Avukat Raziye Turgut, Öcalan’ın kronik hastalıklarının da olduğunu hatırlatarak, koronavirüsün yayıldığı bugünlerde Öcalan’ın ciddi risk altında olduğunu söyledi
Asrın Hukuk Bürosu avukatları, İmralı F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan müvekkileri PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’tan haber alamadıkları için 19 Haziran’da Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) “tedbir” talepli başvuru yapmıştı. Başvuru ise “Başvurucuların yaşamlarına maddi veya manevi açıdan yönelen ve derhal tedbir kararı verilmesini gerektiren ciddi bir tehlikenin bulunduğu söylenemez” gerekçesiyle reddedildi. Bunun üzerine avukatlar, AYM’nin tedbir talebinin ret kararını yine tedbir talepli olarak derhal görüşülmek üzere 29 Temmuz günü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu.
Yapılan başvurulara rağmen avukatların görüşme talepleri Bursa Cumhuriyet Başsavcışığı tarafından kabul edilmiyor. Koronavirüs salgını nedeniyle 21 yıl sonra ilk defa 27 Nisan’da ailesiyle telefon görüşmesi gerçekleştiren PKK Lideri Öcalan bu son görüşmede durumlarının o an için iyi olduğunu fakat sonrasında ne olacağını bilmediklerini ifade etmişti. Koronavirüs’ün her geçen gün daha fazla yayılması ve özellikle cezaevlerinde vakaların görülmesi İmralı Cezaevi’ndeki Öcalan ve diğer 3 tutuklunun hayati durumlarına ilişkin kaygıları arttırdı.
Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Turgut, İmralı tecridinin 21 yıllık bir geçmişe dayandığını söyleyerek, “Bu süre boyunca diğer cezaevlerinden ayrı olarak İmralı’ya özgün bir uygulama ile aile ve avukat görüşlerine devamlı bir şekilde gerçekleştirilemiyor. Aile ziyaretleri ‘disiplin cezaları’ gerekçe gösterilerek engelleniyor. Biz avukatların disiplin cezalarının içeriğine ulaşması ve bilgi alması da keyfi ve hukuksuz bir şekilde engelleniyor” şeklinde konuştu. İmralı Cezaevi koşullarının diğer cezaevi koşullarından çok farklı olduğunu söyleyen Turgut, “Aslında tüm Türkiye cezaevlerine baktığımızda bir hukuksuzluğun ve keyfiliğin olmadığını elbette söylemek mümkün değil ancak İmralı Adası’nın dayatılanlar açısından çok daha ağır. İmralı Adası siyasete göre şekillenen bir ada. Maalesef ki, hukukun giremediği ama her türlü hukuksuzluğun işlediği bir ada” dedi.
‘Durum kaygı verici’
Turgut, Öcalan’ın kronik üst solunum yollarından sağlık sorunlarının olduğuna dikkat çekerek, “Covid-19 salgının da tamamen üst solunum yollarıyla bulaşan bir hastalık olduğu düşünüldüğünde müvekkilimiz Öcalan açısından ne kadar ciddi bir risk taşıdığı ortadadır. İmralı Adası’nın nemli ve rutubetli fiziki koşulları ile Sayın Öcalan’ın kaldığı yerin ‘F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ olmasının yanı sıra, bulunduğu alanın havalandırma ve etkinliklerin ne düzeyde olduğuna dair bir bilginin verilmeyişi bir bütünen hastalık açısından çok riskli bir alan olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. CPT’nin raporunda İmralı Adası’na ilişkin hastalık durumunda ani bir müdahale ve sağlığa erişim noktasında yetersiz olduğunu belirtmesi de elbetteki bizler için kaygı vericidir” diye konuştu.
Tecrit topluma uygulanıyor’
Abdullah Öcalan’a yapılmış her dayatmanın Kürt halkının iradesine yönelik olduğunu söyleyen Turgut şöyle devam ediyor: “Yakın geçmişteki OHAL döneminde getirilen avukat görüşmelerinden tutalım da yasal düzenlemelerle getirilen kısıtlamaların tamamının OHAL öncesinde İmralı’da uygulanan kısıtlamalar ve yasaklamalardı. Bu anlamda Türkiye’de yaratılan hukuksuzlukların ilk etapta İmralı Cezaevi’nde uygulanmaya çalışıldığını ve buradan tüm topluma yayıldığını belirtmiştik. Tecrit dayatmaları açısından da bakacak olursak, Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit bugün öyle bir aşamaya getirilmiş ve tüm topluma yayılmış ki, Türkiye için kapalı cezaevi tanımlaması yapmak bu anlamda zor değil.”
Turgut bir kez daha İmralı tecridinin sona erdirilmesinin Türkiye toplumuna uygulanan tecirdin sona ereceği anlamına geldiğini belirterek, “Kadın anlayışıyla ortaya çıkan bir sistem ile erkek egemen sisteminin yıkılması, kapitalist sistemin, erkek egemen anlayışın, tecrit ve savaş politikalarının sona ermesi ve Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasıyla paraleldir” dedi.
Kaynak: Gülistan Azak/İstanbul-Jinnews