Efrîn’de Türkiye destekli gruplar tarafından kaçırılan ve fidye sonucu serbest bırakılan E.A., adlı kadın, işkencehaneye dönüştürülen Ticaret Okulu’nda bir yıl boyunca maruz kaldığı vahşeti anlattı
Türkiye’nin, himayesindeki paramiliter guruplarla 2018 yılının Mart ayında denetimine aldığı Kuzey ve Doğu Suriye’nin Efrîn kentinde, özellikle kadınlara yönelik kaçırma, işkence ve tecavüz olayları sık sık gündeme geliyor. Kentte bulunan Efrîn Ticaret Okulu’nun bir işkencehaneye dönüştürüldüğü, özellikle kadınların burada ağır işkencelere maruz kaldığı ortaya çıktı.
Türkiye destekli paramiliter gruplar tarafından kaçırılan ve ağır işkencelere maruz kalan Efrînli E.A., yaşadıklarını ANHA’dan Fîras İbrahim ve Sîmav Xelîl’e anlattı.
İlk olarak eşi W.M.’nin Özerk Yönetimle ilişkili olduğu gerekçesi ile kaçırıldığını, 23 Haziran 2019 günü ise 3 yaşındaki kızı ile birlikte kendisinin kaçırıldığını söyleyen E.A., bir hafta önce fidye karşılığında kurtarılır.
E.A., babasının 17 milyon Suriye lirası ödemesi sonucu 3 yaşındaki kızı ile serbest bırakılırken, eşi W.M.’nin akıbeti ise hala bilinmiyor.
Su hortumu ile işkence
Anne ve babası ile birlikte şuan Şehba’da yaşayan E.A., esir edildiği süre boyunca yaşadıklarını şu ifadelerle dile getiriyor: “Çeteler, sebebini bilmediğim bir nedenle beni evimden kaçırdılar. Daha sonra beni Ticaret Okulu’na götürdüler. Burada su hortumuyla dövdüler. Küfürler ettiler ve hakaretlerde bulundular. Beni her dövdüklerinde YPG ile ilişkimin olduğunu ve onlara bilgi verdiğimi söylüyorlardı.”
“Ebu Haydar isimli çete, beni işkenceyle sorguluyordu. Bana durmadan YPG’yi, onlara ne bilgi verdiğimi soruyordu. Ben bir ilişkim olmadığını ve bilgi vermediğimi söyledikçe ya kızımı öldürmekle ya da ona uyuşturucu madde vermekle tehdit ediyordu.”
‘Kadınlara ağır işkence yapılıyordu’
Ebu Haydar isimli Türkiye destekli gruplara üye olan kişinin sürekli kendisini tecavüz ve kızını öldürmekle tehdit ettiğini söyleyen E.A., anlatımlarına şöyle devam ediyor: “Bana tecavüz edeceğini, görüntü çekeceğini ve herkesle paylaşacağını söylüyordu. Kadınlara vahşice işkence ettiğinde zorla bana izletiyordu. Kadınlara elektrik veriyordu ve su hortumuyla döverek işkence ediyordu. Kadınlara uygulanan işkenceler o kadar vahşiydi ki izlediklerimden sonra hastalandım.”
‘Uyuşturucu hap veriliyordu’
E.A. kaçırıldıktan bir ay sonra esir tutulduğu Ticaret Okulu’nun, Kürt ve Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlarla dolduğunu, esir alınan kadınların maruz kaldıkları işkenceden dolayı psikolojik sorunlar yaşadığını anlatıyor: “Tutulduğumuz yerler çok kirliydi. Bu yüzden birçok hastalık yayıldı. Uyguladıkları işkencelerin açığa çıkmaması ve kendilerine ne yapıldığını bilmemeleri için kadınlara uyuşturucu hap veriyor ya da iğne yapıyorlardı. Hap ve iğnelerden kaynaklı da birçok kadın ciddi şekilde hastalandı.”
Hapishanede hamile kadınların da bulunduğunu ve o ortamda çocuklarını doğurmak zorunda kaldıklarını dile getiren E.A, “Yeni doğmuş çocukların kıyafet ve süt ihtiyaçları dahi verilmiyordu” dedi.
Ağır işkencelerden dolayı birçok kişinin yaşamını yitirdiğine dikkat çeken, E.A, birçok kadın için de idam kararı verildiğini söyledi.
Sivillere yönelik acımasız uygulamalarıyla tanınan Ebu Haydar, Ebu Arap, Ebu Ziyad ve Ebu Sayir isimli kişiler Türkiye destekli grupların ‘askeri polis’ adlı yapısında yer alıyor. Bu kişilerin ‘sorgulamak’ üzere kaçırdıkları sivilleri ve kadınları Efrîn’deki Ticaret Okulu’nda götürdüğü ve burada ağır işkenceler yaptığı biliniyor. Yine bu kişilerden Ebu Haydar ve Ebu Arap, başta Kürt halkı olmak üzere Suriye halklarına yönelik katliam, işkenceyle dolu karanlık bir geçmişe sahip olduğu söyleniyor.
Efrîn İnsan Hakları Örgütü daha önce kentte bulunan paramiliter gruplar tarafından bin 564 kadına karşı suç işlendiğini ve işlenen bazı suçları belgelediklerini belirtmiş, uluslararası kurumların yaşananlara karşı sessizliğini eleştirmişti.
*Efrin İnsan Hakları Örgütü’nün açıklamaları için tıklayınız.
Kaynak: ANHA