İktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek istemesine karşı kadınların tepkileri sürüyor. İstanbullu kadınlar, sözleşmenin hedef alınmasının kadınları kırımdan geçirmek üzere planlandığını söyleyerek mücadeleye vurgu yaptı
Kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesini konu alan İstanbul Sözleşmesi, hukuki bağlayıcılığı bulunan ilk uluslararası belge niteliğinde. Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu sözleşme son aylarda yeniden tartışmaya açılırken, kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor. Temmuz ayında erkekler tarafından 36 kadın katledildi. 8 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Kadın örgütleri sözleşmenin tartışmaya açılması bir yana tam ve etkin uygulanması için taleplerini yeniliyor. Jinnews, İstanbul’da mikrofon uzattığı 3 kadına İstanbul Sözleşmesi’nin hedef alınmasını sordu.
‘Sözleşmeyi çarpıtıyorlar’
İstanbul Sözleşmesi’nin tam da Ayasofya’nın ibadete açıldığı süreçte tartışmaya açılmasının “iktidarın gücünü sağlamlaştırma” niyetinin göstergesi olduğuna dikkat çeken Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcisi Ayşen Ece Kavas, “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması bir yana bunun dillendirilmesinin dahi hayatımız açısından pek çok ihlale yol açıyor. Sözleşmeden çıkılmasına gerekçe olarak dile getirilen “aile yapısı bozuluyor” tarzı söylemler bahanedir. Böyle bir bahane olabilir mi? Kadını ‘namusum için öldürdüm’ diyen katillerin bahanesini dikkate mi alacağız? Tabii ki o ailelerin içinde, o evlerin içinde kadınların öldürülmesine izin veremeyiz. Bunlar tamamen manipülasyon ve çarpıtma yöntemleridir. Esas sorun burada eşitliğin karşısında durmalarıdır. Her gün ölümle burun buruna yaşayan ve yaşamları için her gün devletin kapısından geri çevrilen kadınlara kimse bunu anlatamaz. İstanbul Sözleşmesi eşitlik demektir. Eşitliği kimse karşısına alamaz” ifadelerini kullandı.
Yasalarda “hak” olarak tanımlananların uygulamalara “ceza” olarak yansıdığını vurgulayan Kadınlar Birlikte Güçlü’den Aylin Altınay da her yeni güne daha sistematik ve can yakıcı düzenlemelerle uyanıldığını kaydetti. Kadın ve çocuğa dönük suç işleyen faillerin aksine, bu suçları teşhir eden ve karşısında olan kadınların gözaltına alınıp, tutuklandığını anımsatan Altınay, “Dayatılanların tamamı gerçekten çok politik. Dolayısıyla dayatılanlar çok da şaşırtıcı olmuyor” dedi.
‘Dayatılanı boşa çıkaralım’
Trans bir kadın olarak İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması halinde maruz kalacağı hak ihlallerine dikkat çeken Niler Albayrak ise kadınların kırımdan geçirilmek istendiğini söyledi. Albayrak, “Biz kadınlar hep birlikte savaşarak, mücadele ederek dayatılanları boşa çıkarmamız gerekiyor. Aksi halde kadınları kırımdan geçirmek üzere örgütlenen yapının dayatmaları artacaktır. Eğer İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekilirse ülkede kadın olarak yaşamanın zorlukları artacaktır. Özellikle trans kadın olarak yaşamak çok daha zorlaşacaktır. İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Ama bizler devlet eliyle ölmeye zorlanıyoruz” dedi.
İSTANBUL