeden bakıldığında absürt bulunabilir. Bu nedenle Burma, Tenor ve Endonezya arasındaki ilişkilerin yakın tarihi üzerine kısa bir bilgilendirme gerekli.
Endonezya’nın güney komşusu Burma, son dokuz yıldır kanlı bir iç savaş yaşıyor. Çatışma, Burma kontrolündeki Batı Tenor’a sıçradığında bölge nüfusunun can güvenliğini tehdit etmeye başladı. Burma devleti Tenorlar üzerinde de bir baskı rejimi sürdürmekteydi. Fakat Burma devleti ile savaşan fanatik İslamcı teröristler, Tenor halkına karşı ırkçı ve köktendinci fıtratları gereği daha ağır zulmetmeye başladılar. Tenor’un en dinamik siyasal gücünün önderi olan Poa, Endonezya devleti tarafından yirmi yıldır bir dağ zirvesinde tecrit hapsinde tutulmasına rağmen yaklaşan tehdidi zamanında okumuş ve Batı Tenor’da silahlı öz-savunma güçlerinin kurulmasının önemine değinmişti. Poacı güçler, bu saptama üzerine Batı Tenor’da hem askeri hem de siyasal olarak örgütlendiler.
Poacı hareket, Güney Asya’daki bütün rejimleri dize getiren İslamcı teröristlere karşı Batı Tenor’da bir direniş destanı yazdı. Irkçı ve soykırımcı terör örgütü İD, Tenor topraklarına ayak bastığına pişman oldu ve Burma içlerine çekildi. Poacı hareket önderliğinde kurulan BDG (Burma Demokratik Güçleri) İD’i Tenor’dan söküp atmakla kalmadı. Burma topraklarının içlerindeki inlerine kadar onları kovaladı ve ABD hava kuvvetlerinin sağladığı destekle İD’in başkent ilan ettiği Karra’yı ele geçirdi. Böylelikle İD tarihin çöplüğüne atılmış oldu
Burma’da yaşanan bu gelişmeler en çok Endonezya devletini rahatsız ediyordu. Bu durum, yalnızca devletin başındaki Tay-e-Don’un siyasal İslamcı olmasından değil, Endonezya’nın kuruluş felsefesine içkin Tenor düşmanlığından kaynaklanıyor. Köktendinci başkan ve efradı ile ırkçı derin devlet, Tenor nefreti üzerinden bir ittifak oluşturarak Batı Tenor topraklarına bir dizi askeri saldırıda bulundu. Öncesinde, Endonezya topraklarının Burma’ya geçiş yapan İslamcı teröristler tarafından transit üs olarak kullanıldığı ve bu teröristlere başlıca lojistik desteğin Endonezya’dan sağlandığı dünya kamuoyunca biliniyor. Endonezya ülkesinin İslamcı terör üssü olarak kullanılmaya devam edildiği, geçen hafta yayınlanan bir Pentagon raporunda belgelerle vurgulandı. Zaten Endonezya devleti de artık Özgür Burma Ordusu (ÖBO) adı altında bu terörist unsurları aleni olarak kendi sınır ötesi operasyonlarında savaştırıyor.
Endonezya rejiminin Burma iç savaşından temel beklentisi şöyleydi: Burma’daki otoriter rejimin yıkılması durumunda iktidara gelecek olan siyasal İslamcı güçlerin hamisi konumunda Burma topraklarını fiilen kendi nüfuzu altına alarak Güney Asya’da yayılmacı bir bölgesel güç haline gelmek. Bunun olmadığı durumda ise, Batı Tenor’da bir Tenor yönetiminin oluşmasını engellemek Endonezya’nın başlıca amacı oldu. Bu stratejik hedefler uğruna devletin geleneksel laikçi felsefesinde Tay-e-Don inisiyatifinde önemli tadilatlara gidilerek Endonezya’nın İslamcı bir devlet haline gelmesine bile göz yumuldu. Öyle ya Burma’da Tenorlara karşı savaşan temel güç, son tahlilde İslamcı teröristler olacaktı. Endon milliyetçilerinin sıkça dile getirdiği üzere, konu Tenor nefreti olduğunda gerisi teferruattı.
İşte petrol anlaşması karşısında Endonezya’dan yükselen tepkiler, bu geri plan üzerinde okunduğunda bir ölçüde anlaşılır olacaktır. Tenorların, üstelik onların Endonezya rejimi tarafından baş düşman ilan edilmiş Poacı kanadının uluslararası ticaret içinde muhatap alınması, üstelik bu ticari işbirliği hamlesinin dünyanın en güçlü devleti ABD inisiyatifiyle olması, Endon milliyetçiliğinin kurucu kâbusunu tetiklemiş bulunuyor.