Yetişkinlerden söz ediyorum. Hepimizin bir siyasi görüşü vardır herhalde. Kimimiz bu görüşümüz doğrultusunda seçimden seçime oy vermekle yetiniriz, kimimiz hayatın farklı alanlarında siyasi faaliyette bulunur. Hayatını tümüyle siyasetine adayanlar da vardır aramızda.
Ama bunun yanı sıra başka sorumluluklar da taşırız. Aile sorumluluklarımız, çocukların eğitimi, sağlığı, güvenliği önceliklidir ve bunlar epey yer kaplar hayatımızda. Böyle olunca da yaşadığımız ülkenin güvenli bir yer olması, barış içinde bir refah toplumuna doğru yol almak, toplumun büyük bir kısmı için en önemli taleptir. İktidardaki azınlığın öncelikleri ile toplumun çoğunluğunun öncelikleri farklıdır.
Bu yüzden de can ve mal güvenliği ile barış ve refah talebi kolayca toplumsallaşabilen taleplerdir ve bu talepler etrafında sivil toplumun geniş kesimlerini bir araya getirmek kolaydır. Böylelikle bu talepler demokratik ittifaklar için güçlü bir zemin oluşturabilir.
İki hafta önce yayımlanan ‘Aksaçlılar Sesleniyor’ başlıklı bildiri tam da işte böyle geniş bir demokrasi zemini oluşturabilecek bir metin niteliğine haizdi.
Bu metni birçok başka benzeri deklarasyondan ayıran şey metnin imzacılarının kendilerine esas muhatap olarak gençleri seçmiş olmasıydı.
Metinde iktidar da muhalefet de uyarılırken gençlerden ise adeta özür dileniyor ve onlara duyulan güven ifade ediliyor.
Şöyle deniyor bildirinin sonunda:
“Size seslenişimizi akıl vermek, büyüklenmek olarak değil bunca yılın içinden süzülmüş deneyimlerimizin özeti ve size hak ettiğiniz aydınlık ülkeyi bırakamamış olmanın eksiklenmesi olarak kabul edin.
“Bizler umudumuzu hiç yitirmedik. Ülkemizin uçuruma sürüklenmesine, gençlerimizin geleceğinin çalınmasına, halkın yoksulluğa mahkûm edilmesine, kaynakların talanına, doğanın tahribine, kadınlara, halklara, gençlere dayatılan bu yaşama dün olduğu gibi bugün de isyan ederken, umudumuzu sizlere bağlıyoruz.”
Tecrübe ile gençliğin dinamizmi buluşurken, aslında biz yetişkinlerin kendi gündelik hayatlarımızda gençlerle ilişkimizin bir benzerini görüyoruz bildirinin burasında.
Sevgili Orhan Doğan’ın ölümünden önce halka seslenirken, ‘siyasetçiler olarak barışı getiremedikleri’ için çok sevdiği, uğruna hayatını feda ettiği halkından özür dilemesini hatırlatıyor bu bildirinin üslubu.
Evet, biz yetişkinlerin bu topraklarda siyasi tecrübesi çok, ama gençlerimiz için barışçıl ve demokratik bir refah toplumu kuramadık.
Yine de ama umudumuz gençlerde.
Ve onlara destek olmak için siyaseti hayatın her alanına yaymak ve her alanda demokrasi mücadelesi vermek de bizim onlara karşı sorumluluğumuzdur.
Aksaçlılar’ın bildirisi dikkat değer.