Sağlık sistemi güçlü olmayan ülkelerde; karantina dönemi, hasta yoğunluğu ve hastanelerin enfeksiyon riski açısından güvenli olmamaları COVID-19 dışı hastalıkların ikinci planda kalmasına neden olabiliyor. Bu da bazı kronik hastalıkların derinleşmesine, kişilerde geri dönülmez izler bırakmasına ve hatta yaşam kaybına kadar varabilecek ağır sonuçlara yol açabiliyor.
Tip 1 diyabet de çocukluk döneminde en sık görülen kronik hastalıklardan biri. Diyabetli Çocuklar Vakfı’na göre çocuklarda Tip 1 diyabetin kontrol edilememesi durumunda, erken yaşlarda böbrek yetmezliği, görme kaybı, sinir hücrelerinde zedelenme, erken kalp ve damar hastalıkları görülüyor. Düzenli takip, tedavi ve çocukları ve ebeveynlerini bu konuda güçlendirici çalışmalar ise diyabetli çocukların yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürmesini sağlayabiliyor.
Ne yazık ki Türkiye’deki diyabetli çocukların tamamının bunlara erişebildiğini söylemek güç. Yine vakfa göre Türkiye’de 18 yaş altında 17-18 bin civarında diyabetli çocuk olduğu tahmin ediliyor. Bu bir tahmin çünkü ne yazık ki bu konuda sağlıklı bir veri hala yok. Vakfın Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun diyabet tanısı konmuş çocukların yaşadıkları sorunları şöyle özetliyor:
- Tanı anından başlayarak kendileri ve yakınları için Tip 1 diyabet ile ilgili kapsamlı eğitim alamıyorlar.
- İçinde mutlaka bir diyetisyenin olduğu çocuk diyabet ekipleri tarafından düzenli izlenemiyorlar.
- Okuldaki tedavilerinin genel olarak annelerin desteği ile sürdürülmesi, okul zamanlarında gerektiği kadar desteklenmiyor.
- Toplumun Tip 1 diyabeti bilmemesi nedeniyle, zaman zaman ayrımcılığa maruz kalıyorlar ve iş bulmakta zorluk çekiyorlar.
- Diyabet tedavisinin etkin bir şekilde sürdürülmesi için gerekli olan kan şekeri ölçüm çubuklarının ve diğer üst düzey diyabet teknolojilerinin masrafları karşılanmıyor.
Yaşam pratiklerini, yaşama algılama biçimlerimizi değiştiren, derin yoksulluk, işsizlik vb. sorunlara yol açtığını önümüzdeki günlerde daha da hissedeceğimiz küresel salgın günlerinde tüm bu sorunlar, elbette çok daha fazla yaşanıyor.
Diyabetli Çocuklar Vakfı uzun süredir bu sorunların çözümü, çocukları ve ebeveynlerini bu konuda güçlendirmek için çalışıyor. Kronik hastalıkla birlikte çocuklar ve ebeveynleri için “yeni bir normal” yaratarak sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürmeleri için çabalıyor.
Bu çabalarından birisi de “Arkadaşım Diyabet Kampları”. Diyabetli çocukların eğitim ve sağlıklarını iyileştirmek amacıyla 1997’den beri yapılan bu kamplar bugüne kadar İznik’te, Diyarbakır’da, Uludağ’da yapılmış. Kampların amacı, çocukların ve ailelerin diyabetle arkadaş olmalarını, “yeni bir normal” yaratarak umutla yaşamlarına devam etmelerini, en güncel bilgileri edinmelerini sağlamak ve bunun için çok yönlü imkanlar yaratmak, yani diyabetle arkadaş olmak…
Bu yıl, COVID- 19 salgını sebebiyle kamplar ilk kez yüz yüze yapılamıyor. Bu sebeple online bir buluşma planlanmış: Arkadaşım Diyabet Online Kamp. Her ne kadar bu buluşmanın geçmiş yıllardaki kampların yerine geçmeyeceğini düşünseler de bu buluşmayla yaşanan zorlukları güçlü bir heyecana dönüştürmek hedefleniyor.
Kampın güncel bilgi ve tartışmaları içeren kapsamlı bir programı var. Ayrıca Tip 1 diyabetli çocuk ve gençlerin vereceği konserler de program da yer alıyor. Katılımcıların göndereceği video, resim, soru ve paylaşımlarla interaktif bir kamp olması da hedefleniyor. Ücretsiz gerçekleştirilecek olan kampa kayıt olmak için www.arkadasimdiyabet.com adresinin ziyaret edilmesi, kamp hakkında daha fazla bilgi almak ve etkinliklere katılmak için ise, https://www.instagram.com/arkadasimdiyabetonlinekamp adresinin takip edilmesi gerekiyor.