Muğla Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi’nin hedef alınmasına karşı bir araya gelerek, mücadeleden vazgeçmeyeceklerini dile getirdi
Muğla Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesi’nin hedef alınmasına ilişkin basın açıklaması düzenledi. Sınırsızlık Meydanı’nda yapılan açıklamaya çok sayıda kadın katıldı. “İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 yasasını uygulayın, Haklarımızın ellerimizden alınmasına sessiz kalmayacağız”, “ Kadın katliamlarını durdurana kadar meydanlardan geri adım atmayacağız” pankartını açıldığı açıklama öldürülen kadınların isimlerinin yazıldığı dövizler taşındı.
Açıklamayı kadınlar adına Berfin Karabağ okudu.
Muğla’da 2 ayda 3 kadın katledildi
Muğla’da iki ayda 3 kadının katledildiğini söyleyen Karabağ, “Hayatlarımız için İstanbul Sözleşmesi uygulansın. Kadına yönelik şiddet her gün arttığı halde İstanbul Sözleşmesinin etkin şekilde uygulanmasını değil, kaldırılmasını gündeme getirenlerin bu cinayetlerin suç ortağıdır. Bize, yarın bir gün bu dövizlerde bizim de ismimizin olabileceğini hissettirenler cinayetlerin sorumlularıdır” dedi.
‘Sözleşmeden dönmek kadın ve çocukları ateşe atmak demektir’
Sözleşmeyi imzaladıkları halde yerine getirmeyenlerin yaşanan şiddetin nefret suçunun faili olduğunu dile getiren Karabağ, sözleşmenin herhangi bir insanın cinsiyeti üzerinden şiddete maruz bırakılmasının önlenmesi, şiddete uğrayanların korunması ve şiddet faillerinin gerektiği şekilde cezalandırılması devlete yükümlülükler getiren uluslararası bir metin olduğunu hatırlattı. Berfin “İstanbul Sözleşmesi kadınların ve çocukların hayatlarını korumak için verilen bir sözdür ve bu “sözden dönmek”, her yıl yüzlerce kadının öldürüldüğü, şikayet edilen en az 28.360 çocuk istismarı vakasının olduğu bir ülkede kadınları ve çocukları ateşe atmaktır” diye kaydetti.
Sadece sözleşmenin iptali gündeminin ortadan kalkmasını değil, sözleşmenin devleti yapmakla yükümlü kıldığı tüm koruma, önleme, tazminat, çok dilli ve anadilinde destek, eşitlik politikaları geliştirme ve uygulama sorumluluklarının da hemen yerine getirilmesini istediklerini söyleyen Karabağ taleplerini şu şekilde sıraladı:
“* İstanbul Sözleşmesi ile ilgili tartışmalara derhal son verilsin, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Şiddetin Önlenmesi Yasası’nın uygulanmasındaki eksiklikler giderilsin, kadına yönelik şiddete karşı acil önlem planı yapılsın.
* Kadınların 7/24 ulaşabileceği, farklı dillerde hizmet, ücretsiz, sadece kadın yönelik şiddet alanında çalışan ayrı bir Alo Şiddet Hattı kurulsun.
* Kadına ve çocuğa yönelik şiddetle ilgili bağımsız bir veri toplama yöntemi geliştirilsin ve kamuoyuna düzenli olarak bu veriler açıklansın.
* Devletin tüm kademelerinde eşitliği sağlayacak, ayrımcılığa son verecek düzenlemeler yapılsın. Eşit yurttaşlığın tüm gereklerini sağlamak için acilen somut adımlar atılsın.
* Cinsel şiddetle mücadele koordinasyon ve kriz merkezleri kurulsun.
* Dijital şiddet ve ısrarlı takip yasalarda tanımlansın ve cezası belirlensin.
* Toplumsal cinsiyet eşitliği, eğitimin her kademesinde zorunlu ders olarak müfredata eklensin.
* İstanbul Sözleşmesi’nin de hükme bağladığı üzere, ülkemizde mülteci ve sığınmacı olarak yaşayan bütün kadın ve çocukların şiddete karşı korunmasında eşit haklara sahip olması için açık ve net düzenlemeler yapılsın.
* Her mahallede kolay ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve 24 saat hizmet verebilecek kreşler açılsın.
* Kadınların rahatça 7/24 ulaşabileceği kadın danışma merkezleri ve yeterli sayıda sığınak açılsın.
* Nafaka tartışmalarına, boşanma süreçlerinde arabuluculuk vs uygulamalarına, boşanma süreçlerinin zorlaştırılmasına kısacası kadınların kazanılmış haklarına yönelik tüm tartışmalara bir son verilsin. Boşanma süreçlerinde kadınlara istihdam, barınma, sağlık ve eğitim olanakları sağlansın. Kadınları şiddete karşı güçlendirecek politikalar hayata geçirilsin.
* Kadın / Toplumsal Cinsiyet Bakanlığı kurulsun.”
MUĞLA