Gazeteci Hüseyin Deniz’in katledilmesinin üzerinden 28 yıl geçti. Arkadaşları, “Deniz daha çok bölgede yaşanan baskıları, hak ihlalleri ve anti demokratik olayları yazıyordu. Onu unutmadık, unutturmayacağız da” dedi
Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde cadde ortasında arkadan uğradığı silahlı saldırı sonucu katledilen Yeni Ülke Gazetesi’nin Temsilcisi Hüseyin Deniz cinayetinin üzerinden 28 yıl geçti. 31 Mayıs 1992’de ilk kez yayımlanan Yeni Ülke Gazetesi ve daha sonra Özgür Gündem olarak yayın hayatına devam eden gazetenin Ceylanpınar temsilcisi olan Deniz, aynı zamanda Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) üyesiydi. Tarihler 9 Ağustos 1992’yi gösterdiğinde uğradığı silahlı saldırı sonucu ağır yaralanan Deniz, kaldırıldığı Urfa Devlet Hastanesi’nde gerekli müdahale yapılmaması üzerine ailenin girişimleri ile Diyarbakır’a götürülmek üzere yola çıkarılmış, ancak Deniz Diyarbakır’a varmadan yolda yaşamını yitirmişti. Mezopotamya Ajansı’ndan Barış Polat, Deniz’in yakın arkadaşı Mehmet Ali Kahraman ile konuştu. Hafızayı yeniledi.
Baskılar hiç bir zaman yıldıramadı
Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Akarsu (Sitilîlî) köyü doğumlu olup özgür basının yılmayan çınarı Musa Anter’in (Apê Musa) yeğeni olan Deniz, yaşamının büyük bölümünü Ceylanpınar’da geçirdi. Burada eğitimine davam eden Deniz, okulu bitirdikten sonra öğretmen olarak Siverek’te çalışmaya başlar. Deniz, Siverek’te Zazaca ve Kürtçe bir sözlük hazırlamaya başlar ve Kürt Atasözleri (Gotinên Pêşiyan) adlı bir kitap yazar. Çalışmalarına devam ettiği sırada 12 Eylül Askeri Darbesi’nde tutuklanır. Diyarbakır Cezaevinde 4 yıl kaldıktan sona tahliye olur. Öğretmenlik görevinden alınan Deniz, tekrardan Ceylanpınar’a yerleşir. Burada gazetecilik yapmaya devam eder. Birçok gazetede yazıları yayınlanır.
Dosya örtpas edip kapatıldı
Yazdığı yazılar ve yaptığı haberlerden dolayı dikkat çekti. Ardından 9 Ağustos’ta Deniz katledildi. Deniz’in cinayeti 2 yıl meçhul kaldıktan sonra 1994’te cinayette kullanılan Makarov marka silah Hizbullah mensubu Mehmet Şah Bakır’ın üzerinde yakalandı. Söz konusu şahıs bu cinayetlerden sorumlu tutularak, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Hizbullah mensubu Bakır’ın, 2001 yılında aldığı müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından 2 Temmuz 2002’de bozuldu. Yeniden yargılama yapan Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi 2 Kasım 2004 tarihinde Bakır’ı tahliye etti. Bu şekilde bir cinayetin üstü daha kapatılmış oldu.
Hemen sonrasında Apê Musa katledildi
Aynı zamanda Hüseyin Deniz’in dayısı olan Musa Anter, yeğeninin mezarı başında şu cümleyi kuruyordu: “Keşke senin yerinde ben olsaydım. Sana sıktıkları mermi bana değseydi (Xwezî ew guleya berdan te, li min ketiba; li şûna te ez ba ma!)”. Deniz’in cinayetinden bir ay sonra da Musa Anter, Diyarbakır’da katledildi.
Mütevazi ve samimiydi
Ceylanpınar’da esnaflık yaptığı sırada gazeteci Hüseyin Deniz ile arkadaş olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İlçe Eşbaşkanı Mehmet Ali Kahraman, “Hüseyin Deniz Ceylanpınar’da yetişmiş değerli bir insan, aydın, yazar ve bir gazeteciydi” dedi. Her gün görüştüklerini, Deniz’in mütevazı biri olduğunu söyleyen Kahraman, “O dönem ağabeyinin bir dükkanı vardı. Bende esnaftım. Onun için sürekli görüşürdük. O dönem Cumhuriyet gazetesini okuyordum. O da okuyordu. Bir gün bana ‘Yeni bir gazete çıkacak. Yeni Ülke adıyla haftalık çıkacak, haberin olsun’ dedi. Daha sonra gazete çıktı. Bende aldım. Sürekli gazeteyi almaya başladık. Bir gün beni yolda gördü ve bana ‘Gazeteyi nasıl buldun’ diye sordu. Bende gazete çok iyi ama içinde bulmaca yok dedim, güldü. Bana ‘Bulmaca da koyarız. Ama sen çözemeyebilirsin’ dedi. Sonra birlikte güldük” diye anlattı.
‘Unutmadık, unutturmayacağız’
Hüseyin Deniz’in okumayı ve yazmayı çok seven aydın bir insan olduğunu, yine gazeteciliğe de çok önem verdiğini söyleyen Kahraman, şöyle devam etti: “Sürekli bizimle bilgi alış verişinde bulunurdu. Gazetede aynı zamanda köşe yazarlığı yapıyordu. Yazılarını takip ediyorduk. Yazıları genelde bölgede yaşanan baskılar, hak ihlalleri, yine anti demokratik olaylarla ilgiliydi. Yazıları genelde akıcı ve güzeldi. Mesajlarını çok rahat bir şekilde iletebiliyordu. Yanlış hatırlamıyorsam gazetede en son çıkan yazısı ‘Türk İslam Sentezi’ adlı bir yazıydı. Daha sonra katledildi. Her yıl kendisini anıyoruz. Çok değerli bir insandı, onu unutmadık, unutturmayacağız da.”
URFA