‘Güvenlik’ gerekçesiyle bölge kentlerinde çıkan yangınlara çevre köylülerin müdahalesi engellenirken, Mardin Ekoloji Derneği üyesi Akyol, yangınlar için inceleme yapılmasına da izin verilmediğini söyledi
Diyarbakır, Şırnak, Siirt, Bitlis ve Mardin gibi kentlerde son dönemlerde çok sayıda orman yangını meydana geldi.
Resmi kurum açıklamalarında bile yer verilmeyen yangınların birçoğu askeri operasyonlar sonucu yaşandı.
Yangınlardan kaynaklı binlerce ağaç küle döndü, birçok canlının yaşam alanı da yok oldu.
Mardin Ekoloji Derneği üyesi Derya Akyol, “güvenlik” gerekçesiyle çıkartılan yangıları değerlendireren ‘Sadece sıradan bir orman yangını olarak ele alınmaması gerek’ dedi.
Yetkililer yangınlara kayıtsız yaklaşırken, Aykol, çevre köylülerin de yangına müdahale etmesine izin verilmediğini söyledi.
Öte yandan yangınların genelde ‘güvenlik’ gerekçesiyle çıkarıldığını ve bundan kaynaklı alanda inceleme yapmalarına izin verilmediğini dile getiren Akyol, arşiv oluşturulmasına da müsaade edilmediğini kaydetti.
Aykol sözlerine şöyle devam etti: “Bundan sorumlu kurum var. Kaç hektarın yandığını, kaç tane ağacın zarar gördüğünü ve orada bulunan türleri de inceliyorlar. Ama bunu kamuoyu ile paylaşmıyorlar. Bu da bir hafızanın yok olmasına ve sonrasında orada bir iyileştirme çalışmaları yapılmasına engel oluyor”
Akyol, yangınların kuşlar, hayvanlar, mikroorganizmaları da yok ettiğini vurgulayarak endemik türlerin soylarının tükenmesine neden oluyor, dedi
Akyol, “Kurumlar bu yangını söndürme ve kontrol altına almada ve daha sonraki çalışmalarda sorumludurlar. Yangına sebep olabilecek olayların tedbirinin alınması gerekiyor” diye belirtti.
‘Canlıların sesi olmalıyız’
Akyol, rüzgarın etkisi ve bölgenin sıcaklığından kaynaklı yangınların hızla yayıldığına işaret ederek, yangınlara yerel halkın tek başına müdahalesinin de yeterli olmayacağını söyledi. Akyol, şunları söyledi: “Ormanlar bir ağaçtan ibaret değildir. Tam anlamıyla bir yaşam alanıdır. Ormanlar aynı zamanda nefesimizdir. Nerede bir ağaç kesilse veya yakılsa orada yaşayan canlının sesi olmamız gerekiyor. Bu da bizim insani sorumluluğumuzdur.”
MARDİN